10 Ağustos 2014 Pazar

ÇİFTLİKKÖY

Çiftlikköy , Çeşme’nin güney ve güneydoğusunda  Çeşme’ye beş kilometre uzaklıkta yer alan bir yerleşim merkezidir. Rum yerleşimi zamanında Catapane adıyla bilinen bu bölge, o zamanlarda tütün ekimi yapılan ve balıkçılıkla uğraşılan bir köydü. Rumların ayrılmasından sonra 
geniş ve verimli arazileri bulunduğundan Çiftlikköy ismini almıştır. Verimli topraklarında uzun yıllar sürdürülen tütün ekimi bırakılarak  yerini anason üretimi almıştır. Meşhur Çeşme anasonunun büyük kısmı burada yetişir. Bu bölgenin diğer bir ürünü ise bal’dır. Kekik kokularının doğal olarak karıştığı Çiftlikköy’e özgü bu enfes bal,kekik balı olarak bilinir.Bu bölgeye özgü iki katlı ve Çeşme mimarisini taşıyan evlerin çoğu zaman içerisinde yıkılarak bunların yerine  estetik güzelliği olmayan yeni evler almıştır. Çiftlikköy’ün tipik evlerinden sadece  bir iki tanesi günümüze ulaşabilmiş.
                           PIRLANTA  ve ALTIN KUM  PLAJLARI
Temiz suları ve doğal görünümleriyle Çeşme’nin mavi bayraklı iki doğal plajıdır. Çiftlikköy’ün içinden veya etrafından geçen çevre yolunun izlenmesiyle Pırlanta Plajına ulaşılır. Yaklaşık beş yüz metre uzunluğunda  güzel ve sevimli bir kumsaldır. Plaj doğal konumu nedeniyle sert rüzgarlara kapalı olduğundan denizi sürekli olarak düzdür. Dalga tutmaz. Bundan hoşlananlar özellikle yaz aylarında bu sahili doldururlar.
Pırlanta plajı gibi bilinen ve sevilen diğer bir plajda aynı yolun devamında kısa bir yolculuk ile ulaşılan Altın kum’dur. Adını  ince kumlarından almıştır . Plaj açık denize baktığından diğer yerlere  göre suyu  soğuktur. Sıcak günlerde çok kişinin tercih ettiği kalabalık, büyük ve güzel bir plajdır.
                                 ÇİFTLİKKÖY’ÜN İÇERİSİNDE
Çiftlikköy evlerine özgü el şeklinde imal edilmiş  kapı tokmakları bir zamanlar çok meşhurdu. Evlerin yıkılmasıyla  bu özel kapı tokmakları da kaybolup gitmiş.Burada  bulunan büyük bir  kiliseden ise günümüze sadece bu kilisenin yer mozaikleri ulaşmıştır. Hiç bir koruması olmayan bu mozaikler   evlerinin arasında yer döşemesi şeklinde günümüzde de varlığını sürdürüyor. Dalyanköy’ de bulunan ve bir kiliseden çevrilmiş olan caminin bahçesinde de aynı motifte olan yer mozaiklerini görmek mümkün .Dolayısıyla  aynı ustalar tarafından yapıldıklarını düşünmek olası.  Çiftlikköy’de bulunan   Rum mezarlığı  etrafı duvarlarla çevrili yaklaşık bir dönümlük bir alanı kaplar. Mezarlığın içerisindeki taşlardan yapılmış tek odalı bir kulübe gördüm. Bu kulübe bana çok ilginç geldi. Kapısının üzerinde neden yapıldığı belli olmayan  bir kuru kafa işaretli görülüyor.18.yy da inşa edildiği anlaşılan bu ufak kulübenin içerisinde taşların oyulmasıyla oluşturulmuş  raflar bulunuyor. Bölmelerin yapılımı ve kullanımı amaçları hakkında çeşitli söylentiler var. Bir görüşe göre mezarlık dolduğu zaman eski mezarlardan çıkartılan kemikler şarap ile yıkandıktan sonra bu bölmelere yerleştirilmiş. Bir başka görüşe göre de bu bölmeler bir nevi aile mezarlığı olarak kullanılmış. Vefat edenlerin cesetleri yakıldıktan sonra  aynı aileden olanların  külleri bu bölmelere konulurmuş.
Çiftlikköy mağaraları ile de ilgi çeker. Köyün arka tarafında kalan fazla yüksek olmayan bir dağın yamaçlarında bir çok mağara vardır. Derinliği fazla olmayan bu mağaraların eski zamanlarda depo ve soğutucu olarak kullanıldıklarını düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder