geniş ve
verimli arazileri bulunduğundan Çiftlikköy ismini almıştır. Verimli
topraklarında uzun yıllar sürdürülen tütün ekimi bırakılarak yerini anason üretimi almıştır. Meşhur Çeşme
anasonunun büyük kısmı burada yetişir. Bu bölgenin diğer bir ürünü ise bal’dır.
Kekik kokularının doğal olarak karıştığı Çiftlikköy’e özgü bu enfes bal,kekik
balı olarak bilinir.Bu bölgeye özgü iki katlı ve Çeşme mimarisini taşıyan
evlerin çoğu zaman içerisinde yıkılarak bunların yerine estetik güzelliği olmayan yeni evler almıştır.
Çiftlikköy’ün tipik evlerinden sadece bir iki tanesi günümüze ulaşabilmiş.
PIRLANTA
ve ALTIN KUM PLAJLARI
Temiz suları
ve doğal görünümleriyle Çeşme’nin mavi bayraklı iki doğal plajıdır.
Çiftlikköy’ün içinden veya etrafından geçen çevre yolunun izlenmesiyle Pırlanta
Plajına ulaşılır. Yaklaşık beş yüz metre uzunluğunda güzel ve sevimli bir kumsaldır. Plaj doğal
konumu nedeniyle sert rüzgarlara kapalı olduğundan denizi sürekli olarak
düzdür. Dalga tutmaz. Bundan hoşlananlar özellikle yaz aylarında bu sahili
doldururlar.
Pırlanta
plajı gibi bilinen ve sevilen diğer bir plajda aynı yolun devamında kısa bir
yolculuk ile ulaşılan Altın kum’dur. Adını
ince kumlarından almıştır . Plaj açık denize baktığından diğer yerlere göre suyu soğuktur. Sıcak günlerde çok kişinin tercih
ettiği kalabalık, büyük ve güzel bir plajdır.
ÇİFTLİKKÖY’ÜN İÇERİSİNDE
Çiftlikköy
evlerine özgü el şeklinde imal edilmiş
kapı tokmakları bir zamanlar çok meşhurdu. Evlerin yıkılmasıyla bu özel kapı tokmakları da kaybolup gitmiş.Burada
bulunan büyük bir kiliseden ise günümüze sadece bu kilisenin yer
mozaikleri ulaşmıştır. Hiç bir koruması olmayan bu mozaikler evlerinin arasında yer döşemesi şeklinde
günümüzde de varlığını sürdürüyor. Dalyanköy’ de bulunan ve bir kiliseden
çevrilmiş olan caminin bahçesinde de aynı motifte olan yer mozaiklerini görmek
mümkün .Dolayısıyla aynı ustalar
tarafından yapıldıklarını düşünmek olası.
Çiftlikköy’de bulunan Rum mezarlığı
etrafı duvarlarla çevrili yaklaşık bir dönümlük bir alanı kaplar. Mezarlığın
içerisindeki taşlardan yapılmış tek odalı bir kulübe gördüm. Bu kulübe bana çok
ilginç geldi. Kapısının üzerinde neden yapıldığı belli olmayan bir kuru kafa işaretli görülüyor.18.yy da inşa
edildiği anlaşılan bu ufak kulübenin içerisinde taşların oyulmasıyla oluşturulmuş
raflar bulunuyor. Bölmelerin yapılımı ve
kullanımı amaçları hakkında çeşitli söylentiler var. Bir görüşe göre mezarlık
dolduğu zaman eski mezarlardan çıkartılan kemikler şarap ile yıkandıktan sonra
bu bölmelere yerleştirilmiş. Bir başka görüşe göre de bu bölmeler bir nevi aile
mezarlığı olarak kullanılmış. Vefat edenlerin cesetleri yakıldıktan sonra aynı aileden olanların külleri bu bölmelere konulurmuş.
Çiftlikköy
mağaraları ile de ilgi çeker. Köyün arka tarafında kalan fazla yüksek olmayan
bir dağın yamaçlarında bir çok mağara vardır. Derinliği fazla olmayan bu
mağaraların eski zamanlarda depo ve soğutucu olarak kullanıldıklarını
düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder