16 Ağustos 2014 Cumartesi

KAYAKÖY'DEN ÖLÜDENİZ'E YÜRÜYÜŞ YOLU

Yürüyüş sevenler için çam ormanları arasında, kuş sesleri ve harikulade manzaralarıyla yaklaşık sekiz kilometrelik bir yürüyüş parkurundan bahsetmek istiyorum.
Kayaköy bana her zaman ilginç gelmiştir. Terk edilmiş yüzlerce Rum evi, kiliseler, okullar, evlerin arasında  taş yollar, su sarnıçları, Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir görüntüyü gözler önüne seriyor. 15 dakika kadar  Kayaköy’ü seyredip parkurumuza başlıyorum.

GEZİM BAŞLIYOR
Gezi yolumuz  Kayaköy’de  evler arasındaki yolu izleyip yamacın üst kesimlerine doğru çıkmakla başlıyor. Bu  dik yokuş  bence yolun en yorucu kısmı olsa gerek. Büyük kilisenin önünde  dikkatli olunmalı, ikiye ayrılan yolun  Ölüdenize gideni  sağ tarafta.
Bundan sonra yolumuz  orman içerinde devam edecek. Yürüyüş sırasında 
ağaçların ve kayaların üzerinde bulunan yürüyüş yapanların yollarını kaybetmemesi için düşünülmüş okları izlemeyi unutmayın. Kırmızı, beyaz bazı yerlerde sarı olabilen bu işaretleri dikkatli bir şekilde izlerseniz Ölüdenize kadar   güzel bir yolculuk yapabilirsiniz. Çapraz çizgiler gidilmemesi gereken yolları gösteriyor. Bunu da unutmayın derim.

 YOLCULUK   ZORLAŞIYOR
Orman içerisine girdik. Genel olarak yokuş aşağı bir yol. Ağaçlar bazı yerlerde o kadar sık ki buralarda yürümek oldukça  zor.  Ama yılmadım.
Arasından geçmek için ağaç dallarını yana çektim. Patika yola doğru eğilmiş ağaçların ise bazen yanından ,bir iki tanesininden  üzerinden geçtim. Bu gibi engellere aldırmadan,  temiz hava ve yeşilin enfes görüntüsüne kendimizi kaptırıp yürümeye devam ettim. Etrafı seyrederken uzaktan denizin ilk mavilikleri görünmeye başladı. Burası özellikle yatçılar tarafından çok tanınmış bir koy  olan Soğuksu. Rüzgar almadığı için her zaman düz olan denizi tercih noktası olmasını sağlıyor. Hemen yanında  Gemiler koyu ve ünlü Gemiler ( Saint Nicolas ) adasının görüntüsü bir mola yerine geldiğimin işareti sanki. 20 dakika kadar  manzara seyretme dinlencesinden sonra yürüyüşüme devam ediyoruz. Bazı yerlerde iyice daralan  patika  hafif bir eğimle devam edip ağaçların arasında kayboluyor. Özellikle bu bölgede yollardaki oklara dikkat. Küçük bir sarnıç, bir iki ufak mağara, koyunlarını otlatan bir çoban.  Fotoğraf çekmek için bize değişik görüntüler oluşturuyor. Biraz sonra Ölüdenizin enfes görüntüsünü görüyorum. Bu Fethiye’de görebileceğiniz en güzel manzara. İnanılmaz bir görüntü. Manzarayı seyrederken nasıl yürüdüğümüzü bile fark etmeden  Ölüdeniz’e geliyorum. Bir iki fotoğrafta burada aldım.
Ne kadar sürdü bu yolculuk? 3 saatte yakın mı? İnanmıyorum. Ayaklarımın yorgunluğu …Doğru galiba ..Ne kadar çabuk geçti. Belcekız plajında deniz kıyısında  soğuk bir şeyler içip yorgunluğumu atmaya çalışırken,  ben her zaman bu yürüyüşe  varım diye düşünüyorum …..












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder