15 Ağustos 2014 Cuma

EGE BÖLGESİNDE DÖRT KÜÇÜK ANTİKYERLEŞİM

                                                   APOLLONİS
Apollonis, Akhisar’ın Mecidiye bucağının yakınlarında bulunan bir tepe üzerinde yer alan antik bir kenttir. Strabon şehrin yerini kitabında şöyle tanımlar. ‘Kaikos ovasından ve Pergamon kentinden Sardeis şehrine giderken ikisinin orta yerinde ve her ikisine de üç yüz stadion uzaklıkta bulunan yüksekçe bir plato üzerindedir.'
Şehir İÖ 195 yılında Pergamon kralı II. Eumens kurdu ve annesi olan aynı zamanda Pergamon Kralı I.Attalosun eşi Apollonis'in (ölümü İ.Ö.197) ismini verilmiştir. Apollonisin Attalosdan olan oğulları Eumenes ile III.Attalos annelerinin adına iki kent daha kurmuşlardır.
Büyük depremlerle yıkılan şehir İmparator Tiberius tarafından onarılmıştı.

Apollonisde yüzey araştırması ve kazı yapılmamıştır. Burada çanak-çömlek parçalarına rastlanmışsa da yeterli bilgiyi vermekten uzaktırlar. Kent yapılarına ait taşlar ise köylüler tarafından kullanılarak bitirilmiştir.

                                                   EUMENEİA
Şehri kuran Bergama Kralı II.Attalos kardeşi II.Eumenes anısına şehre Eumeneia adını vermiştir. Stratejik bir noktada bulunan şehir çevreyi ve özellikle Bergama Antalya arasındaki yol güvenliğini kontrol altına almak için stratejik bir noktada bulunuyordu. Yerleşim bugünkü Denizli Çivril İlçesi Işıklı Kasabası yakınlarında bulunan Sarı Baba Tepesi üzerinden ve Büyük Menderes'e kadar uzanan bir konumda yer alıyordu. Bergama Krallığı döneminde önemli bir kontrol noktası konumunda olan kent Roma İmparatorluğu zamanında konum olarak önemini kaybederek Büyük Menderes Ovası civarında çiftçilikle geçimini sağlayan bir toplum halindedir. Bizans Dönemine gelindiğinde yoğunlaşan Türk akınlarına karşı koyabilmek için gözetleme ve haber alma amaçlı olarak Sarı Baba tepesine bir kale yapılarak civar kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
1176 yılında Anadolu Selçuklu devleti ile Bizans’lılar arasında yapılan Miryokefalon Savaşı sonunda bölge Türk hakimiyetine geçmiştir.
                                    Apollon   Larmenos Tapınağı
Menderes vadisine uzanan bir tepenin ortasında bulunan Apollon Larmenos Tapınağı Bahadırlar Köyüne dört kilometre uzaklıktadır. Tapınak esas olarak dikdörtgen planlıdır. Yapı esas olarak Helenistik Dönemde yapılmış olmasına karşın Roma Döneminde üst bölümlerinin yeniden yapılanmıştır.
Tapınağın güneyindeki bir sıra sütun kaidesinden peripteros planlı olduğu anlaşılmaktadır. Tapınağın batısında bulunan ve tapınağa giriş bölümü olan (portiko)’nun bir bölümü ayaktadır. Bahadırlar Köyü Camii'nde bulunan bir yazıttan portikonun Domitian döneminde Apollon Lermonos Tapınağı köleleri tarafından yapıldığı ve Apollon'a ithaf edildiği anlaşılmaktadır. Hieron'da bulunan heykel kaidelerindeki yazıtlardan buranın çok önemli bir dinsel merkez olduğu anlaşılmaktadır. Bu dinsel merkezde, Apollon Lermonos “çifte balta” motifi ile sembolleşir. Apollon Lairbenos bu kutsal alanda, annesi Leto’ ve ikiz kardeşi Artemis ile birlikte anılmaktadır. Tapınak alanının dışındaki avlunun içinde mermer kalıntılar ve heykel kaideleri yer alıyor. Avludan tapınak alanına bir propylon kapıdan girildiği düşünülüyor. 

                                                          İDYMA
Küçük bir şehir olan antik yerleşim, Gökova körfezindeki Kozlukuyu köyünün yakınlarındadır. Şehrin ismini araştıran Prof. Bilge Umar kelimenin orman halkı anlamına geldiğini saptadı. Bölgede dağların kıyıya yakın olması sahil kıyılarında ancak İdyma gibi küçük yerleşimlere olanak veriyordu.
Şehir Pers tehlikesine karşı kurulan Attika-Delos Deniz Birliğinin üyesiydi. Daha sonra Rodos Şövalyelerinin yönetimi altına girdiği biliniyor. Şehrin bundan sonraki tarihi hakkında fazla bir bilgi yoktur. Bizans döneminde tamamen terk edilen şehrin halkının şimdiki Akyaka’ya taşındığı düşünülüyor. Günümüze ulaşan arkeolojik bulgular , şehrin sur duvarlarının bir kısmı , küçük bir kiliseye ait kalıntı ile birkaç kaya mezarıdır. Bu kaya mezarlarından en iyisi Akyaka Gökova köyü arasındaki alandaki anıtsal görünümlü büyük kaya mezarıdır. Aynı yol üzerindeki Türk akınlarından korunmak amacıyla yapılan Bizans kalesinden kalan bir sur görülür.  

                                                      KERAMOS
Antik devirlerde Karia bölgesinin önemli şehirlerinden birisidir. Şehrin erken tarihi hakkında çok fazla bir bulgu yoktur. Atina Birliğine üye olduğu daha sonraları ise Rodos Adasına bağlandığı Bizans zamanında ise bir din merkezi olduğu biliniyor. Yerleşim Milas’a 43 km uzaklıkta Gökova körfezinin kıyısında bulunan Ören beldesinin üzerindedir. Ünlü coğrafyacı ve gezgin Strabon, şehrin pek çok köyü olmasına karşın kenti ufak bir yerleşim olarak tanımlamıştı. Kazılar sırasında bulunan buluntular Ören belediyesinin önündeki alanda ve Milas Müzesinde sergileniyor. Bakacak tepesindeki Zeus tapınağı, kurşunlu yapı denilen Roma Tapınağının duvarları ve nekropol alanındaki bazı mermer lahitler görülebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder