APOLLONİS
Apollonis,
Akhisar’ın Mecidiye bucağının yakınlarında bulunan bir tepe
üzerinde yer alan antik bir kenttir. Strabon şehrin yerini
kitabında şöyle tanımlar. ‘Kaikos ovasından ve Pergamon
kentinden Sardeis şehrine giderken ikisinin orta yerinde ve her
ikisine de üç yüz stadion uzaklıkta bulunan yüksekçe bir plato
üzerindedir.'
Şehir
İÖ 195 yılında Pergamon kralı II. Eumens kurdu ve annesi olan aynı zamanda Pergamon
Kralı I.Attalosun eşi Apollonis'in (ölümü İ.Ö.197) ismini verilmiştir. Apollonisin Attalosdan olan oğulları Eumenes ile
III.Attalos annelerinin adına iki kent daha kurmuşlardır.
Büyük
depremlerle yıkılan şehir İmparator Tiberius tarafından
onarılmıştı.
Apollonisde
yüzey araştırması ve kazı yapılmamıştır. Burada çanak-çömlek
parçalarına rastlanmışsa da yeterli bilgiyi vermekten uzaktırlar.
Kent yapılarına ait taşlar ise köylüler tarafından kullanılarak
bitirilmiştir.
EUMENEİA
Şehri
kuran Bergama Kralı II.Attalos kardeşi II.Eumenes anısına şehre
Eumeneia adını vermiştir. Stratejik bir noktada bulunan şehir
çevreyi ve özellikle Bergama Antalya arasındaki yol güvenliğini
kontrol altına almak için stratejik bir noktada bulunuyordu.
Yerleşim bugünkü Denizli Çivril İlçesi Işıklı Kasabası
yakınlarında bulunan Sarı Baba Tepesi üzerinden ve Büyük
Menderes'e kadar uzanan bir konumda yer alıyordu. Bergama Krallığı
döneminde önemli bir kontrol noktası konumunda olan kent Roma
İmparatorluğu zamanında konum olarak önemini kaybederek Büyük
Menderes Ovası civarında çiftçilikle geçimini sağlayan bir
toplum halindedir. Bizans Dönemine gelindiğinde yoğunlaşan Türk
akınlarına karşı koyabilmek için gözetleme ve haber alma amaçlı
olarak Sarı Baba tepesine bir kale yapılarak civar kontrol altına
alınmaya çalışılmıştır.
1176
yılında Anadolu Selçuklu devleti ile Bizans’lılar arasında
yapılan Miryokefalon Savaşı sonunda bölge Türk hakimiyetine
geçmiştir.
Apollon Larmenos Tapınağı
Menderes
vadisine uzanan bir tepenin ortasında bulunan Apollon Larmenos
Tapınağı Bahadırlar Köyüne dört kilometre uzaklıktadır.
Tapınak esas olarak dikdörtgen planlıdır. Yapı esas olarak
Helenistik Dönemde yapılmış olmasına karşın Roma Döneminde
üst bölümlerinin yeniden yapılanmıştır.
Tapınağın
güneyindeki bir sıra sütun kaidesinden peripteros planlı olduğu
anlaşılmaktadır. Tapınağın batısında bulunan ve tapınağa
giriş bölümü olan (portiko)’nun bir bölümü ayaktadır.
Bahadırlar Köyü Camii'nde bulunan bir yazıttan portikonun
Domitian döneminde Apollon Lermonos Tapınağı köleleri tarafından
yapıldığı ve Apollon'a ithaf edildiği anlaşılmaktadır.
Hieron'da bulunan heykel kaidelerindeki yazıtlardan buranın çok
önemli bir dinsel merkez olduğu anlaşılmaktadır. Bu dinsel
merkezde, Apollon Lermonos “çifte balta” motifi ile sembolleşir. Apollon
Lairbenos bu kutsal alanda, annesi Leto’ ve ikiz kardeşi Artemis
ile birlikte anılmaktadır. Tapınak
alanının dışındaki avlunun içinde mermer kalıntılar ve
heykel kaideleri yer alıyor. Avludan tapınak alanına bir propylon
kapıdan girildiği düşünülüyor.
İDYMA
Küçük
bir şehir olan antik yerleşim, Gökova körfezindeki Kozlukuyu
köyünün yakınlarındadır. Şehrin ismini araştıran Prof.
Bilge Umar kelimenin orman halkı anlamına geldiğini saptadı.
Bölgede dağların kıyıya yakın olması sahil kıyılarında
ancak İdyma gibi küçük yerleşimlere olanak veriyordu.
Şehir
Pers tehlikesine karşı kurulan Attika-Delos Deniz Birliğinin
üyesiydi. Daha sonra Rodos Şövalyelerinin yönetimi altına
girdiği biliniyor. Şehrin bundan sonraki tarihi hakkında fazla bir
bilgi yoktur. Bizans döneminde tamamen terk edilen şehrin halkının
şimdiki Akyaka’ya taşındığı düşünülüyor. Günümüze
ulaşan arkeolojik bulgular , şehrin sur duvarlarının bir kısmı
, küçük bir kiliseye ait kalıntı ile birkaç kaya mezarıdır.
Bu kaya mezarlarından en iyisi Akyaka Gökova köyü arasındaki
alandaki anıtsal görünümlü büyük kaya mezarıdır. Aynı
yol üzerindeki Türk akınlarından korunmak amacıyla yapılan
Bizans kalesinden kalan bir sur görülür.
KERAMOS
Antik
devirlerde Karia bölgesinin önemli şehirlerinden birisidir. Şehrin
erken tarihi hakkında çok fazla bir bulgu yoktur. Atina Birliğine
üye olduğu daha sonraları ise Rodos Adasına bağlandığı
Bizans zamanında ise bir din merkezi olduğu biliniyor. Yerleşim
Milas’a 43 km uzaklıkta Gökova körfezinin kıyısında bulunan
Ören beldesinin üzerindedir. Ünlü coğrafyacı ve gezgin
Strabon, şehrin pek çok köyü olmasına karşın kenti ufak bir
yerleşim olarak tanımlamıştı. Kazılar sırasında bulunan
buluntular Ören belediyesinin önündeki alanda ve Milas Müzesinde
sergileniyor. Bakacak tepesindeki Zeus tapınağı, kurşunlu yapı
denilen Roma Tapınağının duvarları ve nekropol alanındaki bazı
mermer lahitler görülebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder