11 Ağustos 2014 Pazartesi

FİLOZOF ve ALİMLER KENTİ... MİLET ( MİLETOS)

Antik devrin en önemli şehirlerinden birisi olan Milet, ticari başarısı ve zenginliğinin yanı sıra  devrin önemli filozof ve bilim adamlarının yaşadığı bir kentti. İÖ 5-6 yy’larda Milet’te yaşayan  filozoflar evren ve insan ile ilgili sorulara bilimsel yanıtlar aramışlardı.  Kentte yaşayan alimlerin  Felsefi düşünceleri,  Mısır’dan alınan matematik ve  Babil’den gelen astronomi bilgileri ile birleşerek İonia felsefesini oluşturur. Bu düşünce ‘Miletos Okulu’ olarakta bilinir.
Matematik bilgini Thales, astronomi buluşlarıyla tanınan Anaximondros, matematik, coğrafya ve felsefe konusundaki görüşleriyle   Anaximenes, İ.S. 6.yy’da yaşamış tarih ve coğrafyacı  Hekataios,  Miletos’ta doğup büyümüşlerdi. Ayrıca  Sokrates’in etkisinde kaldığı  hocası Arkhelaos, ünlü tarihçi Dionysios,  ünlü  mimar Daphnis ile  atomun ilk tanımı yapan Leukippos, ilk şehir planlayıcısı Hippodamos,  Ayasofya’nın inşaatını yapan mimarlardan   Isidoros’ta bu kentte yaşamıştı.

                                          THALES
İÖ 625-545 yılları arasında Miletos’ta yaşamış matematik alimi, fizikçi ve filozoftur. Felsefe biliminin ve  Miletos Okulunun kurucusudur. Antik kaynaklar Thales’i felsefenin babası olarak kabul ederler.  Eski Yunan’ın yedi bilgesinden  ilki olduğu kabul edilir. Thales’e göre maddenin ilk maddesi su’dur. Suyu tanrısal bir varlık olarak kabul eder. Su yoğunlaşarak katı cisimlere,  buharlaşarak  havaya dönüşür. Su kütlesi dünyanın dayanağı olup her tarafını kuşatır. Dünya alt sular üzerinde yüzmektedir. Depremler bu suyun hareketi ile  oluşur.  Bu düşünce şekli yani maddeyi başka bir madde ile açıklaması veya doğa olgularını  basitleştirme  çabası o devirlerde çok önemli kavramlar olan    mitolojik öğelerden  bir ayrım noktası oluşturduğu kabul edilir. Astronomi konusunda da çalışmaları vardır. Güneş tutulmasını önceden tahmin etmenin yanı sıra bir yılın 365 gün olduğunu ispat etmiştir. Nil nehrinde suların yükselmesinin rüzgarlara bağlı olduğunu, açık denizlerde denizcilerinin yönlerini küçük ayı yıldız takımına bakarak belirlemelerinin daha doğru olduğundan bahseder. Matematik konusunda da bir çok çalışması olmuştur. Ünlü Thales teorisini ona aittir. Ayrıca çapın çemberi iki eşit parçaya böldüğünü, köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açının dik açı olduğunu ve  bir ikizkenar üçgenin taban açılarının bir birbirine eşit olduğunu göstermiştir.  Thales   Mısır piramitlerinin gölgesini ölçerek onların yüksekliğini doğru olarak belirlemişti.  

                                        ANAXİMONDROS
Astronominin kurucusu olarak kabul edilen  Anaximondros İÖ 610-574 arasında Miletos’ta yaşamıştı. Öğrencisi olduğu Thales’ten sonra Miletos okulunun başına geçmişti. Güneş ekseninin eğriliği ve güneş saatinin keşfi ona aittir. Bilinen ilk dünya haritası Anaximondros tarafından çizildi.   Astronomi alanında bir çok buluşu vardır. Kendi düşünceleriyle evreni açıklamaya çalışırken gökyüzünü sonsuz diye tanımlamıştı. Ona göre her doğum olayı karşıtların ayrılışı, her ölüm ise zıtlıkların sonsuzda birleşmesidir. Balığın kökeni anlamak nispeten kolay olduğundan insanında balıktan gelmiş olabileceğini söyler. Anaksimandros’a göre her karşıt kavramın karşısında mutlaka bir birliktelik vardır. Görüşlerini kısaca şöyle açıklar ‘Ne sıcak ne soğuk süreklidir. İkisi de aralarındaki dengeyi koruyabilmek için kendilerinden ödün verirler’  O zamana kadar dünyanın şu veya bu şekilde göklerde bir yerlerde asılı durduğu kavramına karşı yeryüzünün uzayda desteksiz olarak durduğunu savunmuştur.

                                         ANAKSİMENES
Anaksimondros’un öğrencisidir. Onun ölümünden sonra Miletos okulunun üçüncü ve son temsilcisi olmuştur. Felsefi düşüncesi hava üzerine kuruluydu. On göre hava eşit olarak dağılım gösterdiğinde görünmez olup, atmosferi meydana getiriyordu. Hava yoğunlaşırsa rüzgar, bulut, su, kıvam  daha da  arttıkça toprak taş ve kaya’ya dönüşüyordu.  Yoğunluğun azalması sıcaklığın arttırıp ateşin oluşmasını sağlıyordu. Ona göre hava yarı canlı bir varlıktır ve sonsuza kadar tüm canlıları koruyacaktı.  Hava  Mitolojideki tanrıların tüm niteliklerini barındırdığı görüşündedir. İnsan ruhunu da bedenindeki  hava olarak tanımlar. Evreni bir yarımküre olarak düşünmesi  kendisinden önceki mistik ve mitolojik eğilimlerden kurtulamadığının bir göstergesi olarak kabul edilir. Yinede çeşitli konulardaki düşünceleri incelendiğinde mitolojik kavramlardan gerçek bilimsel kavramlara geçiş konusunda ciddi çalışmaları olduğu görülür.

                                            HEKATAİOS
Ünlü tarih yazarı ve coğrafyacıdır. Zamanın gezginlerindedir. Çok merak ettiği Pers İmparatorluğunu gezerek anılarını ‘Dünya gezisi’  adıyla yayınladı. İlk defa tarih kelimesini kullanan ve kavramını açıklayan kişi olarak bilinir. Kurduğu tarih okulu da kendi alanında bir ilkti. ‘Soyağaçları’ adlı eseri ilk tarih kitaplarından  olduğu  kabul edilir. Zaman zaman siyasetle de ilgilenen Hekataios, bölgesel ayaklanmaları önlemek için de çaba göstermişti.

                                            ARKHELAOS
İÖ 5.yy’da yaşamış ünlü filozoftur. Yaşadığı devirlerde ahlak kavramları üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınır. Sokrates’in hocası olarak bilinir. Arkhelaos’ta havayı evrensel  temel ilke olarak kabul eder.

                                             DİONYSİOS
Antik dönemin ilk tarih yazarlarından birisi olarak kabul edilen Miletoslu ünlü tarihçidir. İÖ.5.yy’da yüzyılda yaşamıştır. ‘Pers Tarihi’ adlı eseri Pers’ler hakkında ayrıntılı  bilgiler veren  ciddi ve önemli  bir kaynaktır.   Diğer önemli eseri olan ‘Darius Tarihi’ adlı çalışması günümüze ulaşmadı.  

                                              DAPHNİS
Miletos’lu ünlü mimardır. Didim’deki ünlü Apollon Tapınağı’nın planını çizmiş ve  inşasının ilk dönemlerinde de  bulunmuştu.  Pars saldırıları sırasında yıkılan tapınağın yerine Büyük İskender’in bölgeye hakim olmasından sonra daha büyük ve gösterişli tapınak yapılması kararlaştırılır. Bu tapınağı planlaması Miletos’lu Daphnis tarafından yapıldı. 

                                            LEUKİPPOS
İÖ. 5.yy’ da  Miletos’ta yaşamış,  Atom kavramından ilk defa bahseden kişi olmasından dolayı ‘Atomizm ve Mekanik Maddeciliğin’ kurucusu   olduğu kabul edilir. Maddelerin gözle görülmeyecek kadar küçük parçalardan oluştuğunu savunarak  ‘Atomculuk Okulu’ diye bilinen felsefi bir kavram geliştirmişti.  Bu düşünceye göre insan ruhu ve  evrendeki her  canlı veya cansız madde kendilerinin çok küçük parçaları olan ve sürekli hareket halinde olan atomlardan meydana gelmekteydi. Felsefi düşüncelerini  ‘Evrenin Büyük düzeni’ ve ‘Düşünce Üstüne’  adlı   kitaplarında açıklar. Fikirlerini benimseyen bazı düşünürler onun izinden giderek bu kavramları geliştirdiler.  

                                          HİPPODAMOS
Tarihin ilk şehir planlayıcısıdır. Şehircilikte ızgara planı uygulamasını ilk olarak düşünmüş ve başarı ile uygulamıştır. Gençliğinde ülkesi Pers işgali altındaydı. Pers’ler Miletos başta olmak üzere pek çok kenti yıkıp talan etmişlerdi.  Kentin yeniden düzenlenmesi için görev verilen Hippodamos, şehrin caddelerini bir birini dik kesen yollar ve bunlar arasında kalan kare veya dikdörtgen adalardan oluşan ızgara bir plan ile  yeniden inşa etti. Bu düzenleme o zamana kadar yapılmış olan ilk şehir  planıydı. Pers savaşları sırasında yıkılan Atina ve Pire’yi yeniden yapılandırması  için Atina’ya çağrıldı. Bu kentler Hippodamos’a ait ızgara plan ile yeniden kuruldu.  Hippodamos kent planlanmasında ızgara yönteminin uygulanması konusunda bir kitapta yazdı. Ölümünden sonra bu kitaptan faydalanan pek çok kent bu plana göre yapılandırıldı.
  
                                      İSİDOROS
Miletos’ta yaşamış olan devrin en ünlü matematikçilerinden olan İsidoros, aynı zamanda fizik dersleri de veren ünlü bir alimdi. Özellikle Arşimet’in temelini attığı matematik kurallarını geliştirip bunların yaygın kitlelerine ulaşmasını sağlamıştır. İmparator Jüstinyen zamanında 532 yılında  Konstantinopolis şehrinde imparatora karşı büyük bir ayaklanma başlamıştı. Nika ihtilali olarak isimlendirilen bu halk direnişi sırasında şehrin yarısı yakılmış veya kullanılmayacak durumda tahrip edilmişti. Bu sıralarda şimdiki Ayasofya’nın yerinde bulunan tahtadan yapılmış olan kilisede tamamen yanmıştı. İmparator Jüstinyen bu yanan kilisenin yerine daha büyük ve gösterişli bir kilise yapılmasını ister. Bu eseri yapmak için Miletos’lu İsidoros ile Tralles’li Anthemius görevlendirilir. İnşaat 532 yılında başlayarak beş sene sonra 27 Aralık 537 yılında yapımı tamamlanınca imparatorunda katıldığı muhteşem bir törenle  açılır. Günümüzde bile  mimarisi ile ziyaretçilerini büyüleyen Ayasofya’nın  mimarından birisi Miletoslu  İsidoros’tur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder