Germencik
İlçesi Tekinköy ‘de bulunan Magnesia Antik Kenti, Manisa
yakınlarında bulunan aynı adlı yerleşim ile karıştırılmaması için Menderes
Magnesia’sı ( Magnesia ad Maeandrum ) ismiyle bilinir. Kuzey Yunanistan’da oturan Magnetler,
Tanrıları Apollon’un kehaneti üzerine
yurtlarını terk ederek önce Girit’e, oradan da Anadolu’ya geçerek bu şehri
kurarlar. Yerleşim kısa bir süre sonra
Kimmerler tarafından yağmalanır. Kent bu
olaydan sonra kendisini toparlamaya çalışırken bu sefer Pers işgaline uğrar. Menderes nehrinin taşması
ve salgın hastalıklar nedeniyle bir görüşe göre de Menderes nehrinin
alüvyonları şehrin limanı kapanınca, şehir ilk kurulduğu yerden bu günkü
Gümüş Çay’ın kenarına gelir. Şehir bundan
sonra sırasıyla Büyük İskender, Seleukoslar, Bergama ve Roma hakimiyetine girer. 12. yy’da Bizans’a bağlı
bir psikoposluk merkezidir. 13. yy’da Aydınoğulları yönetimine giren şehir bir
müddet sonra terk edilir.
ARTEMİS TAPINAĞI
Şehirdeki
en önemli bulgu Artemis Tapınağıdır. Magnesia’nın ana tapınımı ‘ Artemis
Leukophryene’ kültüydü. İ.Ö. 3. yy’da
yapılmış olan bu tapınak Anadolu’da
Helenistik Döneme ait en büyük dördüncü tapınaktır.
Her biri
11.8 metre
yüksekliğinde olan kısa kenarında sekiz, uzun kenarında ise on beş adet İon tarzı sütun vardı. Tapınak bu sütunların
içerİsinde ki özel bir bölmede yer alıyordu. Tapınakta özel yapılmış pencereler
vardı. Dolunay zamanları gece yarısı bu
pencereler açılarak ay ışığının bu
pencereden içeri süzülerek tanrıçanın heykelinin üzerine düşmesi
sağlanırdı. Böyle zamanlarda yapılan törenler halkın büyük ilgisi çeker, bir
yerde de korku ve panik yaratırdı. Epipheneia denilen törenlerde ise tüm
kapılar açılarak özel ışık düzeniyle aydınlatılmış olan heykel halka gösterilirdi.
Bu muhteşem tapınağın sadece temelleri günümüze ulaşabilmiştir. Yapının batı
cephesindeki mermer döşeme blokların üzerinde kurbanlıkların bağlandığı on iki
adet halka yuvası vardı. Kutsal alanın üç tarafı stroa ile çevrilmişti.
DİĞER BULGULAR
Magnesia
şehrinin tiyatrosu kentin kuzey tarafında bulunan bir yamaca dayalıydı. 3000
kişilik olduğu düşünülen bu tiyatro dış akınlar sırasında tahrip edildiğinden sadece
yan duvarları belli oluyor. Dağa gömülü bir stadyum ile büyük bir gymnasium ve
nekropol alanı bulunmaktadır. Agora Dor düzeninde stroa’lar ile çevriliydi.
Büyük bir alana yayılan agoranın doğu ve batısında iki büyük kapısı vardı. Agora yakınlarında bulunan iki katlı yapı,
Bizans Döneminde kiliseye çevrildi. Meydanın güney yarısında görülen tapınak
kalıntısının Zeus Sosipolis’e adanmış bir kült alanı olduğu düşünülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder