AKMONİA
Şehirde arkeolojik bir kazı yapılmadığı için şehirden günümüze ulaşan ciddi bir bulgu yok. Uşak Müzesine bağlı
arkeologlar bu bölgede sadece yüzey çalışmasında
bulundular. Bu araştırmalar sırasında bulunan 280 metre karelik tabanı mozaik döşeli yapının
bir spor salonuna ait olduğu düşünülüyor.
Bazı kaynaklar dünyanın ilk voleybol karşılaşmaların bu salonda
yapıldığını ileri sürüyorlar. Yine bu
araştırmalar sırasında 75’e 150 santimetre
boyutlarında da, üçgen şeklinde renkli
taşlardan yapılmış Tanrıça Tykie’ye ait bir mozaik ortaya çıkartılır. Gün ışığına çıkartıldıktan yaklaşık bir ay sonra çalınan bu çok değerli
mozaiğin İstanbul’da bulunmasından sonra
bazı önlemler alınma ihtiyacı hissedildi. Şehirde aynı zamanda büyük bir sikke
basım atölyesi bulunuyordu. Bunu bilen bir çok
define arayıcısı sürekli olarak bu bölgede izinsiz kazılar yaptılar. Şehir bu kaçak kazılar sonucunda ileri
derecede tahrip edildi. Bir çok önemli eserin talan edildiği veya buradan kaçırıldığı biliniyor. Bundan sonra
resmi kazı yapılana kadar olası
hırsızlık olaylarını önlemek amacıyla şehrin üzeri toprakla kapatılarak koruma
altına alındı.
Akmonia'dan günümüze fazla bir bulgu ulaşmadı. Bir kaleye veya
şehrin etrafını çevreleyen surlara ait olduğu düşünülen az miktarda duvar kalıntısı şehrin üst
kısımlarında yer alıyor. Tepenin güney yamacında bulunan tiyatrosu toprak
altında. Akmonia yerleşiminin biraz ilerisindeki dağın
yamaçlarında bulunan odalar kaya
mezarlarıdır. Şehrin orta yerindeki bina sikke basımının yapıldığı bir darphane olarak kullanılmış. Ayrıca bir saraya
veya büyük bir binaya ait olduğu
düşünülen temel kalıntıları geniş bir alana dağılmış. Çıkan az miktardaki bulgu Uşak Müzesinde sergileniyor.
BLAUNDOS
Blaundos
Antik Kentine ait kalıntılar, Uşak İlimiz Eşme İlçesi Sülünlü Köy
yakınlarındadır. Şehrin Makedonyalılarca kurulmuş. Bu nedenle burada
yaşayanlar ‘Makedonyalı Blaundoslular ‘ olarak bilinmekteler. Şehir etrafı derin vadilerle çevrili bir platonun üzerinde
kurulmuştur. Roma döneminde etrafta
dağınık olarak yaşayan Lidya’lılar kırsallardan toplanarak bu yerleşim içine alınmıştı. Bu nedenle şehir
büyümüş, genişlemiş ve yeni yapılarla donatılmıştı.
Yerleşimin
çevre olan ilişkisi şehrin kuzeyinde bulunan büyük bir kapı yardımıyla sağlanıyordu. Bu kapıyı günümüzde de kısmen
izlemek mümkün olabiliyor. Şehre su sağlayan kemerler, bir mezar anıtı ve İmparator Claudius için yapılmış İon stilindeki tapınak, stadyum, sadece oturma sıraları günümüze
ulaşan tiyatrosu şehirden günümüze
ulaşan bulgular olarak izlenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder