UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine
yeni bir öneri...
Sagalassos
antik kenti göller bölgesinde ve Burdur Ağlasun ilçesi yakınlarında bulunan ve
antik dönemde Pisidia olarak bilinen bölge içerisinde yer alır. Sagalassos kentinden özellikle Helenistik ve Roma çağına ait olan kalıntıları
günümüzde izlenebilir.
Sagalossos’un
Büyük İskender’in bu bölgeye gelişine kadar küçük ve önemsiz bir kent olduğu
biliniyor. Büyük İskender’in şehri ele geçir-mesiyle canlanan ticaret , şehrin
gelişmesini sağladı. Daha sonra kısa bir
süre Bergama Krallığı yönetiminde kalsa da İÖ 129 yılında Roma İmparatorluğuna
katılır. Şehrin özellikle Roma İmparatorluğu döneminde çok popüler olduğu ve büyük yapılarla
donatıldığı biliniyor. Bu dönemde
seramik işçiliği, çömlekçilik, demir ve diğer metal işçiliği ile ziraat çok
gelişti. Burada üretilen malların ticareti bölgede yaşanların refah seviyesinin
yükselmesini sağladığı düşünülüyor. O zamanlarda önemli bir dinsel merkez
olduğu da biliniyor.
Volkanik
bir arazi üzerine kurulan şehir, arka arkaya gelen depremler , toprak kaymaları
ve büyük bir veba salgını sonrasında halkı zor günler geçirmeye başlar. Bu
bölgeye yoğunlaşan arap akımları sonucunda ticaret yapılamaz hale gelince de şehir tamamen
terk edilir.
Sagallos
antik kenti büyük bir deprem ile oluşan heyelan sonucunda üzeri tamamen
toprakla kapatılması şehrin bütünlüğünün
korunmasını sağlamıştır. 1990 yılında başlayan kazılar günümüzde de devam ediyor. Sagallosos’ta çok gelişmiş olan el sanatları ve seramik işçiliği bu bölgeyi Roma’nın bilinen beş büyük seramik merkezinden birisi yapmıştır.
YUKARI AGORA
Meyilli
teraslar üzerinde inşa edilen şehri iki bölüm halinde gezmenizi öneririm.
Yukarı agora olarak adlandırılan bölümde kent meclisi binası, kahramanlar
anıtı, tiyatro ve çeşmeleri görmek
mümkün. Şehre ilk girişte karşılaşılan tiyatrosu, dünyanın en yüksek rakımlı
antik tiyatrosu olarak kabul edilir. Dokuz
bin kişilik bu tiyatronun bir bölümde ise gladyatörlerin vahşi hayvanlar ile
mücadele ettikleri yazıtlardan anlaşılmaktadır. Bu bölgede kaya mezarları ve
atölyeler yer alıyor. Helenistik döneme ait olan ve yukarı agora ile tiyatro arasında yer
alan bir çeşme dikkat çekiyor. Günümüzde
kütüphane olduğu sanılan yapının sadece yer mozaiklerini görmek mümkün. Şehrin içerisine seramik ve demir işleme atölyesi oldukları
tahmin edilen yapılar var. 14
metre yüksekliğindeki kahramanlar anıtının çevresi
ellerinde püsküllü örtülerle dans eden kadın figürleriyle süslenmiş. Bu
bölgedeki büyük bir binayı gün ışığına
çıkartma çalışmaları devam ediyor.
Yukarı
agorada yer alan önemli kalıntılardan bir tanesi de meclis binasıdır. İÖ 100
yılında Helenistik dönemde yapılan bu bina 220 kişilik olarak hazırlanmış.
AŞAGI AGORA
Aşağı
agoranın doğu ve batısında dükkanlar yer alır. Aşağı agoranın en anıtsal yapısı
olarak kabul edilen hamamın yaklaşık 45 yılda bitirildiği biliniyor. Bu
muhteşem yapı iki katlı olarak planlanmış, içerisinde irili ufaklı pek çok
sıcak su havuzu mevcuttu.
Kentin
çevresinde kayaların oyulmasıyla
oluşturulmuş mezarlar var.
Şehirdeki
heykel ve çeşme yapımı ile karakterize mermer işçiliği dikkat çeker. Sagalassos
kazılarından çıkartılan birbirinden güzel ve değerli heykelleri Burdur
Müzesinde görmek mümkün. Bu müzedeki İmparator Marcus Aureus ve İmparator Hadrian’a
ait heykeler görenlerin büyük beğenisini kazanıyor. Kazılar sırasında MS 138 – 161 yılları arasında 16. Roma
İmparatoru olan Antoninus Pius’un eşi
Faustina Maior’a ait olan bir kadın başı çıkartıldı. 76 cm uzunluğunda ve yaklaşık
300 kilo ağırlığındaki bu heykelin sadece baş kısmının bulunması başka yerden
buraya taşındığını düşündürüyor. Roma imparatoru Hadrianus Dönemi’nde büyük ve
etkileyici bir kutsal alan oluşturulduğu ve bu alanında pek çok heykelle
donatıldığı yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda anlaşıldı.
Antoninler Çeşmesi
Sagalassos Kentindeki muhteşem çeşme kompleksinin ünlü Roma İmparatoru
Marcus Aurelius tarafından İS 161-180 yılları arasında yaptırıldığı biliniyor.
Roma İmparatorluğunun bir güç simgesi olması düşünüldüğünden yapımına çok özen
gösterilmesi sonucunda bu muhteşem eser ortaya çıkmış. Çeşme etrafında bir çok
heykelin yer alması da bu çeşmeye verilen önemi gösteriyor. 500 yıllarındaki
büyük depremde çeşme ile bu heykellerin büyük bir kısmı toprak altında
kalmıştı. Yapımı sırasında yedi ayrı mermer türü kullanılan çeşmenin suyu
yaklaşık beş metre yükseklikten akıp burada bulunan küçük havuzu
doldurmaktaydı.
Sagalassos’tan çıkan tüm buluntular Burdur Müzesinde sergileniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder