Birbirlerine
komşu olan Mersin Körfezi ile Böğürtlen Körfezi Çeşme’nin bilinmeyen doğal
güzelliklerindendir.
Oldukça
büyük ve doğal bir yapısı olan Mersin Körfezi, konum olarak
Alaçatı ile Böğürtlen körfezinin
ortasında yer alır. Ulaşımı kara yolundan veya deniz yolundan sağlanır. Mersin
körfezinin sağ ve sol olarak iki sahili
arasında ara bir yol olmadığı için kara yoluyla ulaşım için birbirinden
farklı olan iki yol bilinmelidir. Mersin
körfezinin sağ tarafına, yani Alaçatı Körfezine yakın sahiline ulaşmak için, Alaçatı limanına giden yolun azmak tarafında
kalan, ( dikkatli bakılmazsa gözden kaçabilir) dar, toprak yol ulaşım için
kullanılmalıdır. Bu yol Alaçatı körfezinin
sol yanından deniz kıyısından devam edip,havalanı bölgesinde iç kısma
kıvrıldıktan sonra tekrar sahile çıkar. Bu yol üzerinde ufak, sevimli pek çok doğal plaj vardır. Deniz kıyısında
çadır ve karavan dinlencesi yapmak isteyenler buraları yaz günlerinde tıka basa doldururlar. Bu ufak
koyların bitiminde yol dümdüz devam
ederek 7.5 km
sonra deniz kıyısına ulaşır. Mersin körfezinin bu bölgesinde yapılaşma
olmaması, sürekli mavi ve çok temiz olan
suyu,rüzgar almayan doğal körfezi balık üretimi için çok uygundur. Bunu fark
eden üreticiler her zaman sessiz,
gözden uzak olan bu sularda bir çok
balık üretim tesisi kurup bölgeyi
amaçları doğrultusunda kullanmaktalar.
Mersin
körfezinin sol kıyısı ile Böğürtlen körfezine ulaşmak için Urla’nın Zeytineli
köyünün hemen girişinde sağ tarafta doğru devam eden toprak yol istikametiniz
olmalıdır. Kısa bir süre sonra Alaşar ovasına varılır. Burada sağ tarafında
kalan tepenin yamacında , daha önceki bir yazımda ayrıntılı olarak
bahsettiğim terkedilmiş bir
yerleşim olan Alaşar köyüne ait
kalıntılar bulunur.Yolun devamı yaklaşık
on dakika sonra Mersin Körfezinin sol yanını oluşturan sahil kısmına ulaştırır.
Bölgenin tamamı balık çiftlikleri tarafından kullanıldığından irili ufaklı bir
çok dalyan gözünüze çarpar. Bu balık çiftliklerinin yanından devam eden yol
yaklaşık beş yüz metre sonra Böğürtlen körfezi ile sonlanır.
Böğürtlen
körfezi hiçbir yapılaşmanın ve balık çiftliğinin olmadığı koyu mavi denizi ve
olağanüstü görüntüsü ile Çeşme’nin doğal
koylarından birisidir. Hatta en bakir olan koyudur. Böğürtlen körfezi
aynı zamanda Urla ile Çeşmeyi birbirinden ayıran sınır çizgisidir. Bu iki körfezin karşısında
yer alan kimsenin yaşamadığı iki küçük adaya
halk arasında Dümbelek Adaları denmesine rağmen denizciler Çeşme tarafına yakın olanına Çarufa,diğerini
ise Çırakan adası olarak isimlendirir.
UÇ BURNU
Çeşme’deki Uç Burnu Ege bölgesinin en ileri noktasıdır.
Dalyanköy girişinde sol tarafa doğru
ayrılan asfalt yol kısa bir süre sonra deniz kıyısına ulaşır. Bir koy
görünümünde olan bu sahil Sakızlı Koy veya Sakız Koy olarak bilinir.
Kıyılarında yapılaşma olmamasına karşın yakınlarında pek çok site yer alır.
Uç Burnuna
ulaşmak için bu sitelerin bitiminde deniz kıyısını izleyerek yaklaşık on beş
dakikalık bir yürüyüşle Çeşme’nin ve Ege Bölgesinin en uç noktası olan Uç Burnu’na ulaşmak
mümkün. Burası doğal görüntüsü ve sesizliği ile Çeşme’nin en sakin
bölgelerinden birisidir.
Uç burnuna
gelirken kayaların adeta bir çanak gibi oyulmasıyla oluşmuş bir koy gördük.
Denizi sürekli sakin, etrafındaki ağaçların ve taşların gölgesinin suya
vurmasıyla pek çok değişik ışık görüntüsü veren akvaryum güzelliğinde bir
koydu. Kıyısında saatlerce oturup doğal güzelliğini seyrettik,piknik yaptık.
İstemeden de olsa buradan ayrılırken
buraya Akvaryum Koy’u ismini verdik.
Bu bölgede Çeşme’nin simgesi olan sakız, ardıç
ve ladin ağaçlarını, bol miktarda yetişen kekik’lerin güzel kokuları
eşliğinde görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder