KAROURA
Hakkında
fazla bir bilgi olmayan Karoura Antik Kentinin yerleşkesinin
Aydın İli,
Buharkent (Çubukdağı) İlçesi yakınlarında, eski Karya bölgesinin kuzey
doğusunda kalan ve bu gün bir yayla görünümde olan düzlükte olduğu düşünülüyor.
Kent
hakkında tek bilgiyi Strabon’dan
almaktayız, ünlü gezgin şehir yakınlarında sıcak su kaynakları olduğunu yazar. Günümüzde de bu bölgede Tekeköy Kaplıcalarının
olması kent yerleşkesinin bu bölgede olduğunu doğruluyor.
Strabon'a
göre Karoura, Frigya ile
Karya arasındaki sınır bölgesindeki küçük bir yerleşimdir. Ünlü yazar şehirde
hanların bulunduğunu ve bazıları Maiandros nehrinde bazılarının da bu nehrin
kıyılarında kalan sıcak su kaynaklarının olduğundan söz eder. Maiandros
dolaylarındaki bütün toprakların depremin etkisi altında olduğunu ve yer
yüzünün iç kısımlarına kadar ateş ve su ile oyulduğunu, ovalarda başlayan bu
hareketin yer altındaki mağaralara kadar uzandığından kitabında bahsetmiş.
Strabon, Karoura’da
Tanrı Men’e (Ay Tanrısı) büyük saygı gösterilip onun adına oluşturulmuş tapınağın varlığından 'Laodikeia ile Karoura arasında büyük saygı gören
Men Karus tapınağı vardır.' diyerek söz eder.
MASTAURA
Aydın
İli, Nazilli, İlçesi, Bozyurt Köyü’nün kuzeyinde, ortasından Mastaura deresinin
geçtiği, vadinin kuzeyinde yer alan küçük bir antik dönem yerleşimdir. Antik
yol üzerinde kurulmuş olan Mastaura yerleşkesi günümüzde tarım arazisi olarak
kullanılmakta olup, tamamı şahısların mülkiyetindedir. Görülebilen yapı
kalıntılarının en belirgini şehrin kuzey batısında bulunan tiyatronun kısmen
korunmuş olan iki kademeli sahne binasıdır. Tiyatronun orkestra bölümünün büyük
bir kısmı zeytin ağaçları ile kaplıdır. Cavea kısmı ise tamamen tahrip olmuş,
sadece yer yer dolgu malzemesi görülmektedir. Kentin ortasında taş, kireç harç
malzeme ile inşa edilmiş yüksek bir teras duvar günümüzde bahçeler içinde yer
yer seçiliyor. Kentin yer aldığı vadiyi oluşturan doğudaki tepenin üst
noktasında kule olduğu düşünülen bir kalıntı belirlenmiş. Şehrin güneydoğusunda
yer alan nekropol alanındaki mezarlar Roma Dönemi özellikleri gösteriyorlar.
BRİOULA
Yerleşkesinin
Aydın Kuyucak İlçesi Kurtuluş Köyü yakınlarında olduğu sanılıyor.
Brioula’nın
sözcük anlamı bilinmiyor. Antik kaynaklardan İlk Çağda önemli bir kent olduğu
anlaşılan Brioula’nın bulunduğu tahmin edilen yerde herhangi bir kalıntı ile
karşılaşılmadı.
Strabon’da
burası sadece isim olarak geçer. Yalnızca Roma devrinde basılmış ve üzerinde
şehrin ismi yazılı olan bir sikke bulundu. İznik Konsili’nin kayıtlarında Brioula
piskoposunun toplantıya katıldığının yazılı olması burasının hristiyanlık
döneminde dinsel bir merkez olduğu görüşünü kuvvetlendirmekte.
PLARASA
Yerleşimi
Aydın Karacasu İlçesi Bingeç Köyünde yer alır. Şehre ait sikkelerin İÖ 2. yy'da
basıldığı biliniyor. Bu tarih, bölgedeki en önemli şehir olan Aphrodisias'tan
daha önce kurulduğunu gösteriyor. Zaman içerisinde gelişme gösteremeyince
Aphrodisyas'a bağlı küçük bir yerleşim olarak kalır.
Plarasa
Antik Kenti, Roma İmparatorluğu Döneminde ticari gücünü kaybedince şehir
tamamen terk edilmiş.
Bölgede sadece
yüzey araştırmalarıyla sınırlı olan arkeolojik araştırmalar sonucunda ciddi bir
buluntu elde edilmedi.
ARPASA ( HARPASA )
ARPASA ( HARPASA )
Aydın İli
Nazilli İlçesi yakınlarındaki Esenköy yakınlarında yer alan antik dönem yerleşimidir. Yakınlarında
bulunan ve günümüzde Akçay Çayı olarak bilinen akarsu o dönemde Harpasos olarak
bilinmekteydi.
Arpasa
sözcüğünün de akarsu, ırmak, çay gibi su ile bağlantılı bir sözcükten geldiği sanılmaktadır.
Arpasa
Kentinin Roma Döneminde bastırdığı paralar üzerinde genellikle ırmak
tanrılarının yer alması bu civardaki akarsuyun kent için ne kadar önemli
olduğunu gösterir.
Kentin
agorası ve tiyatrosunun bulunduğu bölge yüzey araştırmaları sırasında
belirlenmiş olsa da bunları gün ışığına çıkartmak mümkün olmamıştır. Tiyatronun
oturma sıralarından sadece birkaç sıra dışarıdadır. Yaklaşık 2500 kişilik
olduğu düşünülmektedir.
Bizans
Döneminde yapılmış olan kalenin surlarından kalan birkaç sıra duvar izlenebilir.
Kentin
yerleşiminin yakınlarında bulunan bir dağın yamacında bir kaç mezar kalıntısı
bulunması şehrin nekropolunun bu bölgede olduğunu düşündürmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder