1970’li
yıllardan kalan bir anıdır... O günlerde ara sıra siyah elbise giyen bir kadın görürdüm. Yaz günleri de kış günleri, gece ve gündüz
hiç fark etmezdi. Hep siyah uzun bir elbise giyerdi. Yazın en sıcak olduğu günlerde Çeşme
Ilıca’da onu siyah elbisesiyle görür bu
sıcakta bile böyle giyinmesine şaşırırdım. 1980 li yılların başında vefat
ettiğini öğrendim. Yaşlı olmasına rağmen sessiz ve kendi halinde birisiydi.
Tanımadığım halde vefat ettiğine üzüldüm.
Acıklı
hikayesini ise çok sonraları öğrendim. Eski zamanlarda bir doktora karşı
olan ilgisi zaman içerisinde sevgiye daha sonra ise hiç vazgeçemediği bir aşka
dönüşmüş. Doktor evli. Genç kızın aşkından
doktorun haberi bile yok. Hiçbir zamanda bu derin sevgiyi ya fark etmedi, belki de anlamamazlıktan geldi.
Genç
kızımızın ise doktora olan büyük
sevgisinden kendisi ile evlenmek
isteyenleri nazik bir şekilde geri çevirir ,
hiç kimseyi gözü görmezmiş. Genç kızımız doktoru kısa bir süre için bile
olsa görmek istediği zamanlarda hasta numarası yapmasına rağmen ailesi o civardaki tek doktor olan
doktorumuza götürmek zorunda kalırlarmış. Ailede bulunan herkes bu durumu
bilmesine rağmen mümkün olduğu kadar anlayışlı davrandıkları söylenir.
Doktor genç
yaşında yakalandığı hızlı seyreden bir hastalık sonucu vefat edince, genç
kızımızın tüm hayalleri yıkılır. Bu büyük sevgisine olan saygısından
dolayı o günden sonra sürekli siyah
elbise giymeye başlar. Hatta tanıyanlar
evindeki odasının da perdelerinin siyah olduğunu ve perdelerini o günden sonra
hiç açmadığını söylediler.
Her 14
Şubat sevgililer gününde siyah giyinen kadını saygıyla anıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder