13 Ağustos 2014 Çarşamba

EFES ( EPHESOS)

Yurdumuzun en büyük antik şehri olan Efes, İzmir’in Selçuk İlçesi yakınlarındadır. Arkeolojik araştırmalar sırasında Cilalı Taş ve Tunç Devrine ait bulgulara rastlanması şehrin ilk kuruluş tarihinin İ.Ö. 2000 yılına kadar uzandığı gösteriyor. Bu günkü şehir Büyük İskender zamanında İ.Ö. 300 yıllarında kuruldu. Helenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Roma İmparatoru Augustus zamanında ( İ.Ö. 1-2 yy) doğu eyaletleri baş şehri oldu. Bu dönemde nüfusu 200.000 kişiyi aşmıştı. En parlak günlerini yaşadığı Roma devrinde şehir mermer eserler ile donatılmıştı. İ.S. 4.yy’da Efes şehrinin limanını Marnas çayı ve Küçük Menderes nehirlerinin getirdiği alüvyonlar doldurunca yerleşim liman özelliğini kaybedip denizden uzaklaşır. Limanın devreden çıkması şehirdeki ticaretin akışını bozar. Ardından gelen yoğun Arap akınlarından bunalan şehir yaşayanları, bu günkü Selçuk ilçesi yakınlarına taşınır. Bölge 1300 yılında Türklerin yönetimine geçer.
Efes antik şehrinde ilk arkeolojik kazılar 1869 yılında başladı. Çeşitli nedenlerden zaman zaman kesintiye uğrasa’da 1954 yılından beri aralıksız olarak devam ediyor.
EFES ANTİK ŞEHRİNİ GEZERKEN
Liman caddesi : Efes şehrinin limanı Bergama Kralı 2.Attalos , limanı şehre bağlayan cadde ise daha sonraki yıllarda İmparator Arcadius tarafından yaptırıldı. Tiyatro’dan limana kadar uzanan 600 metre uzunluğunda ve orta bölümü mermer döşemeli on bir metre genişliğiyle şehrin en uzun ve en geniş caddesidir. Caddenin her iki yanında sütunlar ve anıtlar yer alıyordu.



Mil taşları : Bugünkü kilometre levhaları gibi antik dönemlerde de şehirler arasındaki uzaklıkları göstermek amacıyla yolların kenarlarına dikilen taşlardı. Ölçü birimi stadiadır. ( bir stadia 185 metre ) Roma mil taşları ise cumhuriyet döneminde yapılmış olup, ölçü birimi olarak milia passuum ( bin adım ) kullanılmıştı.
Tiyatro : Helenistik dönemde Mermer Caddenin sonundaki Panayır dağının yamaçlarında kurulmuştur. Çeşitli yenileme ve genişletme çalışmaları sonucunda İ.S. 2.yy’da izleyici kapasitesi 25000 kişiye ulaştı. Cavea bölümünde üç kademe oturma grupları ve üç katlı sahnesiyle antik dünyanın en büyük tiyatrosuydu.



Helenistik Çeşme : Tiyatronun sahne binasının arka duvar ile cadde arasında kalan Helenistik çağda yapılmış iki sütunlu çeşme yapısıdır.

Celsus Kütüphanesi : Kütüphane binası İ.S. 100 ile 110 yılları arasında Tiberius Celsus için yaptırıldı. Kütüphane aslında ölen kişinin mezarı üzerine yapılmış bir kahramanlık anıtıdır. Kütüphane iki katlı olup, içeriğinde 14000 kadar parşömenler üzerine yazılmış kitap bulunuyordu. Orta bölümü okuma salonu, galerilerden oluşan üst katı ise kitap depolama ve arşiv bölümüydü.



Agora Güney Kapısı : Zengin süslemeleriyle dikkat çeken bu kapı İ.Ö. 2. yılında yaptırıldı. Kiriş üzerinde yapım yazıtı, girişin yan taraflarında ise imparatorluk ailesine ait heykelleri bulunuyordu. Kapı şehrin kuzey tarafını alış veriş agorasına bağlamaktaydı.

Ticari Agora : Agorayı oluşturan büyük avlunun dört tarafını kuşatan genellikle iki katlı olan dükkan ve iş yerleri bulunuyordu. Kentin ticari merkezi üç büyük kapı ile şehrin ana caddelerine bağlanırdı.



Hadrianus Kapısı : Üç katlı olarak yapılmış olan bu kapının geniş girişinin yanında daha dar olan iki geçiş daha vardır. Daha sonraları kapının girişinin yanına iki adet küçük havuz yapılmıştı.

Androklos Anıtı : Anıt şehrin efsanevi kurucusu Androklos’u anmak için İ.Ö. 1. yy ‘ da yapıldığı biliniyor.


Yamaç Evler : Teraslar üzerine inşa edilmiş çok katlı ve şehrin zenginlerinin oturduğu modern evlerdi. Evlerin ziyafet salonlarının bulunduğu üst katları özellikle çok lükstü. Duvarları mermer kaplama tabanları ise mozaiklerle kaplıydı.


Latrina (Tuvalet) : Halka açık tuvaletlerin bulunduğu bölümdür. Tuvaletlerin oturak kısımları üstü açık sütunlu bir avlunun üç kenarına sıralanmıştır.




Hadrianus Tapınağı : Ünlü Roma İmparatoru Hadrianus’u onurlandırmak amacıyla yaptırılmış. Kapısının üzerinde Efes şehrinin kuruluş efsanesinin anlatıldığı kabartmalar vardır.


Varius Hamamı : İ.S. 2.yy’da inşa edilmiştir. Hamam odalarına büyük bir salondan geçilerek ulaşılıyordu. Hamamın onarılmasına katkıları bulunan Skolastikia adlı kişinin heykeli hamamın girişindeki bir nişin içerisinde bulunuyor.


Traianus Çeşmesi : İki katlı ve 9.5 metre yüksekliğinde olan bu çeşme İmparator Traianus’u onurlandırmak amacıyla yaptırılmıştır. Traianus’un heykel kaidesinin altında görülen küre dünyayı simgeler.
Herakles Kapısı : Roma Döneminde yaptırılmıştır. Kapının ön cephesinde başka bir yapıdan getirildiği düşünülen kuvvet tanrısı Herakles ( Herkül ) ‘e ait kabartmalar bulunur.
Kuretler Caddesi : Dini Alay Yolu olarak ta isimlendirilen bu cadde, 230 metre uzunluğundaydı. Her iki yanında sütunlu galeriler ve mermer kaldırımlar bulunuyordu.


Domitianus Tapınağı : Altı basamakla çıkılan bir kaide üzerinde bir tarafı sekiz diğer tarafı on üç sütundan oluşmuş muhteşem bir tapınaktır.
İmparator Domitianus adına yaptırılmış olmasına rağmen Hristiyanlığın kabulünden sonra sökülmüştür. Günümüze sadece binanın temelleri ulaşabildi.


Bouleuterion : Kent meclisinin oturumlarının yapıldığı yerdir. Üstü kapalı olup, 1400 kişilik kapasiteye sahipti. Burada zaman zaman müzik gösterileriyle yarışmalarda yapılırdı. Duvarlarında imparatorlara ait portreler bulunuyordu.




Memmius Anıtı : Anıt İÖ 50-30 yılları arasında inşa edilmiştir. Romalı diktatör Sulla'nın torunu olan Gaius Memmius için yapılmıştır. Anıtın üst katı olan ikinci katında kişinin fazileti buradaki heykeller ile yansıtılmaya çalışılmıştır.

  
Devlet Agorası : Şehri çevreleyen dağlar arasında kalan geniş meydan devlet agorasıydı. Devlet dairelerinin bulunduğu agoranın üç yanı sütunlu galerilerle ve anıtlarla çevrilmişti. Bu bölüm şehrin politik merkezi olarak kabul ediliyordu.


Meryem Kilisesi : İ.S. 313 yılında Hristiyanlığı resmi bir dine dönüştüren İmparator Konstantin, bu yapıyı kiliseye dönüştürüp Meryem ismini verdi. Bu kilisede İ.S. 431 yılında toplanan ve 200 piskopostan oluşan büyük kurul Hristiyanlığın doğuşu ile ilgili önemli bir bildiri yayınladı. Kilise Hristiyanlık dinindeki ilk yedi kilise arasında yer alır.






Aşk Evi : Bu bölgede yan yana sıralanmış olan üç konutun aşk evi olarak kullanıldığı düşünülmektedir. İÖ 1.yy'dan, İS 3.yy kadar bu evlerin kullanıldığı düşünülmektedir. Evler plan olarak bir avluya açılan odalardan oluşmaktaydı.



Stadyum : Helenistik dönemde yapılmış olsa da, Roma imparatoru Neron tarafından ilaveler yaptırılmış ve büyütülmüştü. Stadyum 13000 kişi alabilecek şekilde tasarlanmıştır.
Nike ( Zafer Tanrıçası ) : Tanrıçanın sol elinde zafer amblemi olan defne yapraklarıyla sağ elinde ise bir demet başak tutmakta olup uçar durumdadır. Nike’nin rölyefi Domition Meydanındaki kazılar sırasında bulundu.

Prytaneion (Belediye Sarayı): Prytaneion etrafında imparator, tanrı ve tanrıça heykellerinin yer alması burasının kutsal bir alan olduğunu gösteriyor. Prytan olarak anılan kişi ise kentin belediye başkanı olarak görev yapardı. En önemli görevi ise kentin ölümsüzlüğünü simgeleyen ateşinin sönmemesini sağlamaktı. Efes müzesinde sergilenen Artemis heykelleri prytaneion içerisinde bulundu.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder