Yurdumuzun
en büyük antik şehri olan Efes, İzmir’in Selçuk İlçesi
yakınlarındadır. Arkeolojik araştırmalar sırasında Cilalı
Taş ve Tunç Devrine ait bulgulara rastlanması şehrin ilk
kuruluş tarihinin İ.Ö. 2000 yılına kadar uzandığı
gösteriyor. Bu günkü şehir Büyük İskender zamanında İ.Ö.
300 yıllarında kuruldu. Helenistik ve Roma çağlarında en
görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Roma İmparatoru Augustus
zamanında ( İ.Ö. 1-2 yy) doğu eyaletleri baş şehri oldu. Bu
dönemde nüfusu 200.000 kişiyi aşmıştı. En parlak günlerini
yaşadığı Roma devrinde şehir mermer eserler ile
donatılmıştı. İ.S. 4.yy’da Efes şehrinin limanını Marnas
çayı ve Küçük Menderes nehirlerinin getirdiği alüvyonlar
doldurunca yerleşim liman özelliğini kaybedip denizden uzaklaşır.
Limanın devreden çıkması şehirdeki ticaretin akışını bozar.
Ardından gelen yoğun Arap akınlarından bunalan şehir
yaşayanları, bu günkü Selçuk ilçesi yakınlarına taşınır.
Bölge 1300 yılında Türklerin yönetimine geçer.
Efes
antik şehrinde ilk arkeolojik kazılar 1869 yılında başladı.
Çeşitli nedenlerden zaman zaman kesintiye uğrasa’da 1954
yılından beri aralıksız olarak devam ediyor.
EFES
ANTİK ŞEHRİNİ GEZERKEN
Liman
caddesi : Efes
şehrinin limanı Bergama Kralı 2.Attalos , limanı şehre bağlayan
cadde ise daha sonraki yıllarda İmparator Arcadius tarafından
yaptırıldı. Tiyatro’dan limana kadar uzanan 600 metre
uzunluğunda ve orta bölümü mermer döşemeli on bir metre
genişliğiyle şehrin en uzun ve en geniş caddesidir. Caddenin her
iki yanında sütunlar ve anıtlar yer alıyordu.
Mil
taşları : Bugünkü
kilometre levhaları gibi antik dönemlerde de şehirler arasındaki
uzaklıkları göstermek amacıyla yolların kenarlarına dikilen
taşlardı. Ölçü birimi stadiadır. ( bir stadia 185 metre ) Roma
mil taşları ise cumhuriyet döneminde yapılmış olup, ölçü
birimi olarak milia passuum ( bin adım ) kullanılmıştı.
Tiyatro
: Helenistik dönemde Mermer Caddenin sonundaki Panayır dağının
yamaçlarında kurulmuştur. Çeşitli yenileme ve genişletme
çalışmaları sonucunda İ.S. 2.yy’da izleyici kapasitesi 25000
kişiye ulaştı. Cavea bölümünde üç kademe oturma grupları ve
üç katlı sahnesiyle antik dünyanın en büyük tiyatrosuydu.
Helenistik
Çeşme
: Tiyatronun sahne binasının arka duvar ile cadde arasında kalan
Helenistik çağda yapılmış iki sütunlu çeşme yapısıdır.
Celsus
Kütüphanesi
: Kütüphane binası İ.S. 100 ile 110 yılları arasında Tiberius
Celsus için yaptırıldı. Kütüphane aslında ölen kişinin
mezarı üzerine yapılmış bir kahramanlık anıtıdır. Kütüphane
iki katlı olup, içeriğinde 14000 kadar parşömenler üzerine
yazılmış kitap bulunuyordu. Orta bölümü okuma salonu,
galerilerden oluşan üst katı ise kitap depolama ve arşiv
bölümüydü.
Agora
Güney Kapısı
: Zengin süslemeleriyle dikkat çeken bu kapı İ.Ö. 2. yılında
yaptırıldı. Kiriş üzerinde yapım yazıtı, girişin yan
taraflarında ise imparatorluk ailesine ait heykelleri bulunuyordu.
Kapı şehrin kuzey tarafını alış veriş agorasına
bağlamaktaydı.
Ticari
Agora :
Agorayı oluşturan büyük avlunun dört tarafını kuşatan
genellikle iki katlı olan dükkan ve iş yerleri bulunuyordu. Kentin
ticari merkezi üç büyük kapı ile şehrin ana caddelerine
bağlanırdı.
Hadrianus
Kapısı
: Üç katlı olarak yapılmış olan bu kapının geniş girişinin
yanında daha dar olan iki geçiş daha vardır. Daha sonraları
kapının girişinin yanına iki adet küçük havuz yapılmıştı.
Androklos
Anıtı
: Anıt şehrin efsanevi kurucusu Androklos’u anmak için İ.Ö.
1. yy ‘ da yapıldığı biliniyor.
Yamaç
Evler :
Teraslar üzerine inşa edilmiş çok katlı ve şehrin zenginlerinin
oturduğu modern evlerdi. Evlerin ziyafet salonlarının bulunduğu
üst katları özellikle çok lükstü. Duvarları mermer kaplama
tabanları ise mozaiklerle kaplıydı.
Latrina
(Tuvalet)
: Halka açık tuvaletlerin bulunduğu bölümdür. Tuvaletlerin
oturak kısımları üstü açık sütunlu bir avlunun üç kenarına
sıralanmıştır.
Hadrianus
Tapınağı
: Ünlü Roma İmparatoru Hadrianus’u onurlandırmak amacıyla
yaptırılmış. Kapısının üzerinde Efes şehrinin kuruluş
efsanesinin anlatıldığı kabartmalar vardır.
Traianus
Çeşmesi
: İki katlı ve 9.5 metre yüksekliğinde olan bu çeşme İmparator
Traianus’u onurlandırmak amacıyla yaptırılmıştır.
Traianus’un heykel kaidesinin altında görülen küre dünyayı
simgeler.
Herakles
Kapısı
: Roma Döneminde yaptırılmıştır. Kapının ön cephesinde başka
bir yapıdan getirildiği düşünülen kuvvet tanrısı Herakles (
Herkül ) ‘e ait kabartmalar bulunur.
Kuretler
Caddesi :
Dini Alay Yolu olarak ta isimlendirilen bu cadde, 230 metre
uzunluğundaydı. Her iki yanında sütunlu galeriler ve mermer
kaldırımlar bulunuyordu.
Domitianus
Tapınağı : Altı
basamakla çıkılan bir kaide üzerinde bir tarafı sekiz diğer
tarafı on üç sütundan oluşmuş muhteşem bir tapınaktır.
İmparator
Domitianus adına yaptırılmış olmasına rağmen Hristiyanlığın
kabulünden sonra sökülmüştür. Günümüze sadece binanın
temelleri ulaşabildi.
Bouleuterion
: Kent
meclisinin oturumlarının yapıldığı yerdir. Üstü kapalı olup,
1400 kişilik kapasiteye sahipti. Burada zaman zaman müzik
gösterileriyle yarışmalarda yapılırdı. Duvarlarında
imparatorlara ait portreler bulunuyordu.
Memmius Anıtı : Anıt İÖ 50-30 yılları arasında inşa edilmiştir. Romalı diktatör Sulla'nın torunu olan Gaius Memmius için yapılmıştır. Anıtın üst katı olan ikinci katında kişinin fazileti buradaki heykeller ile yansıtılmaya çalışılmıştır.
Devlet
Agorası
: Şehri çevreleyen dağlar arasında kalan geniş meydan devlet
agorasıydı. Devlet dairelerinin bulunduğu agoranın üç yanı
sütunlu galerilerle ve anıtlarla çevrilmişti. Bu bölüm şehrin
politik merkezi olarak kabul ediliyordu.
Meryem
Kilisesi
: İ.S. 313 yılında Hristiyanlığı resmi bir dine dönüştüren
İmparator Konstantin, bu yapıyı kiliseye dönüştürüp Meryem
ismini verdi. Bu kilisede İ.S. 431 yılında toplanan ve 200
piskopostan oluşan büyük kurul Hristiyanlığın doğuşu ile
ilgili önemli bir bildiri yayınladı. Kilise Hristiyanlık
dinindeki ilk yedi kilise arasında yer alır.
Aşk Evi : Bu bölgede yan yana sıralanmış olan üç konutun aşk evi olarak kullanıldığı düşünülmektedir. İÖ 1.yy'dan, İS 3.yy kadar bu evlerin kullanıldığı düşünülmektedir. Evler plan olarak bir avluya açılan odalardan oluşmaktaydı.
Stadyum
: Helenistik dönemde yapılmış olsa da, Roma imparatoru Neron
tarafından ilaveler yaptırılmış ve büyütülmüştü. Stadyum
13000 kişi alabilecek şekilde tasarlanmıştır.
Nike
( Zafer Tanrıçası ) : Tanrıçanın
sol elinde zafer amblemi olan defne yapraklarıyla sağ elinde ise
bir demet başak tutmakta olup uçar durumdadır. Nike’nin rölyefi
Domition Meydanındaki kazılar sırasında bulundu.
Prytaneion
(Belediye Sarayı):
Prytaneion etrafında imparator, tanrı ve tanrıça heykellerinin
yer alması burasının kutsal bir alan olduğunu gösteriyor.
Prytan olarak anılan kişi ise kentin belediye başkanı olarak
görev yapardı. En önemli görevi ise kentin ölümsüzlüğünü
simgeleyen ateşinin sönmemesini sağlamaktı. Efes müzesinde
sergilenen Artemis heykelleri prytaneion içerisinde bulundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder