11 Ağustos 2014 Pazartesi

FOÇA ‘NIN SİREN KAYALIKLARI

Yunan Mitolojisinde Sirenler, kayalık ve boş adalarda yaşadıklarına inanılan deniz yaratıklarıdır. Geniş kanatları olan kuş şeklinde bir vücuda ve kadın başına sahiptirler. Yüzleri çok güzel, sesleri etkileyicidir. Sürekli olarak bir şarkı mırıldanırlar. Buralardan geçmekte olan denizciler sirenlerin söylediği şarkılardan büyülenerek gemilerini bilinçsizce kayalara doğru sürmekte ve gemileri parçalanınca denizcilerde sirenlere yem olmaktaydı.
Arkeolojik, mitolojik ve tarihi özellikleriyle bilinen şirin ilçemizin Foça’nın denizinde çoğu Orak adası yakınlarında bulunan hiçbir canlının yaşamadığı küçük adacıklar Siren Kayalıkları adıyla bilinir. Bu kayalık adacıklara neden bu ismin verildiğini açıklamadan önce Odeysseia Destanından bahsetmek istiyorum.

                                       HOMEROS ve ODEYSSESİA
Odeyssesia ünlü Yunan’lı şair ve yazar Homeros’un yazdığı iki büyük destandan birisidir. (Diğeri ise İlyada ) İlyada destanında Yunanlılar ile Truvalılar arasında geçen on yıl savaşlarını ve bunların sonunda Yunanlıların büyük bir galibiyet elde ettiklerinden bahseder. Odeyssesia destanında ise Truva’yı ele geçirdikten sonra evlerine dönen Yunan kahramanlarının dönüş yolculuğunu anlatır. Bu savaşta kahramanlık göstermiş olan komutanlardan bir tanesi de Odysseus’tur. Savaş bittikten sonra evinin bulunduğu Yunanistan’ın batısındaki küçük bir adaya gitmek için yola çıkar. Buraya normal şartlar altında iki veya üç haftada ulaşması mümkünken önüne çıkan çeşitli zorluklar ve tehlikeler nedeniyle seyahati uzun yıllar sonra tamamlanır. Destanda karşılaştığı tehlikeler bir efsane bütünlüğü içerisinde anlatılmaktadır.

                  FOÇA'DA Kİ SİREN KAYALIKLARI VE ODEYSSESİA

Foçada ki Siren kayalıkları ilk olarak Homeros’un Odeyssesia destanında karşımıza çıkmaktadır. Kral Odeysseus Truva savaşından dönerken tanrılar tarafından bir adada yaklaşık olarak on yıl hapis tutulur. Bu sürenin sonunda Tanrılar onu serbest bırakarak kendi evine dönmesine izin verirler. Oda kendisine ait büyük bir gemi ile dönüş yolculuğuna başlar. Uzun bir süre denizlerde kaldıktan sonra Ege Denizindeki Phokai şehrinin kıyılarına kadar ulaşır: Yoluna devam edebilmesi için sirenlerin yaşadığı adaların arasından geçmesi gerekmektedir. Orak adasının yakınlarındayken sirenlerin sesleri duyulur. Sirenlerin büyüleyici seslerini duyan denizcilerin bu seslerin etkisinde kalarak bu bölgeden ayrılmak istemediklerini bilen Odysseus bu kayalıklara yaklaşırken kuşku içerisindedir. Gemisinde bulunan büyücü Kirke’nin sirenler hakkında ısrarla uyarı yapması, bu konuda bazı kararlar almaya yöneltir. Sirenlerin büyüleyici seslerine kapılmamak için kendisini geminin direğine halatlarla sıkıca bağlayıp , ağzını da süngerle kapatır.Gemide çalışan tüm tayfaların bu sesleri duymasına engel olmak içinde kulaklarını bal mumu ile kaplar. Böylece çok merak ettiği sirenlerin çıkardıkları sesleri yalnız kendisi duyma olanağına kavuşacaktı. Gemisi kayalıkların arasında yol alırken sirenlerin etkileyici seslerini duyar. Duyduğu sesler onu büyüler. Buradan ayrılmayıp ömrünün sonuna kadar bu bölgede kalmak için tayfalarına emir vermek ister. Ağzı kapalı, elleri kolları bağlı ayrıca tayfaların da kulakları tıkalı olduğundan bunu başaramaz. Dolayısıyla Odysseus’un gemisi burada durmayıp kayalıkların arasından süzülerek yoluna devam edip 20 yıldır onun yolunu gözleyen karısı Penelope’ye kavuşturur.

Homeros’un ilk defa olarak Odysseus destanında sirenlerin yaşadığını söylediği Foça denizindeki kayalıklar o günden günümüze siren kayalıkları ismiyle bilinir.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder