Yunan
Mitolojisinde Sirenler, kayalık ve boş adalarda yaşadıklarına
inanılan deniz yaratıklarıdır. Geniş kanatları olan kuş
şeklinde bir vücuda ve kadın başına sahiptirler. Yüzleri çok
güzel, sesleri etkileyicidir. Sürekli olarak bir şarkı
mırıldanırlar. Buralardan geçmekte olan denizciler sirenlerin
söylediği şarkılardan büyülenerek gemilerini bilinçsizce
kayalara doğru sürmekte ve gemileri parçalanınca denizcilerde
sirenlere yem olmaktaydı.
Arkeolojik,
mitolojik ve tarihi özellikleriyle bilinen şirin ilçemizin
Foça’nın denizinde çoğu Orak adası yakınlarında bulunan
hiçbir canlının yaşamadığı küçük adacıklar Siren
Kayalıkları adıyla bilinir. Bu kayalık adacıklara neden bu ismin
verildiğini açıklamadan önce Odeysseia Destanından bahsetmek
istiyorum.
HOMEROS
ve ODEYSSESİA
Odeyssesia
ünlü Yunan’lı şair ve yazar Homeros’un yazdığı iki büyük
destandan birisidir. (Diğeri ise İlyada ) İlyada destanında
Yunanlılar ile Truvalılar arasında geçen on yıl savaşlarını
ve bunların sonunda Yunanlıların büyük bir galibiyet elde
ettiklerinden bahseder. Odeyssesia destanında ise Truva’yı ele
geçirdikten sonra evlerine dönen Yunan kahramanlarının dönüş
yolculuğunu anlatır. Bu savaşta kahramanlık göstermiş olan
komutanlardan bir tanesi de Odysseus’tur. Savaş bittikten sonra
evinin bulunduğu Yunanistan’ın batısındaki küçük bir adaya
gitmek için yola çıkar. Buraya normal şartlar altında iki veya
üç haftada ulaşması mümkünken önüne çıkan çeşitli
zorluklar ve tehlikeler nedeniyle seyahati uzun yıllar sonra
tamamlanır. Destanda karşılaştığı tehlikeler bir efsane
bütünlüğü içerisinde anlatılmaktadır.
FOÇA'DA
Kİ SİREN KAYALIKLARI VE ODEYSSESİA
Foçada
ki Siren kayalıkları ilk olarak Homeros’un Odeyssesia destanında
karşımıza çıkmaktadır. Kral Odeysseus Truva savaşından
dönerken tanrılar tarafından bir adada yaklaşık olarak on yıl
hapis tutulur. Bu sürenin sonunda Tanrılar onu serbest bırakarak
kendi evine dönmesine izin verirler. Oda kendisine ait büyük bir
gemi ile dönüş yolculuğuna başlar. Uzun bir süre denizlerde
kaldıktan sonra Ege Denizindeki Phokai şehrinin kıyılarına kadar
ulaşır: Yoluna devam edebilmesi için sirenlerin yaşadığı
adaların arasından geçmesi gerekmektedir. Orak adasının
yakınlarındayken sirenlerin sesleri duyulur. Sirenlerin
büyüleyici seslerini duyan denizcilerin bu seslerin etkisinde
kalarak bu bölgeden ayrılmak istemediklerini bilen Odysseus bu
kayalıklara yaklaşırken kuşku içerisindedir. Gemisinde bulunan
büyücü Kirke’nin sirenler hakkında ısrarla uyarı yapması, bu
konuda bazı kararlar almaya yöneltir. Sirenlerin büyüleyici
seslerine kapılmamak için kendisini geminin direğine halatlarla
sıkıca bağlayıp , ağzını da süngerle kapatır.Gemide çalışan
tüm tayfaların bu sesleri duymasına engel olmak içinde
kulaklarını bal mumu ile kaplar. Böylece çok merak ettiği
sirenlerin çıkardıkları sesleri yalnız kendisi duyma olanağına
kavuşacaktı. Gemisi kayalıkların arasında yol alırken
sirenlerin etkileyici seslerini duyar. Duyduğu sesler onu büyüler.
Buradan ayrılmayıp ömrünün sonuna kadar bu bölgede kalmak için
tayfalarına emir vermek ister. Ağzı kapalı, elleri kolları bağlı
ayrıca tayfaların da kulakları tıkalı olduğundan bunu başaramaz.
Dolayısıyla Odysseus’un gemisi burada durmayıp kayalıkların
arasından süzülerek yoluna devam edip 20 yıldır onun yolunu
gözleyen karısı Penelope’ye kavuşturur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder