Anadolu’daki
Pers egemenliğini sona erdiren İskender zamanında Doğu Akdeniz
toplumlarının sosyal ve kültürel yapısında köklü
değişiklikler oluştu. Bu dönemde savunmanın yanı sıra deniz
ticaretinden faydalanmak amacıyla bir çok kent daha güvenli olan
başka yerlere taşınmışlardı. Smyrna’da bu dönemde
Bayraklı bölgesinden Kadifekale’ye taşınır. İ.S. 2. yy’da
yaşamış olan Pausanias şehrin taşınmasının bir efsaneye
bağlar. Hikayeye göre İskender bir gün Pagos ( Kadifekale )
yamaçlarında av sırasında yorgun düşünce bir ağacın
gölgesinde uykuya dalar. Rüyasında tanrıçalar İskender’e
Smyrna’yı Pagos’a taşımasını söylerler. Apollon kahini de
bu taşınmanın şehirde yaşayanlara mutluluk vereceğini
söyleyince Smyrna Pagos dağı eteklerindeki yeni yerine taşınır.
Efsane
böyle anlatsa da yeni iskanda siyasi ve ekonomik ihtiyaçlar
belirleyici olmuştur. İ.Ö. 3000 yıllarında önemli bir kent olan
Bayraklı Tepekule yerleşimi zaman içerisinde önemini yitirir.
Denizin kontrol edilmesi ve korunaklı bir iç limana sahip olma gibi
olumlu özellikleri nedeniyle yeni yerleşim Pagos Tepesinin
yamaçlarına kurulur.
İ.Ö.
3. Yüzyılda en parlak dönemlerini yaşayan kentte bir çok yeni
bina yapılır. Akropol, tiyatro, stadyum, tapınaklar, sur duvarları
ve agorası ile canlı bir ticaret kenti oluşur. (Kadifekale
eteklerinde bulunan 16000 kişilik tiyatrosu 1638 yılına kadar
ayakta kalmıştı.)
ŞEHRİN
EN İYİ ZAMANLARI
Önemli
bir liman şehri olarak zenginleşen kenti Strabon İonia’nın en
güzel kenti olarak tanımlamıştı. İskender’in kurduğu yeni
kent Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde güçlü bir liman
kenti olmuştur. Kadifekale adını ilk kullanan 17.yy’da Evliya
Çelebi olmuştur. Bazı kaynaklar Kadifekale dolaylarında eski
yerleşimlerin olduğunu yazmasına rağmen Kadifekale’nin bilinen
ilk yerleşimi Helen’ler zamanıdır. Bu devirde zenginleşen
şehrin tüm resmi evrakları ile hazinesi akropolunda
saklanmaktaydı. Bununda bir sur sistemiyle korunması gerekiyordu.
Kadifekale ilk olarak bu amaçla yapıldı. Bu gün için
Kadifekale’nin ana kapısından içeri girildiğinde sağ tarafta
görülen avlu akropolun batı ucudur. Daha sonraları ise surlar
genişletilerek koruma amaçlı bir kaleye dönüştürüldü. Antik
kentin dış kale surlarıda Kadifekaleye bağlanmaktaydı.
Kadifekale akropolunu çevreleyen surlar batı yönüne devam ederek
doğu kısmında Basmane semtini batıda ise Konak’taki Bahribaba
parkına kadar uzanan geniş bir sahayı kaplamaktaydı. Bu
surlardan günümüze ulaşan bir bulgu yoktur.14.yy başlarında
bölgeyi ele geçiren Aydınoğlu Umur Bey Türk egemenliğini ilk
başlatan kişi olmuştur. Günümüzde görülen ve Kadifekale’ye
adını veren sur sistemi büyük oranda Ortaçağda yapılmış olan
duvarlardır.
Bizans,
Ceneviz ve Türk egemenliğinde olduğu dönemlerde surlar, taş ve
aralarındaki tuğla malzeme ile oluşturulmuş olan yeni ilavelerle
sağlamlaştırıldı. Bazı bölgelerine ise ilaveler yapılarak
surlar uzatıldı.
ŞAPEL
Kadifekale’nin
ana kapısının karşısında bulunan bir yükseltinin üzerindedir.
4.90x3.90 ölçülerinde olan şapelin duvarları surlarla benzerlik
gösterir. Ön yüzü doğuya bakan şapelin üst tonozu
korunmuştur.
KADİFEKALE
SARNIÇLARI
Kadifekale
surlarının içerisinde yer alan sarnıçlar Roma Döneminde
yapılıp, Bizans Devrinde yenilenmiştir. Bir yamaç yerleşimi
olan Smyrna kentinin su gereksinmesini sağlamak amacıyla kentin
yüksek yerinde yapılan bu sarnıçtan alınan su, toprak
künklerden oluşan kanalizasyon sistemi sayesinde kentin her yerine
dağıtılmaktaydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder