Batı
Anadolu’nun ilk müzeleri arasında yer alan İzmir Arkeoloji
Müzesi 1924 yılında Basmane semtinde terk edilmiş bir kilisenin
içerisinde kuruldu. 1984 yılında yeni binasına taşınan İzmir
Arkeoloji Müzesi, üç katlı ve yaklaşık 5000 metrekarelik bir
alanda 1500 adet arkeolojik buluntuyu sergileyen modern bir müzedir.
MÜZE
BAHÇESİ : Müzenin bahçesindeki açık alanda taş eserler
sergileniyor. Bunlar arasında heykel kaideleri, sütun başlıkları,
lahitler, mezar taşları ve heykeller ilk sırayı alıyor.
TAŞ
ESERLER SALONU : Müzenin giriş katı olan orta katında mermer
ve taş eserler bulunuyor. Arkaik dönemden başlayarak Roma
Dönemine kadar uzanan bu yontu eserleri arasında büyük heykeller
ve büstler ilgiyle izleniyor. Müzenin giriş salonundan zemin
kattaki mozaik döşemeyi izlemek mümkün. Kadifekale’den
getirilen bu güzel eserin üzerinde hayvan ve bitki motifleri
görülüyor. Bu ilginç mozaik yapımında sadece deretaşı ve cam
parçacıkları kullanılmış. Taş Eserler Salonunun girişinde
tarih boyunca Anadolu toprakları üzerinde varolmuş uygarlıkları
gösteren güzel hazırlanmış bir haritada yer alıyor.
Müzedeki
göz alıcı taş eserler, Helenistik ve Roma dönemlerine aittir.
Salonlardaki dört adet vitrin içerisinde, yine mermerden yapılmış
küçük boyutlardaki eserlere yer verilmiş. Taş eserler salonunun
girişinde bulunan vitrinde eski dönemlerden beri doğurganlığın
sembolü olan ve zaman içinde Anadolu’nun ana tanrıçası olan
Kibele’ye ait çeşitli heykelcilik ve adak stelleri sergilenmekte.
Ayrıca bu bölümdeki diğer vitrinlerde çeşitli tanrılara
sunulan adak stelleri de bulunuyor. Roma Dönemi’ne ait Bodrum’dan
getirilen ‘Rahip Heykeli’ Metropolis’ten gelen “Çifte
Kızlar Heykeli” , Efes’te bulunan Roma Dönemi’ne ait
Androklos Heykeli ile “İmparatorluk Rahibi Heykeli” salondaki
çarpıcı örneklerdendir.
EKREM
AKURGAL SERAMİK ESERLER SALONU : Bu salon
Türkiye’nin
en ünlü arkeologlarından olan Ord. Prof. Dr. Ekrem
Akurgal’a
(1911-2002) ithaf edilmiş. Ağırlıklı olarak İasos, Pitane ,
Pergamon, Bayraklı Klazomenai ve Erythrai antik kentlerine ait
arkeolojik eserleri görmek mümkün. Bunlara küçük buluntularda
diyebiliriz. Her dönemin sanatına ve gelenekleri hakkında
bilgiler, fotoğraflı panolarla ziyaretçilerin bilgisine
sunulmaktadır. Buluntuların ilgi çekenleri pişmiş topraktan
İasos kazısı seramik eserleri , Batı Anadolu keramikleri, siyah
ve kırmızı figürlü Batı Anadolu vazoları, Hellenistik Devirden
kalma hydrialar, çeşitli ev eşyaları , cam vazolar ve şişeler,
masklar, ölü küllerinin konduğu umalar, heykelcikler ile müzenin
önemli bir buluntuları arasında yer alan olan Eros heykelciği
bu bölümde sergileniyor. Smyrna Tepekule Höyüğü kazılarında
ele geçen ve Athena
Tapınağına ait buluntuları da içeren önemli arkeolojik
eserler bu salonda görülebilir. İzmir Arkeoloji Müzesinin diğer
bir sergi içeriğini Klazomenai lahitleri oluşturmaktadır.
Klazomenai’de üretilmiş pişmiş toprak lahitler renkli ve
zengin süslemeleriyle dikkat çekiyor.
Ayrıca
yine bu katta bulunan ve özel korumalı Hazine Salonunda çok
değerli eserler bulunuyor. Bunlar arasında Hellenistik, Roma ve
Bizans dönemlerine ait altın, gümüş ve kıymetli taşlardan süs
eşyaları, cam eşyalar, sikkeler ve müzenin en değerli eserleri
arasında sayılan bronzdan yapılmış bir Demeter heykeli
bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder