10 Ağustos 2014 Pazar

AYAYORGİ, AYASARANDA

Bu günkü gezimizde  Çeşme’nin mavi bayraklı iki plajının yer aldığı doğa harikası kıyılarında   Ayayorgi ve Ayasaranda’dayız.

                                            AYAYORGİ
 Ayayorgi Çeşme’nin en güzel sahillerinden birisidir.Gitmeyi düşünürseniz, Dalyanköy’e giden yolda sağ tarafta kalan  Ayayorgi  levhasını kaçırmamanızı öneririm. Dar ve toprak olan yol  sizi şaşırtmasın biraz sabrederseniz Çeşme’nin en güzel koylarından birisine  ulaşacaksınız. Kışın oldukça sakin olan Ayayorgi yazın mavi bayraklı plajı, cafe ve restoranlarıyla muhteşem bir kalabalığa ev sahipliği yapar.
 Ayayorgi hristiyanlığın Avrupa’da ilk yayıldığı zamanlarda ünlü Roma İmparatoru Diodetanius zamanında yaşamış olan bir askerdi. Çok cesur ve korkusuz olduğundan bahsedilen Ayayorgi’nin bir ejderhayı öldürdüğüne inanılır. O zamanlarda Roma imparatoru ve etrafındakiler tek tanrılı dinler öncesi pagan adıyla anılan ve doğa güçlerini kutsal kabul eden bir inanışın yoğun etkisi altında kalmışlardı. Bu dönemlerde  hristiyanlığı kabul eden ve dini inanışlarını yaymaya çalışan Ayayorgi’nin kendi saltanatları  için  büyük bir tehlike   olacağını düşünürler. İmparator Diodetanius bu kişinin hemen yakalanması için özel bir ferman çıkartır.  Bir kilisenin içerisinde dua ederken yakalanan Ayayorgi’ye  uzun bir süre işkence uyguladıktan sonra idam edilir. Dini inanışlarının  ölümüne sebep olması  hristiyanlar   için önemli bir kişi olarak bilinmesini sağlar.Bu nedenden Ayayorgi ismi pek çok kilise ve manastıra verilmiş. Çeşmede ki bu güzel koy’da ismini  bu bölgedeki Rum yerleşimi sırasında inşa edilmiş   aynı isimdeki büyük  bir manastırdan alır. Yer olarak koyu tam olarak gören bir yükseltinin üzerindedir. Ayayorgi çıkış yolunun sağ tarafında tepeye doğru giden dar yol izleyin.Yaklaşık yüz metre sonra  manastırın   kalıntısına varırsınız.Bu bölgedeki enfes manzarayıda uzun uzun seyretmenizi tavsiye ederim. Manastırın çevresinde ve etrafındaki geniş bir alanda Çeşme taşından yapılmış ufak evler dikkat çeker. Bunlar manastırın aktif olduğu zamanlarda buralarda oturan rahibelere ait evlerdir. Eski zamanlarda büyük manastırların çevresinde tek odalı ufak evlerde rahibeler yaşardı. Ayayorgi koyunun çevresinde bulunan bu evciklerin çoğuna  civarda yaşayanlar tarafından bir çok ilaveler yapılarak bağ evine, bazıları da ahıra  dönüştürülmüş.Bu nedenden  çoğu ilk görünümünü kaybederek özelliğini yitirmişler. Manastır ve bu evlerin hazine arayanlar tarafından kazılarak harap edilmeleri ise üzücü olan diğer bir konu olsa gerek.





                                       A Y A S A R A N D A  
 Ayasaranda ismini Rum yerleşimi zamanında burada bulunan bir kiliseden almıştır. Ayasaranda hristiyan inanışına göre kırk azizler anlamına gelir. Bulunduğu bölgede bulunanlara huzur verdiğine ve  inançlarını arttırdığı düşünülerek bir çok kilise ve manastıra bu isim verilmiştir. Ulaşım için Çeşme’den Dalyanköy’e giden yolun üzerinde göreceğiniz  tek  yükselti olan  Kızıltoprak tepesinin tam karşısında kalan dar   asfalt yol izlenmelidir. Kısa  bir yolculuk sonrasında güzel,sevimli aynı zamanda mavi bayraklı olan bu plaja ulaşılır. Ayasaranda  koyuna ulaşınca burada bulunan büyük bir otelin  sol  tarafında kalan deniz kıyısını biraz incelemenizi öneririm. Çeşme’ye özgü kireç taşlarının deniz etkisiyle oluşturduğu ve genellikle sarkıt dikit şeklindeki  oluşumlarının  ilginizi  çekeceğini düşünüyorum. Özellikle gün batımında  taşlardan yansıyan renk karmaşası bu görüntüyü izleyenleri adeta büyüler. Rum yerleşimi zamanında  bölgede yoğun olan üzümcülüğün günümüze ulaşan belki de tek bulgusu tarlalar arasında o zamanlardan kalan bağ evleridir.
Ayasaranda  koyunun ikinci kısmını oluşturan plaja  Dalyanköy yolunun sol tarafındaki dördüncü sapaktan  deniz kıyısına kadar giden yol izlenerek ulaşılır. Sahile yaklaşırken etrafa biraz dikkatli bakmanızı tavsiye ediyorum. Neden mi? Çünkü bu koya ismini veren kilise burada..Ama bulmanız biraz zor. Bazı şahıslar bu kilisenin Çeşme taşından yapılmış duvarlarının üzerini beton yığınları ve biriket duvarlarla kaplamış. Buna rağmen bu kiliseyi bulursanız her şeye rağmen günümüze ulaşmış olan mahzenini, merdivenlerini ve geniş  holünü her tarafı doğal taşlardan yapılmış bahçe ve bina duvarlarını görebilirsiniz. Kilisenin bulunduğu yamacın  denizle birleştiği plaj kısmı pek çok renkli çakıl oluşturduğu uzun bir sahildir.
Karşınızda gördüğünüz büyük ada Sakız Adası, onun yanındaki iki küçük ada ise koyun adalarıdır. Ayasaranda ile Sakız Adası arasında kalan bölge ise Sakız boğazı olarak bilinir.  Stratejik önemi olduğu bilinen bu bölge
1770 yılındaki Osmanlı-Rus deniz savaşı sırasında pek çok çarpışmanın yaşandığı bir yerdir. Savaş sırasında şehit düşen denizciler  Ayasanda kıyılarına gömülmüşler. Bu bölgede şehit düşenlerin anısına dikilen taş  zaman içerisinde kaybolmuştur.
 Ayasaranda koyundan ayrılırken Çeşme yönüne doğru giden yol     Çeşme körfezinin panoramik görüntüsünün limanın ve Çeşme’de gün batımının en güzel izlendiği yer olan manzara tepesinden geçer. Bu yoldan  giderseniz   burada bir mola vermenizi tavsiye ederim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder