10 Ağustos 2014 Pazar

ÇEŞME GEZİ REHBERİ HALA NEDEN YOK

Yaz başında ‘Sakız Adası Gezi Rehberi ‘  adıyla piyasaya sürülen ve Sakız Adası’nı tüm yönleriyle anlatan  bir tanıtım kitapçığı kitapçılarda yerini aldı. Ofset baskıyla hazırlanıp,   pırıl pırıl  resimlerle de  süslenince al beni si çok olmuş. Kitap Çeşme’nin tam karşısında yer alan Yunanistan’a bağlı ufacık Sakız Adası’nı öve öve bitiremiyor. Adayı gezmek isteyenlere uzun bilgiler verip ada kültürü ve geleneklerini ayrıntılarıyla anlatmış. Otel tanıtımları, ulaşım imkanları, restoranlar, kafeler ve diğer gereksinmeler ile rezervasyon için  telefon numaralarını  bulmak mümkün. Ne diyeyim, güzel hazırlanmış bir çalışma. Sakız Adası’na gitmek isteyenlere yardımcı olacağı kesin. Tabi bir de tatilini orada geçirmeyi  düşünmeyenler bile bu kitabı okuyunca fikirlerini değiştirebilirler.  Görülen o ki, bu yayının ada turizmini bayağı bir katkısı olacak. Türkiye’den pek çok kişiyi adaya çekeceğini düşünüyorum.

Çeşme  Gezi Rehberi
1999 yılında  Çeşme hakkında bir gezi rehberi olmadığını fark edince,  yaklaşık bir yıl kadar uğraşarak Çeşme hakkında   ayrıntılı bir araştırma  yaptım. Bunun için onlarca kere Çeşme’ye gitmek gerekti. Yaklaşık 3000 fotoğraf çektim. Yıllardır gittiğim halde  benim bile farkında olmadığım Çeşme’nin bilinmeyen pek çok yeri bu çalışmada yer aldı. Adını o zamana kadar hiç duymadığım Böğürtlen ve Mersin körfezini ilk defa gördüm. Uzun araştırmalardan sonra arkadaşlarımla birlikte Çeşme’nin terkedilmiş köyleri olan Alaşar , Laleköy,  Çeşmeköy ve Zeytincik’in yerlerini bulup, buraları hakkında hiçbir yerde bulunamayacak   bilgiler  topladık. Bu araştırmalar sırasında  Dalyanköy’de  sadece duvarları kalmış olan  kiliseyi ve  Ayayorgi’de  bir zamanlar  olduğu söylenen  büyük bir kilisenin  (kalıntısı   günümüze ulaşmamış olmasına rağmen )  etrafında yer alan rahibe evlerini sanırım ilk defa biz bulduk.
Çeşme’nin tarihi ve turizm
Çeşme’nin tarihini hakkında   İzmir’deki tüm kütüphanelerde araştırma yaptım. Çakabey, Cezayirli Hasan Paşa gibi Çeşme’nin tarihine yön veren kişilerin Çeşme’ye olan katkıları başta olmak üzere,  Çeşme Deniz Savaşını, Çeşme Kalesi’nden tarihi çeşmelerine kadar  bulabildiğim  tüm bilgileri hazırlamakta olduğum kitap çalışmama ekledim.  Bunun yanında Çeşme’nin  sayısı 14’e varan mavi bayraklı plajlarını, eğlence mekanlarını, meşhur kumrusunu, ulaşım imkanlarını, kalınacak otellerini ve gereksinim  olabilecek  telefon numaralarını da bu taslağa  dahil ettim.  İzmir dışından gelmek isteyenlere ve yabancı turistlere yardımcı olmak için tüm bu noktaları ufak harita ve şemalar üzerinde gösterdim.
 Yaptığım çalışmaları ve beğendiğim tüm fotoları üç cilt  klasör içerisinde toplayıp, turizm ve gezi kitapları basım ve yayımını yapan birkaç büyük kitapevine  yolladım. Amatör olarak hazırladığımı ve hiçbir karşılık beklemeden çalışmamın sadece bir turizm hizmeti olduğunu belirtmeme rağmen hiç biri ilgilenmedi.  Kitap fuarındaki bir iki çabamda  olumsuz sonlanınca  bu kitabı yayınlamaktan  vaz geçtim.

YIL  2014
Yıl 1999 du, şimdi 2014.  Önümüzdeki senelerde Türkiye’nin bir numaralı turizm beldesi olmaya aday olan  Çeşme’nin  tanıtıcı bir kitabı hala yok.  Günümüzde de bilinmeyen pek çok yeri ıssızlığını koruyor. Tarihte kırmızı taşlar ülkesi diye adlandırılan  antik şehir Eritrai’yi de buna dahil. Bence  Ildır’da tarihi taş ocakları bile başlı başına görülmesi gereken bir yer. Bir iki plajı hariç diğerleri adeta unutulmuş. Çeşme’nin  geçmişini  merak eden çok az.  Bu denli ilgisizlik bir yerde beldenin  tarihini adeta yok ediyor. Ayasaranda’da tarihi kilise bir zamanlar gazoz fabrikası olarak kullanılmış. Çeşme Deniz Savaşı’nda şehit olanların gömüldükleri yerlerdeki mezar taşları  dahi çalınmış. Hazine bulmak için yapılan kazıların verdiği zarar herkesçe biliniyor. Ildır’da  antik taşları ve sütunları  bazı evlerin bahçe duvarlarında görmek mümkün. Bu ilgisizliğe üzülmemek mümkün değil.

Çeşme’ye geldik,  nereleri görmeliyiz?
 Tatil ve turizm cenneti Çeşme’ye gelenlerin şu soruyu sorduklarına defalarca şahit oldum. ‘Çeşme’de  nereleri gezmeliyiz? ‘ Bana böyle bir soru sorulduğunda yanıt vermekte zorlanıyorum.  O kadar çok gezilecek ve görülecek yeri var ki hangisini anlatsam diyorum. İşte böyle zamanlarda bir gezi rehberinin eksikliğini daha çok hissediyor ve ilgisizliğe kahroluyorum. Ufacık Sakız Adasının bile bir gezi rehberi varken biz Çeşme’yi  bir iki reklam broşürü ile tanıtmaya çalışıyoruz. Yalnız Çeşme’nin değil tüm tatil yörelerimizi  ayrıntılı  olarak tanıtacak yayınlara  gereksinim olduğunu düşünüyor ve en kısa sürede bunların hazırlanmasını  diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder