17 Ağustos 2014 Pazar

KEDRAİ ( CEDREAE )

Sedir adası Gökova körfezindeki en büyük adadır.  Burada yüzyıllar önce bulunduğu söylenen sedir ağaçları nedeniyle, ada o zamandan beri bu  isimle bilinir. Kedrai Antik Kenti Sedir Adasının üzerinde bulunuyor.                                  
                                         ANTİK  ŞEHİR
Kedrai’de ilk  yerleşimi  İ.Ö. 6. yüzyılda Dor’lar kurmuştur.  Daha sonra Helen, Roma ve Bizans döneminde varlığını sürdüren şehrin yerleşimi adanın doğusundaki küçük bir tepenin üzerindedir. Şehrin batı kısmında ise hiç yerleşim yoktur. Antik zamanlarda   Datça ve Bozburun yarımadasını kara ve deniz ticari yolları üzerinde bulunması nedeniyle Karya bölgesinin en önemli şehirlerinden birisi olmasını sağlamış.  İ.Ö. 405 yılındaki Atina-Sparta savaşında, Atina birliği içerinde olan şehir, savaşta Atina’lıların yenilmesi üzerine Spartalı askerler tarafından yağmalanıp, halkı   esir pazarlarında satılır. Bu tarihten  sonra şehir , tüm ticari işlevini  kaybetmiş    küçük bir yerleşim haline döner.
Adayı gezerken Helenistik ve Roma dönemlerine ait, antik tiyatro, agora, antik liman, bina, sur, sarnıç ve kutsal alan kalıntıları, önemli kişilere ait olduğu düşünülen süslü  lahitler görülebilir.  Kalıntılar adanın Bizans döneminde kısa bir süre için  önem kazanarak  dinsel bir merkez olduğunu  gösteriyor. Yerleşimin doğu tarafında bulunan büyük bir limana ait kalıntılar, o dönemdeki, ticari faaliyetlerin yoğunluğu hakkında fikir veriyor.  Geniş bir alanı kaplayan ticari  agora,  avlu etrafında yan yana sıralanan dükkanlardan oluşuyordu. Bu yapılarda Roma, Helen ve Bizans dönemine ait duvar kalıntılarını bir arada görmek mümkün. Ada üzerinde iki kilise ve bir çok şapel yer alıyor. Bu kiliselerin en büyük olanı  adanın batı kısmında yer alan büyük bazalikadır.
Helenistik döneme ait olan en büyük kalıntı ise şehri çevreleyen surlardır. Adanın  dikkat çekici yapılarından biriside  2500 kişi alabilen tiyatrosudur. Tiyatronun sahne binası büyük ölçüde tahrip olmasına rağmen oturma yerleri belirgin, çoğu yerde de düzgün olarak günümüze kadar ulaşmış.
Küçük bir şehir olmasına rağmen tiyatrosunun  büyük olduğu görülüyor. Zaman zaman burada  tertip edilen oyunlara civardan çok seyirci geldiği düşündürüyor. Şehrin nekroplu adanın karşısındaki ana karanın üzerindedir.
                                                AGORA  ve APOLLON  TAPINAĞI

Sahil kısmında pek çok İon tarzı sütun kaidesinin bulunması resmi agoranın sahilde olduğunu gösteriyor. Kentin doğusundaki düzgün  taş duvarlar temel kalıntıları ve etrafa dağılmış olan taş bulgular Apollon Tapınağının yerini işaret ediyor. Tapınak ,çevresi surlarla çevrili kutsal bir alanın ortasında kalmış. Günümüzde  kapıları kısmen fark edilmekte. Bu bölgedeki bir taşın üzerinde  yılan kabartması motifi görülüyor.  Yılan mitolojiye göre Apollon ile ilgili bir hayvandır. Buna dayanarak tapınağın Apollon için yapıldığı düşünülüyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder