Antik
Nysa şehrinin ibadet alanıydı.
Eski
çağların önemli ibadet ve fiziksel tedavi merkezlerinden olan
Akharaka
, Sultanhisar İlçesi yakınlarında bulunan Nysa antik kentinin
dört kilometre batısında bulunan, Salavatlı beldesindedir. Antik
dönemde büyük şehirlerin yakınlarında ibadet yerleri
bulunurdu. Bu ibadet alanları kutsal bir yol ile şehirlere
bağlıydı. O devirlerde insanlar kendi düşüncelerine göre
tanrılar yaratmışlardı. Bu tanrılar genellikle gücünü
tabiattan alırdı. İnsanlar tabiat olaylarından korkar ve
bunların bir tanrı tarafından yönetildiğine inanırlardı.
Fırtınaların, denizlerin, karanlıkların vb. birer tanrısı
veya tanrıçası vardı. Bunların şerrinden korunmak amacıyla da
onlara tapar ve hediyeler verirlerdi. Şehirlerin yakınlarında
bulunan tapınım merkezlerinde şehrin tanrısının büyük bir
heykeli bulunurdu. Bu heykel dışarıdan görülmezdi. Belirli
zamanlarda ibadet merkezlerinin kapıları açılarak halka
gösterilir, ışık oyunlarıyla da halkın üzerinde etki
bırakması sağlanırdı. İbadet alanlarında sunak denilen kurban
kesme yerleri bulunurdu. Kesilen kurbanların tanrıya adanır.
Bazen de kurbanlar yakılarak çıkan dumanından tanrıya haber
ulaştırıldığını düşünülürdü. Akharaka kutsal alanı da
Nysa şehrinin ibadet alanıydı.
YER
ALTINDAN GELEN MESAJ
Akharaka’nın
bulunduğu bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle toprak altında
birbirleri ile bağlantılı yeraltı boşlukları vardır. Bu durum
eski çağlardan beri bölgede büyük depremler oluşturdu.
Depremler sırasında, sıcak su ile birlikte yer altında bulunan
gazlar toprak üzerine çıkma olanağı bulurdu. Antik devirlerdeki
inanışlara göre yer altı mağaraları ve bunlardan çıkan
gazların yer altı dünyasıyla bir iletişim noktası olduğuna
inanılır ve bu bölgeler kutsal yer olarak bilinirdi. Nysa
yakınlarında bulunan Akharaka kutsal alanı, toprağın bereketine
hükmeden ahiret ve ölüler tanrısı Pluton ( Hades ) ve eşi yer
altının tanrıçası Persephoni (Kore)’ye bir tapınım alanıydı.
Akharaka’da Helenistik ve Roma döneminde Pluton ve Persephoni
adına yapılmış iki tapınağının bulunması ören yerinin
dinsel bir merkez olduğunu doğrulamaktadır. Bu dinsel merkez
antik bir yol ile yakınındaki antik kent Nyse ‘ye bağlıydı.
Ünlü coğrafyacı Strabon’un Geographika ( Antik Anadolu
coğrafyası ) kitabında tapınakların üst kısmında Kharonion
denilen büyük bir mağara olduğundan bahseder. Hasta olanların
buraya geldiklerini ve mağarada bulunan rahiplerin hasta olanların
mağarada uykuları sırasında gördükleri rüyaları yorumlayarak
onların tedavi şekillerini belirlediğini yazmış. Rahiplerden ve
hastalardan başka kimselerin bu mağaraya girmeleri yasaktı. Ünlü
coğrafyacı Akhara’da her yıl büyük bir festival
düzenlendiğini ve festival sırasında gençlerin bir boğa ile
yaptıkları gösterilerin izleyenlerin şaşkına uğrattığından
bahseder.
AYNI
ZAMANDA TEDAVİ MERKEZİYDİ
Akharaka’da,
içeriğinde bol miktarda kükürt bulunması nedeniyle sarı su
olarak adlandırılan bir dere bulunuyordu. Bu derenin suyunun bazı
hastalıkların tedavisinde kullanılması bölgenin önemli mistik
tedavi merkezi olmasını sağlamıştı. Bölgedeki şifalı
suların tedavi edici özellikleri Helenistik, Roma, Bizans ve
Osmanlı dönemlerinde de biliniyordu.
Nysa
Antik Kenti’ni ziyaret etmeyi düşünürseniz onun yakınlarındaki
Akharaka kutsal alanına da uğramayı unutmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder