Kaya çukuru
bölgesinde yer aldığı için Kayaköy olarak
bilinen yerleşim 19.yy da Rumlar tarafından kurulmuş eski bir Rum köyüdür.O
zamanlara ismi Levissi’dir. 1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasındaki mübadele anlaşmasına göre bu bölgede yaşayan Rumlar
ayrılınca Batı Trakya’da yaşayan Türkler buraya getirildi. Gelen Türk
nüfusunun yamaç evlerindeki yaşamaya uyum gösterememeleri üzerine ovada
kurdukları yerleşim yerlerinde tarım ve hayvancılıkla uğraşarak yaşamlarını
sürdürmüşlerdir.
1957
yılındaki büyük Fethiye depreminde Kayaköy’de ki evlerin çoğu hasar görmüş bir
kısmı da tamamen yıkılmıştır. Çeşitli olumsuz koşullara rağmen günümüze kadar
ulaşan bu eski köy gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmekte.
Bugün
Kayaköy’de 2 kilise,14 şapel, 2 okul, 2
çeşme, 2 yel değirmeni ile 1000 civarındaki ev ve birçok sarnıç bulunur.
Kayaköy’de
su ihtiyacı genellikle her evin alt katında bulunan ve yağmur sularının doldurduğu
sarnıçlardan sağlanırdı. Kayaköy’ün
başlangıcında bulunan çeşme köyün içme suyu ihtiyacı için kullanılmıştı.
Yerleşimin rüzgar alan yerlerindeki iki yel değirmeninin sadece yan
duvarları günümüze ulaşmış.
Levissi
yerleşiminde tüm yapılar arazinin eğilimine uygun olarak ışık ve manzara
açısından birbirlerinin önünü kapatmayacak
şekilde düzenlenmiş.Tüm evlerin yapımında kırma taş ile bölgeye özgü kireçli harç
kullanıldığı görülüyor. Evler genellikle iki katlı, zemin katları genellikle ahır veya kiler olarak düşünülmüş. Üst katlarında tek veya iki oda bulunur.
Üç odalı evlerin sayısı az. Evlerin
taban ve tavan döşemeleri ile kapı ve pencere doğramaları ahşap olduğundan günümüze ulaşmadı. Mübadeleden
sonra terk edilen evlerin ahşap bölümleri yörede oturanlar tarafından sökülerek
kendi evlerinin kapı ve pencerelerinde veya yakacak olarak kullanılmış.
Kayaköy’de ki
evlerin çatıları sıkıştırılmış toprak olup, tuvaletleri genellikle evin dışındadır.
Evin büyüklüğü ile orantılı olarak düşünülen foseptik çukurları tuvaletin
altında veya hemen yanında yer alır. Evlerde banyo için ayrı bir bölüm
bulunmaz. Bazı evlerin ocak’ları hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşmış.
Evlerin
arasında bulunan şapel’ler ile iki kilise bölgede bulunan hristiyanların
dinsel ihtiyacına yanıt vermekteydi. Taksiyarhis Kilisesi Kayaköy’ü gezenler
tarafından yukarı kilise olarak bilinir.Tabanını oluşturan yer mozaikleri oldukça
ilginç. Çakıl taşların uzun uğraşlar sonucunda bir araya getirilmesiyle
oluşturulması ilginç. Duvarları kırma ve kenarları düzleştirilmiş taşlar ile inşa
edilmiştir. Yerleşimin batı kısmında yer alan Pirgiotissa kilisesi aşağı kilise
olarak biliniyor. 1960 yılına kadar cami olarak kullanıldıktan sonra terk
edilmiş.
Kayaköy’de
iki tane okul binası var. Kızlar ve erkeklerin ayrı binalarda öğretim
almaktaydı.Kızlar okulu, yol üzerindeki çeşmenin hemen arkasında yer
alır. Erkekler okulu ise Yukarı kilisenin Kuzey batısındaki bir tepenin
üzerindedir. Sadece ilk öğretinin yapıldığı bu okullarda öğretim dili
Rumcaydı. Öğretimine devam etmek isteyenler İstanbul,Atina veya Rodos’a gitmek
zorunda kalırlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder