1400
YILINDA Çeşme, Anadolu ticaret yollarının en önemli bağlantı noktalarından
birisiydi. Çeşme’ye gelen mallar gemilere
yüklenerek başka ülkelere nakledilir, yabancı ülkelerden gelen ticari mallar
ise Çeşme limanına indirilirdi. O
dönemde İzmir’e kadar uzanan bir yol sayesinde kervanlar Çeşme limanından
aldıkları ticari malları rahatça İzmir’e götürürlerdi. Bu ticari konumun
haricinde Çeşme bu yöreden geçen gemiler içinde sığınak limanı olduğu gibi, aynı
zamanda gemilerin su ve yiyecek ihtiyaçlarını sağladıkları bir merkezdi. Bu
ticari yolu kesmek isteyen Venedikliler
1472 ve 1509 yıllarında Çeşme ‘ ye saldırarak oldukça büyük ekonomik ve
askeri zararlar verdiler. Bu tür saldırılardan korunmak ve Çeşme’nin ticari konumunu tekrar
güçlendirmek amacıyla 1508 yılında
Osmanlı Padişahı 2. Bayezid tarafından bu bölgeye bir kale yaptırıldı.
Kalenin
kitabesinin incelenmesi ve çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgilere göre kale
tamamen Türk Yapımıdır. Türk kale mimarisine uygun borasan denilen bir mimari
tarzda yapılmıştır.Bu mimarı stilde tepede kalan cephe daha dar olup,ön cephe
daha geniştir.Yan tarafında iki tane burç bulunur.İç kalenin ilk bölümü
askeri ikinci bölümü ise ikametgah olarak kullanılmaya elverişlidir. Çeşme
kalesi yapıldıktan sonra bu kalenin sağladığı güvenle ticaret hayatı gelişerek
tekrar eski günlerine dönüşür. XVI yy. başlarında ünlü denizcimiz Piri Reis
tarafından çizilen bölge haritalarında
kalenin yeri gösterilmiştir. Evliya Çelebi 1671 yılında yazdığı seyahatnamesin de bu kaleden övgüyle bahseder. Çeşme kalesi
Yunan isyanı sırasında son faal görevini yapmıştır. 1833 yılından itibaren de
önemi iyicene azalarak zaman içerisinde askeri özelliğini tamamen kaybetmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder