31 Temmuz 2014 Perşembe

ALSANCAK’TA MODERN DİLENCİLER

Yıllar dilencileri de, onların görünümü de değişti. Sokak başlarında eskisi gibi bir köşede durup üstü başı pecmurde görünümde para isteyenlere pek rastlanmıyor. Artık bunları sadece okul civarında görmek mümkün. Sınavı olan öğrenciler onlara para verir. Dolayısıyla dilencinin hayır duasıyla öğrenci sınavının iyi geçeceğine inanır. Benim anlatacaklarım gençlerin duygularını istismar edenler değil.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ GÖRÜNÜMÜNDE
Geçen gün Alsancak’ ta bir çay ocağında çay içiyorum. Sabahın erken saatleri olduğu için Kıbrıs Şehitleri Caddesinde pek kimse yok. Genç bir kız gözüme çarptı. Güzel giyimli. Elinde bir iki kitap ile üniversite öğrencisi görünümünde. Yoldan geçen erkeklerin yanına gidip öğrenci olduğunu İnciraltı’ na okula gitmesi gerektiğini fakat parası olmadığını söylüyor. Tabi çoğu kimse buna inanıp cebindeki tüm bozuk paraları ona veriyor. Parayı alınca ellerini yana doğru açıp olduğu yerde zıplamayla çok sevinmiş gibi bir görüntü yaratarak defalarca teşekkür ediyor. Beş dakika kadar sonra başkasına Bornova’ya, on dakika sonra yoldan geçen diğer bir kişiye Buca’ya gideceğini söylüyor. İzlemeye fazla vaktim yok. Ama aldığı paralarla büfeye gidip ilk olarak kendisine sigara aldığını, bunu keyifle içtiğini, daha sonra aynı yerde yeni avlarını beklemeye devam ettiğini gördüm. İki üç gün izledim. Her gün aynı senaryo. Aynı sözler, aynı davranışlar. Son günlerde göremiyorum. Sanırım bu oyununa başka bir yerde devam ediyor.

BAYRAK VEREN DİLENCİ
Yine aynı bölgede bu sefer akşam üstü ortaya çıkan başka birisinden, üstü başı temiz genç bir kızdan bahsetmek istiyorum. Yoldan geçenlerin eline birazda zorlama ile bir bayrak veriyor. Bu bayrağı alanların hemen arkasına takılıp muhtaç çocuklar için para topladığını söylüyor. Parayı alınca da sadece teşekkür edip parayı cebine atıyor. Makbuz vermediği gibi bu parayı nerede ve nasıl harcanacağı konusunda bir bilgi vermiyor. Yani özet olarak muhtaç çocuklara yardım ettiklerini sanan iyi niyetli
insanların paralarını gözünü bile kırpmadan cebine atıyor. Yıllardır aynı bölgede aynı işi yaptığını görüyorum. Sanırım kazancı iyi.

GÖRÜNÜŞTE ADA ÇAYI SATIYOR
Genellikle bir bankanın önünde kendisine hasta süsü vererek önüne koyduğu ada çayı, kekik gibi kurutulmuş bitkiler satan bir dilenciden bahsetmek istiyorum. Onun öyle gariban durduğuna veya yürümekten aciz olduğunu sanmayın. Sabahları erken vakitlerde rastlarsanız dimdik yürüdüğünü güzel bir kahvaltı ettikten sonra Alsancak’ ta dolaştığını görebilirsiniz. Ortalık kalabalıklaşmaya başladıktan sonra zavallı görünümüne bürünüyor. Hesapta sattığı fakat parasını verdiği halde kimsenin almadığı kurutulmuş bitkilerin bulunduğu tezgahını alarak aynı yerde işine devam ediyor.

DİĞERLERİ

Bahsedeceğim diğer dilencilerin sabit bir yeri yok. Her yerde karşınıza çıkabilirler ama genellikle insanların acıma duygularının daha yoğun olduğu hastaneler civarında dolaşıyorlar. Genellikle ‘ Sabahtan beri bir lokma yemek yemedim. Veya kocam hastanede yatıyor. İlaç parası lazım. Çocuğuma yiyecek alacağım. Memlekete döneceğim yol param yok.’gibi klasik acındırma taktiklerini kullanıyorlar.  Unutmadan en son duyduğumu da söyleyeyim .Üstü başı biraz hırpani bir adam biraz kısık bir ses tonuyla ‘ Ben şarapçıyım. Şarap içmeden duramıyorum. Fakat şarap alacak param yok. Yardımcı olur musun ?’ diyor. Eh buna da acıyıp para veren varsa benim diyecek hiçbir şeyim yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder