Yıllar
dilencileri de, onların görünümü de değişti. Sokak başlarında
eskisi gibi bir köşede durup üstü başı pecmurde görünümde
para isteyenlere pek rastlanmıyor. Artık bunları sadece okul
civarında görmek mümkün. Sınavı olan öğrenciler onlara para
verir. Dolayısıyla dilencinin hayır duasıyla öğrenci
sınavının iyi geçeceğine inanır. Benim anlatacaklarım gençlerin duygularını istismar edenler değil.
ÜNİVERSİTE
ÖĞRENCİSİ GÖRÜNÜMÜNDE
Geçen
gün Alsancak’ ta bir çay ocağında çay içiyorum. Sabahın
erken saatleri olduğu için Kıbrıs Şehitleri Caddesinde pek kimse
yok. Genç bir kız gözüme çarptı. Güzel giyimli. Elinde bir iki
kitap ile üniversite öğrencisi görünümünde. Yoldan geçen
erkeklerin yanına gidip öğrenci olduğunu İnciraltı’ na okula
gitmesi gerektiğini fakat parası olmadığını söylüyor. Tabi
çoğu kimse buna inanıp cebindeki tüm bozuk paraları ona veriyor.
Parayı alınca ellerini yana doğru açıp olduğu yerde zıplamayla
çok sevinmiş gibi bir görüntü yaratarak defalarca teşekkür
ediyor. Beş dakika kadar sonra başkasına Bornova’ya, on dakika
sonra yoldan geçen diğer bir kişiye Buca’ya gideceğini
söylüyor. İzlemeye fazla vaktim yok. Ama aldığı paralarla
büfeye gidip ilk olarak kendisine sigara aldığını, bunu keyifle
içtiğini, daha sonra aynı yerde yeni avlarını beklemeye devam
ettiğini gördüm. İki üç gün izledim. Her gün aynı senaryo.
Aynı sözler, aynı davranışlar. Son günlerde göremiyorum.
Sanırım bu oyununa başka bir yerde devam ediyor.
BAYRAK VEREN DİLENCİ
Yine
aynı bölgede bu sefer akşam üstü ortaya çıkan başka
birisinden, üstü başı temiz genç bir kızdan bahsetmek
istiyorum. Yoldan geçenlerin eline birazda zorlama ile bir bayrak
veriyor. Bu bayrağı alanların hemen arkasına takılıp muhtaç
çocuklar için para topladığını söylüyor. Parayı alınca da
sadece teşekkür edip parayı cebine atıyor. Makbuz vermediği gibi
bu parayı nerede ve nasıl harcanacağı konusunda bir bilgi
vermiyor. Yani özet olarak muhtaç çocuklara yardım ettiklerini
sanan iyi niyetli
insanların
paralarını gözünü bile kırpmadan cebine atıyor. Yıllardır
aynı bölgede aynı işi yaptığını görüyorum. Sanırım
kazancı iyi.
GÖRÜNÜŞTE
ADA ÇAYI SATIYOR
Genellikle
bir bankanın önünde kendisine hasta süsü vererek önüne koyduğu
ada çayı, kekik gibi kurutulmuş bitkiler satan bir dilenciden
bahsetmek istiyorum. Onun öyle gariban durduğuna veya yürümekten
aciz olduğunu sanmayın. Sabahları erken vakitlerde rastlarsanız
dimdik yürüdüğünü güzel bir kahvaltı ettikten sonra
Alsancak’ ta dolaştığını görebilirsiniz. Ortalık
kalabalıklaşmaya başladıktan sonra zavallı görünümüne
bürünüyor. Hesapta sattığı fakat parasını verdiği halde
kimsenin almadığı kurutulmuş bitkilerin bulunduğu tezgahını
alarak aynı yerde işine devam ediyor.
DİĞERLERİ
Bahsedeceğim
diğer dilencilerin sabit bir yeri yok. Her yerde karşınıza
çıkabilirler ama genellikle insanların acıma duygularının daha
yoğun olduğu hastaneler civarında dolaşıyorlar. Genellikle ‘
Sabahtan beri bir lokma yemek yemedim. Veya kocam hastanede yatıyor.
İlaç parası lazım. Çocuğuma yiyecek alacağım. Memlekete
döneceğim yol param yok.’gibi klasik acındırma taktiklerini
kullanıyorlar. Unutmadan en son duyduğumu da söyleyeyim .Üstü
başı biraz hırpani bir adam biraz kısık bir ses tonuyla ‘ Ben
şarapçıyım. Şarap içmeden duramıyorum. Fakat şarap alacak
param yok. Yardımcı olur musun ?’ diyor. Eh buna da acıyıp
para veren varsa benim diyecek hiçbir şeyim yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder