31 Temmuz 2014 Perşembe

A L İ N D A

Büyük İskenderin bile fethedemeyip  kapısından dönmek üzereyken, davetle içeri girebildiği  Prenses  Ada ‘nın  muhteşem şehri.

Mayıs ayında bir Pazar günü.Bu günkü yolculuğumuz  Prenses Ada’nın şehri Alinda. İzmir Aydın  otobanından çıkıp Çine yönüne yolumuza devam ediyoruz. Yol üstündeki  kahve renkli Alinda levhasından, sağ tarafa dönüp yaklaşık 25-30 km sonra Karpuzlu’ya  ulaştık. Bu günkü gezi programımızı oluşturan  Alinda Karpuzlu İlçe sınırları içerisinde kalan bir dağın yamacına kurulmuş.
 Kent ile ilgili ilk bilgiler İÖ 340 yılına kadar uzanır. Bunlardan  şehrin ilk temellerinin Karya’lılar tarafından atıldığını öğreniyoruz.  Artemisia’nın  ölümünden sonra Karia’nın başına geçen Prenses Ada  erkek kardeşi  Piksodaros tarafından Halikarnassos’tan uzaklaştırılıp Alinda’ya sürgüne yollanır. O zamanlarda küçük  bir kale olan Alinda, Prenses Ada’nın çabalarıyla gelişip  büyük bir yerleşime   dönüşür. Şehrin gelişmesiyle etrafı  surlarla çevrilip,güvenliği için birçok yere gözetleme kuleleri konur.Yerleşiminde üst bölgelerde konut alanları alt kısımlarda  ise alışveriş mekanları vardır. Şehrin büyümesiyle büyük bir tiyatro ve iki adet tapınak alanı inşa edilir.
                    
                                      BÜYÜK  İSKENDER  ALİNDA’DA
 Bu dönemde bölgenin tamamında söz sahibi olan  Büyük İskender Alindayı da  ele geçirmek ister. Kalın sur duvarları ve düzenli bir ordusu bulunan şehir, bu saldırıların tamamını püskürtür. Şehri alamadan bu bölgeden ayrılmakta olan Büyük İskender’e Prenses Ada şehrin kapılarını açarak içeri  davet eder.  
Bundan çok hoşlanan İskender, Karia bölgesini ele geçirdikten sonra ülkenin yönetimini Prenses Ada’ya bırakarak ve kendi seferlerini sürdürür.Bu dönemden hemen sonra Ada,  Alinda’nın isminin Alexandria by Latmos, Latmos İskenderiyesi olarak değiştirir.Şehirle ilgili bilgilere İÖ 270-210 tarihleri arasında hüküm süren Roma imparatoru Olympikhos’un yazıtlarında da  rastlıyoruz.   
                                                     
                                              ALİNDAYI    GEZİYORUZ
Şehir dik bir yamaç üzerine kurulmuş. Agora alt bölümde diğer kalıntılar ise tepenin üst kısımlarında. İki aşamalı bir gezi olacak..İlk agora..Antik  şehirlerde pek görülmeyen üç katlı olan bu agora Karpuzlu’nun  yanında..Antik şehirlerde agora alış veriş mekanlarının ve resmi devlet dairelerinin birlikte bulunduğu mekanlar olarak bilinir. Her antik şehirde genellikle şehrin merkezinde bulunan agora burada biraz farklılık göstererek şehrin doğusunda kalan   dik  bir yamacın başlangıç kısmında.
Yürüyerek şehrin üst kısımlarına ulaşmak mümkün olduğu halde biz arabayla çıkmayı tercih ettik. Yamaç oldukça dik..Havada çok sıcak.Alinda’yı gezmek için buradan dağın üstüne doğru giden asfalt yolu izliyoruz. Yol düzenli,  otoparkı var.   İlk gördüğümüz  su kemerleri. Şehir dağın üzerinde kurulmuş olduğundan su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmış. Günümüze  ulaşanlar sadece bu bölümde  olanlar. Genede görüntüsü güzel. 

Şehri çevreleyen surları da görmeniz mümkün. Aralıkla yapılmış gözetleme kuleleri ovadan gelebilecek bir saldırıyı erken saptamak amacıyla düşünülmüş. 

Şehrin içerisine doğru yürürken halk arasında  yedi  olan sayısından ötürü yedigözler diye bilinen su sarnıçlarını görüyoruz.Yağmur suyundan faydalanmak amacıyla yapılan sarnıçların bu kadar büyük ve düzenli olanlarını ilk defa Alinda’da gördüğümü belirtmeliyim.İki tonozlu geçidi olan  tiyatrosu şehir için büyük bir yapı.   Çevre duvarları bozulmamış, oturma yerlerinin bazıları ve sahnenin bir bölümü yıkık. 

Tiyatro içerisinde kendiliğinden  yetişen zeytin ağaçları tiyatroya büyük zarar vermekte. Ağaçların dışarıda kalan kökleri oturma bölümlerinin bütünlüğünün bozulmasına yol açıyor. Bu sorun  mutlaka çözülmeli. Bunu önlemediğimiz taktirde tiyatronun  çok zarar göreceğini düşünüyorum.Şehrin iki adet olan tapınağı Tiyatronun kuzey batısında..Şehrin içerisine dağılmış muhtelif yapılar,taş mezarlar seçilmekte...Agoranın bu bölgeden  görüntüsü büyüklüğü hakkında daha çok bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.

Alinda büyük bir şehir..daha  kazı yapılmamış. Kazılar sonucunda ciddi buluntulara ulaşılacağını düşünerek yolumuz üzerindeki Alabanda’ya gitmek üzere buradan ayrılıyoruz. Şehir umduğumuzdan büyük, çok iyi bir gezi oldu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder