31 Temmuz 2014 Perşembe

M E L A N K O L İ

Düşünme akışının birden kesilmesi , sıkıntı, mutsuzluk , kötü düşüncelerin yarattığı karamsarlık ile karakterize derin depresyon durumuna melankoli veya melankolik depresyon ismi verilir. Halk arasında toplumdan kaçıp,içine kapanma hali olarak bilinmesine karşın aslında ciddi ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. İnsan beyninde kalıtsal olduğu düşünülen bir takım kimyasal değişikler sonucunda ortaya çıkar. Başlangıcı oldukça sinsi olup ilk dikkat çeken bulgusu mizaç ve karakter değişikliğidir. Kişi eskiye göre daha hassas olup, en ufak olaylar karşısında saatlerce ağlamakta ,normal hareketlerinde ise belirgin bir yavaşlama göze çarpmaktadır. Günlük işlerini ihmal etmeye başlar. Çalışma hayatında verimi hızla düşer. Uykusuzluk ve iştah kaybı tüm olgularda görülen değişmez bir bulgudur. Baş ağrısı, kabızlık, ellerde titreme ve kilo kaybı sık rastlanan diğer belirtilerdir. Tüm yaşantısını korku ve endişe sardığı zaman melankolinin tamamen yerleştiği söylenebilir.

HASTALARIN GÖRÜNTÜSÜ
Hastaların karakteristik bir yüz ifadesi ve görünümü vardır. Vücudu ve başı öne doğru eğik omuzları düşük, gözleri sürekli yere dikilidir. Yavaş hareket eder. Az konuşur sesi kısıktır. Sesinin zorlukla çıktığı bile düşünülebilir. Çoğu kere ne dediğini anlamak güçtür. Yüzünde pek mimik görülmez. Genellikle iki kaşının arasında omega harfine benzer bir kırışıklık vardır. Melankolik kişi hareket etmek istediği halde gerekli enerjiyi kendisinde bulamadığı için hareketsizdir.

KORKULAN TEPKİ = İNTİHAR
Melankoliklerdeki intihar arzusunun üzerinde özellikle durmak gerekir. Eğer kendi kendisini şuçlama şeklinde de bir düşüncesi varsa intihar kendisini cezalandırmadır.Kişi kendisini suçlu ve işe yaramaz hisseder.Ailesine yük olduğunu düşünmektedir.Kimse tarafından sevilmediğini ve yaşamının gereksiz olduğu inanır.İntihar arzusu oluşunca bunu çevreye hissettirilmez. Fırsat bulunduğu anda ise bunu gerçekleştirir. Bu nedenle fikir oluştumu intihara engel olmak son derece güç hatta imkansızdır. İntihar için çeşitli araçlar kullanılır. En sık görülen kendini asma şeklinde olandır. Diğerleri ilaç ve çeşitli zehirlerdir.
ÇOK ESKİDEN TANIMLANMIŞTI
Eski zamanlardan beri bilinen bu hastalığı Aristotales doğaları gereği bu tür yaşam tarzını seçenleri melankolik olarak kabul edilmemesi gerektiğini söyler. Hipokrat melankolik hastaların kendi dünyaları içerisinde acıdan kıvrandıklarından bahseder. Ünlü Alman filozofu Nietzsche ise melankoliklerin herkes gibi yaşamak istemediklerini gözlemiş. Ona göre bu tür hastalar içsel kuvvetlerini kaybetmiş olan kişilerdir.

TEDAVİ
Melankolik hastaların tedavisinin psikiyatri kliniklerinde yapılmalıdır. Ayaktan tedavi ile şifa bulması zor hatta imkansız olduğundan hastanın bir müddet hastanede yatırılması şarttır. İlk önlenmesi gereken intihar dürtüsüdür. Diğer taraftan kişilerde oluşan gıda reddi ciddi bir beslenme problemini de beraber getirir. Buda hastane ortamında çözülmesi gereken bir sorundur. İlaç tedavisinin doktor kontrolunda ve sürekli izlenerek yapılması hasta için faydalıdır. İlaç tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi de intiharın önlenmesidir. Çünkü melankolik hastalarda ilaç tedavisinin sağladığı iyilik hastanın intihar düşüncesinin artmasına neden olur. Bu nedenle iyileşme dönemlerinde çok dikkatli olarak gözlenmelidir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder