31 Temmuz 2014 Perşembe

Organlarımızın kendi aralarında haberleşmeleri .. HORMONLARIMIZ


Vücudumuzda hücreler arası iletişimi sağlayan kimyasal maddelere hormon ismi verilir. Hormonlar iç salgı bezi olarak isimlendirilen organlardan salgılanıp, kan dolaşımına katıldıktan sonra, hedefi olan hücrelerdeki metabolik olayları ve kimyasal reaksiyonları düzenleyip hücrelerin büyüme ve salgılama işlevlerini kontrol altında tutarlar.

                        Başlıca Hormonlarımız

Büyüme ( Somatotrop ) Hormonu : Büyüme çağındaki kişilerde etkisi ile tüm vücut organlarının , daha ileri yaşlarda ise bazı doku ve organların büyümesini sağlayan bir hormondur. Büyüme çağında eksikliğinde cücelik, fazla salgılanmasında ise aşırı uzun boy oluşur. Yetişkinde fazlalığında el, ayak,çene ve yüzün belirli kısımlarında kemik büyümelerine neden olur.

FSH ( Folikül Stimülan Hormon ) : Kadınlarda yumurta hücrelerinin olgunlaşmasını sağlar. Erkeklerde ise testislerde sperm hücrelerinin üretimine katkıda bulunur.     Düşük FSH değerlerine yumurtalığın kistik hastalıklarında            ( polikistik over ), adet düzensizliklerinde ve doğum kontrol hapı kullananlarda rastlanır. Yüksek FSH değerlerine menapozda, kadınlarda yumurta üreten hücrelerin(erkeklerde ise testis) yokluğu veya yetersizliğinde görülür.

LH ( Lüteinizan Hormon ) : Kadınlarda yumurtanın gelişmesini ve ovülasyonu ( gelişen yumurta hücresinin yumurtalıktan ayrılmasını ) sağlar. Erkeklerde ise erkeklik hormonlarının oluşmasına katkıda bulunur. LH noksanlığında yumurtlama oluşamaz. Azlığında ise yumurtanın gelişmesi tam olmaz. Yüksek LH düzeyinin yumurtlama mekanizmasına zarar verdiği saptanmıştır.

Prolaktin : Hamililiğin beşinci haftasından itibaren sürekli olarak artarak doğumdan sonra maksimum değerlerine ulaşır. Bu devrede meme dokusuna etki ederek memelerden süt gelmesini sağlar. Prolaktinin yükselmesi adet düzensizliğine ve adet azalmasına neden olabilir. Erkeklerde ise prolaktin yüksekliğinin sperm oluşumunu olumsuz olarak etkilediği bilinmektedir. Ayrıca bazı beyin tümörlerinde kanda yüksek değerlerde bulunur.

Tiroit Hormonları : Tiroit hormonlarının , önemli bazı metabolik olayların düzenlenmesinde, hücrelerin gelişimi ve gıdaların emilimi ile sinir sisteminin düzgün çalışmasında önemli aktiviteleri vardır. Tiroit hormonlarının fazlalığında ellerde titreme, sıcağa tahammülsüzlük, aşırı terleme, çarpıntı, kilo kaybı ila birlikte konsantrasyon bozukluğu ve fikir dağınıklılığı sık görülen bulgulardır. Bu hormonların yetersiz salgılanmalarında ise adet düzensizliği, metabolizmanın yavaşlaması, soğuğa tahammülsüzlük, kolay yorulma, zeka azalması ile birlikte uykuya eğilimin arttığı görülür. Tiroit bezinin büyümesine guatr denilir. Guatrın nedenlerinden bir tanesinin de tiroit hormonlarının salgılanmasındaki düzensizlik olduğu bilinmektedir.
Tiroit hormonlarının oluşması beyinden salgılanan TSH hormonunun etkisiyle olur. Bu uyarı ile tiroit bezi içerisindeki tiroksin hormonu üç veya dört adet iyot ile birleşerek T3 veya T4 hormonlarını oluşturur. Bu mekanizma ile oluşan T3 ve T4 hormonlarının bir kısmı kanda serbest olarak bulunduğu için bunlara serbest (free ) T3 ve T4 denilir. Kretenizm yeni doğan bebeklerde veya çocukluk döneminde tiroit hormonlarının yetersizliği sonucunda oluşup zeka azlığı ile birlikte fiziksel gelişme bozuklunun bulunduğu önemli bir hastalıktır.

Kortizol : Böbreküstü bezinde oluşan önemli bir hormondur. Kanda kortizol fazlalığı özelikle yüz, ense ve göbek bölgesinde yağ birikimine sebep olur. Kişilerde cinsel istek oldukça azalır. Kadınlarda adet düzensizliği ve yüzde kıllanma dikkat çekicidir. Kortizolun azlığında ise aşırı terleme, iştah kaybı, deride lekeler, halsizlik, kilo kaybı, baş ağrısı ve uyku bozuklukları görülür.

İnsülin : Pankreasta üretilip kana verilen bir hormondur. Karbonhidrat metabolizması üzerine etki ederek kan şekeri düzeyini düşürür. İnsülin hormonunun tam veya kısmi yetersizliğinde kan şekerinin yüksekliği ile karakterize şeker hastalığı ( Diabetes mellitus) oluşur. Bu hastalıkta şeker organizmada tam olarak kullanamadığı için hasta fazla yemek yeme, çok su içme ve çok idrara gitme ihtiyacı hisseder.

Erkek cinsiyet hormonları :Testosteron, Androstenedion ve Dehidroepiandrostenodion (DHEA-DHEAS) hormonları erkek cinsiyet organlarının ve erkek cinsiyet karakterlerinin gelişmesini sağlar. En önemli erkek cinsiyet hormonu olan testosteron erkek eşem hücreleri olan spermatozoidlerin gelişmesini sağlar. Testosteron hormonu kanda proteinlere bağlı olarak taşınabildiği gibi az bir kısmı ise serbest olarak bulunur. Kanda serbest olarak bulunan testosterona serbest veya free testosteron denilir. Bu hormonlar kadınlarda az miktarda sentez edilir. Oluşumlarının artması kadınlarda aşırı kıllanma oluşturur.

Dişi cinsiyet hormonları : Östrojen ve progesteron en önemli dişi cinsiyet hormonlarıdır.
Progesteron : Kadınların yumurtalıklarında oluşur. Menstrüel ( adet ) siklüsünün ikinci yarısında yumurtanın gelişimini sağlayıp, uterusu ( rahmi ) hamilelik için hazır hale getiren bir hormondur. Hamilik oluşmaz ise kandaki seviyesi hızla düşer. Hamilelik oluşursa hamileliğin sonuna kadar seviyesi yüksek olarak devam eder. Kanda düşük düzeydeki progesteron’a yumurtanın gelişememesi ile karakterize düzensiz adet bozukluklarında, hamileliğinde sürekli düşük oluşan kadınlarda ve Turner sendromu olarak bilinen ve kromozon anomalisiyle birlikte adet görememe hali olan kişilerde rastlanır.
Östrojen : Kadınların yumurtalığında üretilen diğer bir hormondur. Adetin oluşmasını, düzenini ve uterusun hamilelik için uygun hale gelmesini sağlar. Cinsel olgunluğun devamlılığı sağlar. Kadın üreme organlarının düzgün çalışması için gerekli olan hormonlardan birisidir. Östrojen hormonunun normalden az üretilmesinde adet düzensizliği sık görülen bir bulgudur.

Beta HCG : Hamilelik ile birlikte anne ile çocuk arasındaki kan alış verişini sağlayan plasenta organı oluşurken salgılanmaya başlayan bir hormondur. Hamilelik oluştuktan 8-9 gün sonra kanda seviyesi yükselmeye başlar. Hamilelik haftasının artmasıyla birlikte kandaki düzeyi hızla artar. Kanda hamilelik testi olarak kullanılabildiği gibi normal hamileliği dış gebelikten ayırt etmek amacıyla da kullanılır. ( Dış gebelikte HCG artışı beklenenden daha düşüktür.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder