31 Temmuz 2014 Perşembe

ALABANDA

Alabanda Antik Şehri, Çine ilçesi Araphisar Köyündeki  eski ismi Marsyas olan Çine çayının  yakınlarındadır. 
Alabanda  Şehrinin İ.Ö. 3000 yılında Karyalılar tarafından kurulduğu biliniyor.  Eski Yunan kaynakları Karyalıların Ege Denizine yayılmış bir deniz kavimi olduklarını yazar. Dorların  Batı Anadolu’nun  sahil kesimine yönelik Yunan kolonizasyonu nedeniyle   Karyalılar daha iç kesimlere  Aydın ve Muğla civarına   yönelerek burada  şehirler kurmuşlardı. Alabanda’ da bu kentlerden  birisidir.  
Şehrin isminin anlamını araştıranlar  ala’nın  at, banda kelimesinin  zafer  anlamına geldiğini ve   Alabanda’nın   ‘Zafer atı’ anlamına geldiği konusunda fikir birliği yapmışlardır.
Şehir meclisinin aldığı kararla Alabanda şehri Zeus ve Apollona adanmış kutsal topraklar olarak kabul edilir.   Bundan  sonra Apollon’un adı şehre özel olmak üzere Apollon İsotimus, Zeus’un adı ise Zeus Khpysaoreus olarak değiştirilir.  Kentin bastırdığı paraların üzerinde uçan at Pegasos’un kabartmaları yer alıyordu. Bunun kentin kuruluşu ile ilgili efsane ile alakalı olduğu düşünülmektedir.
Roma İmparatorluğunun Anadolu hakimiyeti sırasında Alabanda’nın  Asya kentleri içerisinde önemli bir konumda olduğu ve bölge başkentliği yaptığı dönemde Miletos, Nysa, Tralleis ve Priene şehirlerinin   kendisine bağlı olduğu biliniyor. Şehir Bizans döneminde Aphrodisias’a bağlı küçük  bir psikoposluk merkeziydi.  
Alabanda yakınlarında elde edilen yüksek kaliteli mermerlerin oldukça kıymetliydi. Şehirde ayrıca cam işleme sanatı gelişmişti. Tarım işletmeciliğinden  oldukça  iyi verim alınıyordu. Bu olumlu koşullar şehrin ekonomik durumunun iyileştirerek halkına zenginlik ve bereket getirdi.

Zengin ve muhteşem şehir Alabanda’dan günümüze ulaşan fazla bir bulgu yok. Arkeolojik kazılar devam ettiği antik şehirde iki  tapınağı  toprak altında bulunuyor. 





Agorasının yeri tam olarak belirlenemedi. Tiyatro’nun çoğu kısmı henüz ortaya çıkmamış. 

Şu anda görülen tek bulgu Alabanda şehrine ait meclis evi olduğu  düşünülen yapıdır. Yapının kuzey ve güney duvarları büyük ölçüde, diğer duvarları ise kısmen ayaktadır.



Şehrin nekropol alanı geniş bir alanda izleniyor. Mezar buluntularının başlıcalarını  taştan yapılmış lahitler ile az miktarda oda mezar oluşturuyor. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder