Sart antik kenti Manisa’nın Salihli ilçesi yakınlarındadır. Şehrin İÖ 1300 yılında Atys’ler tarafından kurulduğu biliniyor. Lidyalı tarihçi Khanthos’a göre Sardeis kelimesi ‘yıl’ anlamına geliyordu. Şehre bu isim güneş tanrısı Helios’un şerefine verilmişti. Antik dönem yazarlarından Nikanor ve Strabon şehrin ilk isminin Hyde olduğundan bahsederler.
Sart İÖ 7.yy’dan İS 7.yy kadar olan yaklaşık 1500 yıllık bir dönemde bölgenin en önemli şehriydi. Paktolos ( Sart) çayından sağlanan bol miktarda su ile beslenen Gediz Ovasının bereketli toprakları sayesinde tarım çok gelişti. Paktolos Çayından elde edilen altınlar ve bölgeden çıkartılan diğer madenler ticareti arttırarak şehirde yaşam düzeyini yükseltip şehrin büyüme ve gelişmesine katkıda bulundular. Sart’ın kuzeyinde bulunan ve İzmir Ankara kara yolundan görülebilen kral mezarları ( Bintepeler ) Lidya servet ve gücünün simgesiydi. Sart ve civarında hüküm süren Mermnad hanedanlığına mensup Lidya kralları, dünyada ilk parayı icat ettiler. Dönemin en tanınmış kralı ‘Karun kadar zengin ‘ deyimiyle özdeşleşmiş olan Kral Karun’dur. Anadolu’nun Pers’lerin hakimiyetine geçtiği İÖ 6.yy’da Sart, Perslerin önemli bir ticaret ve idari merkezi oldu. Özel valilere ve straplara ev sahipliği yaptı. Pers’ler zamanında yapılan ünlü Kral Yolu sayesinde ticaret çok canlandı. Kral Yolu , Pers kralı I. Darius zamanında Asur’lular tarafından yapılmış olan Altın Yol’un onarılmasıyla İÖ 5.yy’da kullanılmaya başlanılan antik zamanların önemli bir karayoluydu. Bu yol yapıldıktan sonra Sart, Efes ve Persepolis arasındaki ticaret çok canlandı. Şehir İÖ 334 de Büyük İskender’in işgaline uğrar. Bu dönemde şehir Artemis tapınağı, gimnasyum, tiyatro ve diğer kamu binalarıyla hızla helenleştirildi. Şehir İ.Ö. 180 yıllarında Bergama Krallığının daha sonra ise Roma ve Bizans yönetimine girer. Roma döneminde şehri çeviren sur duvarları 1500 dönümlük büyük bir alanı çevrelemekteydi. Bizans yönetimi altındayken aynı zamanda önemli bir psikoposluk ve uç savunma merkezidir. 1400 yılında Timur yönetimine girdikten sonra önemini kaybederek ufak ve önemsiz bir kasabaya dönüştü.
SARDES’TEN ÖNEMLİ KALINTILAR
Gymnasion : İzmir Ankara karayolu üzerinden görülebilen en görkemli yapısı gymnasion hamam kompleksidir. (Antik çağlarda gymnasionlar gençlerin spor yapıp eğitim aldıkları yerlerdir. Genellikle yanlarında bir hamam bulunur.) Restorasyonu tamamlanmış olan bu yapı, geceleri aydınlatıldığından güzel bir görsellik sunar. Avluyu çevreleyen sütunlar restore edildikten sonra yerlerine konulmuştur. Bina kompleksi 3.yy başlarında İmparator Geta ve Caracalla döneminde yapıldı.
Kentin ana yolu : Kentin ana yolu sinagog ile gymnasion kenarı boyunca uzanan mermer bir yoldur. Yolun her iki tarafında dükkanlar yer alıyordu. Bu dükkanların çoğunun Bizans döneminde aktif olarak kullanıldığı biliniyor.
Kilise : Tapınağın arkasında küçük bir kiliseye ait olan kalıntılar görülüyor. Bu kilise putperestliğin terk edilmesinden sonra İ.S. 400 yıllarında inşa edilmiş.
Bintepe Mezarlığı : Gediz ovasının kenarında yer alan bu nekropol alanında doksan kadar tümülüsün bulunduğu büyük bir mezarlık alanıdır. Herodot, Kral Alyetes’e ait tümülüsün yapımı sırasında Sardeis halkının gönüllü olarak çalıştığından bahseder. Bu mezarlıktan başka karşı tarafta bulunan dağlarda bol miktarda Lidya kaya mezarı olduğu biliniyor.
Bronz Ev : Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilen bu evin içerisindeki odalarda zeytinyağı yapımında kullanılan havanlar ve küpler bulundu. Binanın bodrum katlarında ibadet törenlerinde kullanılan bronz eşya ele geçirildi. Bu evin zengin bir kişiye veya bir rahibe ait olduğu düşünülüyor.
Piramit Mezar : Sart çayı vadisi yakınlarında Piramit Mezar diye bilinen basamaklı bir yapı vardır. Bu yapının ünlü çift Abradatas ile karısı Pantheia ‘ya ait mezar olduğu sanılıyor. Ksenophon’un yazdıklarına göre Abradatas Pers’ler için çarpışırken ölür. Karısı da onun acısına dayanamayıp onun cesedi üzerine kapanarak intihar eder. Olaydan çok etkilenen Pers Kralı Kyros onların anısına bu mezarı yaptırdı.
Altın işlikleri : Paklotos çayı kıyısında Lidya’lıların altın işlikleri bulunuyordu. Civa ile karışık olan altını Paklotos çayından koyun postlarıyla toplayıp tuz kullanılan özel bir yöntemle ayrıştırarak saf hale getiriliyordu.
Akropol : Artemis Tapınağının yukarısında bulunan akropolde yapılan kazılarda İ.Ö. 7. yy ait seramikler bulunmasına rağmen ortaya çıkan yapılar Bizans Dönemini işaret eder. Akropole ulaşan yollarda bir çok gizli geçidin ortaya çıkarılması ilginç bir arkeolojik buluş olarak değerlendirildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder