27 Ağustos 2014 Çarşamba

AYDIN CİVARI KÜÇÜK ANTİK YERLEŞİMLER

                                                 KAROURA
 Hakkında fazla bir bilgi olmayan Karoura Antik Kentinin yerleşkesinin
Aydın İli, Buharkent (Çubukdağı) İlçesi yakınlarında, eski Karya bölgesinin kuzey doğusunda kalan ve bu gün bir yayla görünümde olan düzlükte olduğu düşünülüyor.
Kent hakkında tek bilgiyi  Strabon’dan almaktayız, ünlü gezgin şehir yakınlarında sıcak su kaynakları olduğunu yazar.  Günümüzde de bu bölgede Tekeköy Kaplıcalarının olması kent yerleşkesinin bu bölgede olduğunu doğruluyor.
Strabon'a göre Karoura, Frigya ile Karya arasındaki sınır bölgesindeki küçük bir yerleşimdir. Ünlü yazar şehirde hanların bulunduğunu ve bazıları Maiandros nehrinde bazılarının da bu nehrin kıyılarında kalan sıcak su kaynaklarının olduğundan söz eder. Maiandros dolaylarındaki bütün toprakların depremin etkisi altında olduğunu ve yer yüzünün iç kısımlarına kadar ateş ve su ile oyulduğunu, ovalarda başlayan bu hareketin yer altındaki mağaralara kadar  uzandığından  kitabında bahsetmiş.

Strabon, Karoura’da Tanrı Men’e (Ay Tanrısı) büyük saygı gösterilip onun adına oluşturulmuş  tapınağın varlığından  'Laodikeia ile Karoura arasında büyük saygı gören Men Karus tapınağı vardır.' diyerek söz eder. 

                                                  MASTAURA  
Aydın İli, Nazilli, İlçesi, Bozyurt Köyü’nün kuzeyinde, ortasından Mastaura deresinin geçtiği, vadinin kuzeyinde yer alan küçük bir antik dönem yerleşimdir. Antik yol üzerinde kurulmuş olan Mastaura yerleşkesi günümüzde tarım arazisi olarak kullanılmakta olup, tamamı şahısların mülkiyetindedir. Görülebilen yapı kalıntılarının en belirgini şehrin kuzey batısında bulunan tiyatronun kısmen korunmuş olan iki kademeli sahne binasıdır. Tiyatronun orkestra bölümünün büyük bir kısmı zeytin ağaçları ile kaplıdır. Cavea kısmı ise tamamen tahrip olmuş, sadece yer yer dolgu malzemesi görülmektedir. Kentin ortasında taş, kireç harç malzeme ile inşa edilmiş yüksek bir teras duvar günümüzde bahçeler içinde yer yer seçiliyor. Kentin yer aldığı vadiyi oluşturan doğudaki tepenin üst noktasında kule olduğu düşünülen bir kalıntı belirlenmiş. Şehrin güneydoğusunda yer alan nekropol alanındaki mezarlar Roma Dönemi özellikleri gösteriyorlar.  

                                                  BRİOULA
Yerleşkesinin Aydın Kuyucak İlçesi Kurtuluş Köyü yakınlarında olduğu sanılıyor.
Brioula’nın sözcük anlamı bilinmiyor. Antik kaynaklardan İlk Çağda önemli bir kent olduğu anlaşılan Brioula’nın bulunduğu tahmin edilen yerde herhangi bir kalıntı ile karşılaşılmadı.
Strabon’da burası sadece isim olarak geçer. Yalnızca Roma devrinde basılmış ve üzerinde şehrin ismi yazılı olan bir sikke bulundu. İznik Konsili’nin kayıtlarında Brioula piskoposunun toplantıya katıldığının yazılı olması burasının hristiyanlık döneminde dinsel bir merkez olduğu görüşünü kuvvetlendirmekte.

                                                  PLARASA
Yerleşimi Aydın Karacasu İlçesi Bingeç Köyünde yer alır. Şehre ait sikkelerin İÖ 2. yy'da basıldığı biliniyor. Bu tarih, bölgedeki en önemli şehir olan Aphrodisias'tan daha önce kurulduğunu gösteriyor. Zaman içerisinde gelişme gösteremeyince Aphrodisyas'a bağlı küçük bir yerleşim olarak kalır.
Plarasa Antik Kenti, Roma İmparatorluğu Döneminde ticari gücünü kaybedince şehir tamamen terk edilmiş.
Bölgede sadece yüzey araştırmalarıyla sınırlı olan arkeolojik araştırmalar sonucunda ciddi bir buluntu elde edilmedi. 

                                             ARPASA ( HARPASA )
Aydın İli Nazilli İlçesi yakınlarındaki Esenköy yakınlarında yer alan  antik dönem yerleşimidir. Yakınlarında bulunan ve günümüzde Akçay Çayı olarak bilinen akarsu o dönemde Harpasos olarak bilinmekteydi.
Arpasa sözcüğünün de akarsu, ırmak, çay gibi su ile bağlantılı bir sözcükten geldiği  sanılmaktadır.
Arpasa Kentinin Roma Döneminde bastırdığı paralar üzerinde genellikle ırmak tanrılarının yer alması bu civardaki akarsuyun kent için ne kadar önemli olduğunu gösterir.  
Kentin agorası ve tiyatrosunun bulunduğu bölge yüzey araştırmaları sırasında belirlenmiş olsa da bunları gün ışığına çıkartmak mümkün olmamıştır. Tiyatronun oturma sıralarından sadece birkaç sıra dışarıdadır. Yaklaşık 2500 kişilik olduğu düşünülmektedir.
Bizans Döneminde yapılmış olan kalenin surlarından kalan birkaç sıra duvar izlenebilir.
Kentin yerleşiminin yakınlarında bulunan bir dağın yamacında bir kaç mezar kalıntısı bulunması şehrin nekropolunun bu bölgede olduğunu düşündürmektedir.
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder