15 Ağustos 2014 Cuma

AFRODİSİAS (APHRODİSİAS) MÜZESİ

Müze 1979 yılında Aphrodisias’tan çıkan eserlerin sergilenmesi amacıyla açıldı. Salonda İmparator, imparatoriçe, filozof ve önemli devlet adamlarına ait heykeller, portre heykel ile büstler yer alıyor. Yurdumuzdaki olağan dışı müzelerden birisi olarak kabul edilen Aphrodisias Müzesinde pek çok muhteşem eseri izlemek mümkün..
Kentte antik devirlerin en önemli ve çok nitelikli eserler veren bir heykel okulu vardı. Dolayısıyla şehirde pek çok heykel sanatkarı bulunuyordu. Çalışmalarda kullanılan mermerler kentin yakınlarında bulunan mermer ocaklarından sağlanırdı.
MÜZEYİ GEZERKEN
Müze girişinin sağ tarafındaki holde yer alan büstler önemli devlet adamlarına ve zamanın filozoflarına ait. Bu holün devamındaki salonda imparator heykelleri, portre heykeller ve büstler yer alıyor. Buradaki özgün lahitlerin şehrin kuruluşuna katkıda bulunan devlet adamlarına ait oldukları düşünülüyor. Müzenin ana salonunda tanrıça Aphrodit’in tapınak heykelinin ilginç bir örneği yer alıyor. Tanrıçanın göğsündeki Zeus, Hera büstleri onun her şeyin anası olduğunu , ikinci sırada ise Helios ve Selene ile güneş ve ayı, üçüncü sırada tanrıçanın eteğindeki dalgalanmalar ise Kıbrıs adasına çıkışını anlatılıyor. Müzenin diğer bir salonunda disk atan atlet, çocuk Dionysos ve Satyr heykelleri ile Troya savaşına ait acıklı bir sahne anlatılır. Geçiş koridorunda antik kentten çıkartılan küçük buluntular görülebilir. Odeon salonunda İ.Ö. 4. yüzyılda yapılan oturan düşünürler çalışması ve iki boksöre ait heykeller ile tamamlanmamış eserleri, tragedya perisi Malpomene ve Apollona ait heykelleri görmek mümkün.
SEVGİ GÖNÜL SALONU
2009 yılında açılan bu salonda, Sebasteion anıtından çıkartılan buluntular sergileniyor. Sebastion anıtının ikinci katını oluşturan mitolojik olayların anlatıldığı mermer kabartmalar ve üçüncü katını oluşturan imparatorluk ailesinin anlatıldığı kabartmalar bu salonun ana ağırlığını oluşturuyor. Bu mitolojik kabartmalar arasında ilginç olanları Aeneas destanında anlatılan bir öyküdür. Buna göre Ankises’in Aphrodite ile olan bir gecelik aşkından Aeneas doğar. Bu doğum sahnesi ile Aeneasın babasının omzunda Troya yangınından kaçışını betimleyen kabartmalar çok ilgi gören eserler arasında yer alıyor. Salonun kuzey tarafında imparatorlara ayrılmış. Bunlar arasında yer alan Claudius’un Britannia’yı almasıyla, Nero’nun Armenia’yı ele geçirme sahneleri çarpıcı ürünlerdir. Salonun batı köşesinde ise Roma eyaletlerini temsil eden figürlere rastlanır. Salonun ortasında bulunan mavi at ve beyaz mermerden sürücü heykeli Aphrodisias’ın güney portikosundan getirilmiş olağanüstü güzel eserlerdir.
Müzenin bahçesinde bol miktarda mermer lahit ile birlikte pek çok taş eser görülebilir. Müzenin çıkışında sol tarafta tüm ömrünü Aphrodisias kentinin ortaya çıkartılmasına adayan değerli bilim adamı arkeolog Prof. Dr. Kenan T. Erim’in bronz bir büstü bulunuyor.

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder