14 Ağustos 2014 Perşembe

AKHARAKA

Antik Nysa şehrinin ibadet alanıydı.

Eski çağların önemli ibadet ve fiziksel tedavi merkezlerinden olan
Akharaka , Sultanhisar İlçesi yakınlarında bulunan Nysa antik kentinin dört kilometre batısında bulunan, Salavatlı beldesindedir. Antik dönemde büyük şehirlerin yakınlarında ibadet yerleri bulunurdu. Bu ibadet alanları kutsal bir yol ile şehirlere bağlıydı. O devirlerde insanlar kendi düşüncelerine göre tanrılar yaratmışlardı. Bu tanrılar genellikle gücünü tabiattan alırdı. İnsanlar tabiat olaylarından korkar ve bunların bir tanrı tarafından yönetildiğine inanırlardı. Fırtınaların, denizlerin, karanlıkların vb. birer tanrısı veya tanrıçası vardı. Bunların şerrinden korunmak amacıyla da onlara tapar ve hediyeler verirlerdi. Şehirlerin yakınlarında bulunan tapınım merkezlerinde şehrin tanrısının büyük bir heykeli bulunurdu. Bu heykel dışarıdan görülmezdi. Belirli zamanlarda ibadet merkezlerinin kapıları açılarak halka gösterilir, ışık oyunlarıyla da halkın üzerinde etki bırakması sağlanırdı. İbadet alanlarında sunak denilen kurban kesme yerleri bulunurdu. Kesilen kurbanların tanrıya adanır. Bazen de kurbanlar yakılarak çıkan dumanından tanrıya haber ulaştırıldığını düşünülürdü. Akharaka kutsal alanı da Nysa şehrinin ibadet alanıydı.
YER ALTINDAN GELEN MESAJ
Akharaka’nın bulunduğu bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle toprak altında birbirleri ile bağlantılı yeraltı boşlukları vardır. Bu durum eski çağlardan beri bölgede büyük depremler oluşturdu. Depremler sırasında, sıcak su ile birlikte yer altında bulunan gazlar toprak üzerine çıkma olanağı bulurdu. Antik devirlerdeki inanışlara göre yer altı mağaraları ve bunlardan çıkan gazların yer altı dünyasıyla bir iletişim noktası olduğuna inanılır ve bu bölgeler kutsal yer olarak bilinirdi. Nysa yakınlarında bulunan Akharaka kutsal alanı, toprağın bereketine hükmeden ahiret ve ölüler tanrısı Pluton ( Hades ) ve eşi yer altının tanrıçası Persephoni (Kore)’ye bir tapınım alanıydı. Akharaka’da Helenistik ve Roma döneminde Pluton ve Persephoni adına yapılmış iki tapınağının bulunması ören yerinin dinsel bir merkez olduğunu doğrulamaktadır. Bu dinsel merkez antik bir yol ile yakınındaki antik kent Nyse ‘ye bağlıydı. Ünlü coğrafyacı Strabon’un Geographika ( Antik Anadolu coğrafyası ) kitabında tapınakların üst kısmında Kharonion denilen büyük bir mağara olduğundan bahseder. Hasta olanların buraya geldiklerini ve mağarada bulunan rahiplerin hasta olanların mağarada uykuları sırasında gördükleri rüyaları yorumlayarak onların tedavi şekillerini belirlediğini yazmış. Rahiplerden ve hastalardan başka kimselerin bu mağaraya girmeleri yasaktı. Ünlü coğrafyacı Akhara’da her yıl büyük bir festival düzenlendiğini ve festival sırasında gençlerin bir boğa ile yaptıkları gösterilerin izleyenlerin şaşkına uğrattığından bahseder.
AYNI ZAMANDA TEDAVİ MERKEZİYDİ
Akharaka’da, içeriğinde bol miktarda kükürt bulunması nedeniyle sarı su olarak adlandırılan bir dere bulunuyordu. Bu derenin suyunun bazı hastalıkların tedavisinde kullanılması bölgenin önemli mistik tedavi merkezi olmasını sağlamıştı. Bölgedeki şifalı suların tedavi edici özellikleri Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de biliniyordu.

Nysa Antik Kenti’ni ziyaret etmeyi düşünürseniz onun yakınlarındaki Akharaka kutsal alanına da uğramayı unutmayın.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder