Sebil, Selçuklular
ve Osmanlılar zamanında işlek yollar üzerinde
gelip
geçenlerin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan binalardır.
Bir
hayır kurumu niteliği taşıyan sebiller, cami, mescit ve türbelerin
yanında devlet büyükleri veya zenginler tarafından yaptırılırdı.
Sebiller
yapı olarak, yerden bir metre kadar yükseklikte mermerle
kaplı
bir duvarın üzerine tunçtan yapılmış parmaklıklar ve bunun
üzerini
kapatan genişçe bir çatıdan oluşur. İsteyenlere su vermek
için
içerisinde daima bir görevli bulunurdu.
1912
yılı vakıf sayımlarına göre İzmir'de 24 adet sebil bulunmaktaydı.
İzmir'in
Osmanlı dönemi mimarisine örnek olacak bu sebillerden
sadece 4 tanesi günümüze kadar ulaşmıştır.Bu 4 sebilin
tamamı
Kemeraltı civarında bulunuyor.
Kemeraltı
Cami yanı Sinanzade Sebili: Kemeraltı caddesi üze-
rinde
bulunan bu sebil, Kemeraltı camisinin hemen yan tarafında
yer
alır. Kitabesinin incelenmesinde 18.yy da
cami inşaatının bitmesinden
hemen sonra yapıldığı anlaşılmakta. Birkaç kez restorasyon
görmesi sayesinde günümüze kadar ulaşabildi.
Kestelli
caddesinde Katipoğlu Sebili : Şimdiki İzmir Hükümet
Konağı
binasının ilk sahibi olan ve 18.yy da İzmir'de yaşamış ünlü
ve
zengin ailelerden olan Katipoğlu ailesi tarafından yaptırılmıştır.
(Konak
semti ismini bu ailenin konağından almıştır.)
Dönertaş
Sebili : Anafartalar caddesi üzerinde 945 sokağın köşesinde
bulunur. Köşesindeki sütunun dönmesinden dolayı dönertaş
sebili olarak bilinir. İzmirin tanınmış kişilerinden olan Osmanzade
İsmail Rahmi Efendi tarafından 1814 yılında yaptırılmıştır.
Anafartalar caddesine ve yanındaki sokağa bakan 2 adet
penceresi
ve aynı sokaktan sebile giriş için bir kapısı vardır.
Klasik
sebil mimarisinin en güzel örneklerinden olan bu yapının oldukça
geniş
olan çatısı tamamen kiremit ile kaplıdır. Mermerlerinin
üstü çiçek, manzara ve
hat bezemelerle güzelleştirilmiştir.
Çakaloğlu
Hanı Sebili ve Çeşmesi : Kemeraltı'ndaki Halimağa
çarşısının
başlangıcında bulunan Çakaloğlu Hanının giriş kapısının
sağ
tarafındaki sebil ile sol kısmında bulunan eski bir çeşmedir.
Kitabesinden öğrenildiğine göre bu sebil ve çeşme Hacı Ahmet
tarafından
1805 yılında yaptırılmıştır. Çeşme ve Sebilin üzerindeki
mermer işlemelerini,
daha çok bu yüzyılda
kullanılan cami, vazo,
bu vazodan çıkan çiçekler
ile çeşitli madalyonlar içerisinde yer
alan yazı ve motiflerden oluşturur.
Günümüze kadar çok iyi korunmuş
olan kitabesinde bu civarda hiç çeşme
olmadığı için bu
sebil ve çeşmenin yapıldığından bahseder. Suyu içenin ise
isterse
bunları yaptıran Hacı Ahmet'e övgüde
bulunabileceği yazılıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder