Düşünme
akışının birden kesilmesi , sıkıntı, mutsuzluk , kötü düşüncelerin yarattığı
karamsarlık ile karakterize derin depresyon durumuna melankoli veya melankolik
depresyon ismi verilir. Halk arasında toplumdan kaçıp,içine kapanma hali olarak
bilinmesine karşın aslında ciddi ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. İnsan
beyninde kalıtsal olduğu düşünülen bir takım kimyasal değişikler sonucunda
ortaya çıkar. Başlangıcı oldukça sinsi olup ilk dikkat çeken bulgusu mizaç ve
karakter değişikliğidir. Kişi eskiye göre
daha hassas olup, en ufak olaylar karşısında saatlerce ağlamakta ,normal
hareketlerinde ise belirgin bir
yavaşlama göze çarpmaktadır. Günlük işlerini ihmal etmeye başlar. Çalışma
hayatında verimi hızla düşer. Uykusuzluk ve iştah kaybı tüm olgularda görülen
değişmez bir bulgudur. Baş ağrısı, kabızlık, ellerde titreme ve kilo kaybı sık
rastlanan diğer belirtilerdir. Tüm yaşantısını korku ve endişe sardığı zaman melankolinin
tamamen yerleştiği söylenebilir.
HASTALARIN GÖRÜNTÜSÜ
Hastaların
karakteristik bir yüz ifadesi ve görünümü
vardır. Vücudu ve başı öne doğru eğik omuzları düşük, gözleri sürekli yere dikilidir. Yavaş hareket eder. Az konuşur
sesi kısıktır. Sesinin zorlukla çıktığı
bile düşünülebilir. Çoğu kere ne
dediğini anlamak güçtür. Yüzünde pek mimik görülmez. Genellikle iki kaşının
arasında omega harfine benzer bir kırışıklık vardır. Melankolik kişi hareket
etmek istediği halde gerekli enerjiyi kendisinde bulamadığı için hareketsizdir.
KORKULAN TEPKİ = İNTİHAR
Melankoliklerdeki
intihar arzusunun üzerinde özellikle durmak gerekir. Eğer kendi kendisini şuçlama şeklinde de bir düşüncesi varsa intihar kendisini cezalandırmadır.Kişi kendisini
suçlu ve işe yaramaz hisseder.Ailesine yük olduğunu düşünmektedir.Kimse tarafından
sevilmediğini ve yaşamının gereksiz olduğu inanır.İntihar arzusu oluşunca bunu çevreye hissettirilmez. Fırsat bulunduğu anda
ise bunu gerçekleştirir. Bu nedenle fikir oluştumu intihara engel olmak son
derece güç hatta imkansızdır. İntihar için çeşitli araçlar kullanılır. En sık
görülen kendini asma şeklinde olandır. Diğerleri ilaç ve çeşitli zehirlerdir.
ÇOK
ESKİDEN TANIMLANMIŞTI
Eski
zamanlardan beri bilinen bu hastalığı Aristotales doğaları gereği bu tür yaşam tarzını seçenleri melankolik olarak
kabul edilmemesi gerektiğini söyler. Hipokrat
melankolik hastaların kendi dünyaları içerisinde acıdan
kıvrandıklarından bahseder. Ünlü Alman filozofu Nietzsche ise melankoliklerin
herkes gibi yaşamak istemediklerini gözlemiş. Ona göre bu tür hastalar içsel
kuvvetlerini kaybetmiş olan kişilerdir.
TEDAVİ
Melankolik
hastaların tedavisinin psikiyatri kliniklerinde yapılmalıdır. Ayaktan
tedavi ile şifa bulması zor hatta imkansız olduğundan hastanın bir müddet hastanede yatırılması şarttır. İlk önlenmesi gereken
intihar dürtüsüdür. Diğer taraftan kişilerde oluşan gıda reddi ciddi bir
beslenme problemini de beraber getirir. Buda hastane ortamında çözülmesi gereken bir sorundur. İlaç tedavisinin doktor kontrolunda ve sürekli izlenerek yapılması
hasta için faydalıdır. İlaç tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli
konulardan bir tanesi de intiharın önlenmesidir. Çünkü melankolik hastalarda
ilaç tedavisinin sağladığı iyilik hastanın intihar düşüncesinin artmasına neden
olur. Bu nedenle iyileşme dönemlerinde çok dikkatli olarak gözlenmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder