Bu
yazım; tıp dünyasına pek çok bilgi kazandırmış, binlerce öğrenci
yetiştirmiş, yurdumuzun en değerli bilim insanlarından olan Ege Üniversitesi
eski rektörlerinden Prof. Dr. Hakkı Bilgehan’ın yazdığı ‘Girit’ten artakalanlar’ adlı kitapçık
üzerine.
Bu eseri
kitapçılarda bulamazsınız. Değerli hocamız çok emek harcayarak
hazırladığı bu kitapçığını kendi
imkanlarıyla az miktarda bastırıp tanıdıklarına dağıtmış. Okuduktan sonra eşi
benzeri bulunmayan bir çalışma olduğunu görünce sizlerle paylaşmak istedim.
Prof. Dr.
Hakkı Bilgehan kitabının ön sözünde Girit kültürü ve anılarından bir şeyler
hatırlayanların artık göçüp gitmekte olduklarını ve o kültür ile birlikte anılarını da birlikte götürdüklerinden zamanla bunların
kaybolacağını yazmış. Girit kültürü ile
bunun hakkında bildiklerini, bu konu ile
ilgili araştırmalarının sonuçlarını ve
büyüklerinden duyduklarını bu çalışmasında
toplayarak belgelendirdiğinden söz ediyor.
Kitabın içeriği:
Girit’in kısa tarihi, Girit manileri, atasözleri, yemekleri ve Girit
Lisanı bölümlerinden oluşmuş.
Girit’in kısa
tarihi
Adada
bulunan bazı arkeolojik bulgular, Girit’teki ilk yerleşimlerin İÖ 4.000 yılına
kadar uzandığını göstermektedir. Bu devirlerde Peleges adı verilen barbar bir kavimin adada
yaşadıkları biliniyor. Çeşitli göçler ile görünümü değişen ada halkı Roma ve
daha sonra Bizans İmparatorluğunun sınırları içerisine dahil oldu. 1645 yılında
başlayan Osmanlı’nın Girit seferleri ancak 1715 yılında tamamlandı. Girit’in
tamamının Türklerin eline geçmesi ancak 70 sene sonunda mümkün olabildi. Yüz
yıllar süren Türk hakimiyeti, 1913 yılında imzalanan Bükreş anlaşmasıyla
Yunanistan’a bırakıldı. Kurtuluş savaşımızdan sonra imzalanan Lozan Antlaşması
sırasında kabul edilen mübadele sözleşmesiyle de adadaki Türkler, Türkiye’deki
Rum’lar ile değiş tokuşa tabi tutulunca
adada hiç Türk kalmadı.
Girit
manileri
Prof. Dr.
Hakkı Bilgehan kitabında Girit Türklerinin ada kültürlerinin önemli bir
kısmını, değişik konularda yazılmış olan manilerin oluşturduğunu belirtiyor.
İster Türk olsun ister Hristiyan kökenli olsun tüm Girit halkında günlük yaşam ile ilgili mani söylemenin
çok yaygın bir gelenek olduğundan bahsediyor. Mübadele sonucunda nüfusu
tamamen değişmiş olsa da günümüzde bile Girit adasında yaşayan halkta bu
geleneğin devam ettiği biliniyor. Hatta
bu manilerin bazılarını Girit’te satılan hediyelik eşyaların üzerinde görmekte
mümkün.
Manilerden bazı örnekler
1. Gözlerin
savaşı / Bıçak, kılıç kullanmadan / Parçalıyor kalpleri.
2. Seni
seviyor muyum diye / Kalbine sor/ Seviyorsan sen beni
Bende severim seni.
3. Balığın
kemiği/ Ağacın çiçeği varsa/ Her genç kızında/ Bir sevdiği
vardır.
4. Göçmen
kuşlarla /Sakın dostluk kurma/ Onlar çabuk geçip giderler/
Sende onları kaybedersin.
5.
Budanmamış bağ ağlar / Budanırsa da ağlar/ Evlenmemiş genç ağlar/
Evlenmişse de ağlar.
6. Aşk
ekmek değildir ki / Yiyesin doyasın/ Merdivende değildir ki/
Çıkarken yorulunca oturasın.
7.
Sıkıntısız bir sevgide/ Hiçbir zaman tat olmaz/ Olmamış limon gibi/
Belli bir kokusu olmaz.
8. Aşk ve zaman / Birbirine çok benzer / Her
ikisi de geçince/
Yıkım ve acı kalır.
9. Bir filozof gibi düşünüyorum/ Neden deniz
tuzluda/ Balık tuzsuz.
10. Tavuğu
gıdaklarken görürsen/ Bil ki/ Birazdan yumurta geliyor.
11. Sabırlı
olan kişi/ Yumurtadan omlet yapar/ Sabırsız kişi/
Onu yutmak için deler.
12. Tüm
odunlar birbirine benzemez/ Mobilya olur birinden/
Kömür olur diğerinden.
13. Yuvayı
karda yapıyorsan/ Kötü temel atıyorsun demektir./
Çünkü güneş ilk çıktığında/ Karlar
eriyecektir.
14. Kuş ne
kadar yüksek uçarsa uçsun / Uyumak için/
Alçak bir dala konacaktır.
15. Yapma
ki yapmasınlar / Deme ki demesinler.
16. Keklik
bağlı ise / Avcının iyi olmasına gerek yoktur.
Girit
atasözleri
1. Çok
tavşan kovalayan hiç birisini yakalayamaz.
2.
Yumurtaları sepetiyle kaybettiysen bir daha bulamazsın.
3. Farenin
kuyruğu büyükse ufak delikten geçemez.
4. Müzik
nasıl çalarsa öyle oyna.
5. Ağaç
silkelendiğinde orada olanlar meyvesini yer.
6. Bahçen
susuz ise başkasının bahçesini sulama.
7. Kendin
sümüklüysen başkasının tükürüğüyle alay etme.
8. Her
kapının anahtarı, her kişinin de sıkıntıları kendisine göredir.
9. Büyük
bağ bozumuna gitsen de küçük sepet al.
10. Asma
kötü olsa da beygir onu yer.
11. Ev
sahibi uyurken misafir oynamaz.
12. Üzümün
ağustosta olduğu gibi her şey zamanında olmalıdır.
Girit yemekleri
Girit
mutfağı adasında yaşayanların yemeklerinde
sebze ile bol miktarda deniz ürünleri kullanmaları, tereyağ yerine
zeytin yağını tercih etmeleri, meyveleri
sevmeleri onlara sağlıklı bir
yaşam sunmaktadır. Kalp ve damar hastalıklarının bu bölgede oldukça az görülmesi
beslenme şekillerine
bağlanmaktadır. Girit adasından Türkiye’ye gelenler bu alışkanlıklarını
da beraberlerinde getirmeleriyle bunlar günlük yaşantımızda yerini almış, pek çoğu ise tamamen unutulmuştur.
Prof. Dr.
Hakkı Bilgehan saptayabildiği Girit
yemeklerinin tamamının tarifini vermiş olmasına rağmen ben koloçitha hariç
diğerlerinin sadece isimlerini vereceğim. Ailemin büyükleri Girit adasından
mübadele ile geldikleri için bu yemeklerin pek çoğu bizim evimizde de sevilerek
yenilirdi. Ailemizin en büyüğü olan annemin vefatından sonra bu kültüründe yok
olduğunu biliyorum. Ama annemin sık yaptığı bizimde çok severek yediğimiz
Koloçithanın tarifini vererek tüm bu kültüre katkısı olanları saygı ile anmak
istiyorum.
Koloçitha : Un yoğurt ve zeytinyağı
kullanılarak hazırlanan hamurdan merdane yardımıyla birkaç milimetre
kalınlığında hamur açılıp içi yağlanmış olan bir tepsiye yayılır. Üzerine
soyulmuş ve dilimler haline getirilmiş kabak veya bal kabağı dizilir. Onun üzerine
ince kıyılmış beyaz peynir veya daha iyisi tulum peyniri serpiştirilir. Biraz
zeytinyağı gezdirilir. Üzeri gene aynı hamur ile kapatılır. Orta
sıcaklıkta bir fırında pişirilir.
Diğer
yemekler
Zeytinyağlı yemekler, omlet ve salatalar
: İç bakla salatası, bakla yahnisi, börülce yahnisi, turp otu
salatası, stifno salatası, radika salatası, çibez salatası, sirkeli kuru
böğrülce piyası, popules salatası, acı veya tatlı sarmaşık otu salatası, aynı
otun yemeği ve omleti, patatesli omlet,
kabak omleti, tatlı veya acı sarmaşık otundan omlet, enginar dolması, arap
saçı, enginarlı pilav, üzümlü pilav, kıymalı ebegümeci, supa, şevketi bostan,
zeytinyağlı enginar, papaz yahnisi, fava
Tatlılar
: Lorlu tatlı muska böreği, Pudra
şekerli tatlı lorlu börek,
Elmasiye,
şuruplu börek, lor kurabiyesi, badem kurabiyesi, pekmezli kuabiye,
Diğerleri:
Katmer, kalçuna, ıspanaklı veya arap saçlı boğaca, çullama
Mangiri,
yoğurtlu şilo çorbası, lakumya, portakallı simit
Reçel : Turunç reçeli, ağaç kavunu
reçeli, bergamut reçeli, yeşil incir reçeli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder