Gerga,
Çine ilçesi Aladağ Köyü yakınlarında yer alan antik bir
yerleşimdir. Bu ufak Karya yerleşiminin tarihi hakkında fazla bir
bilgi bulunmamasına rağmen şehrin içerisinde yaklaşık yirmi
yerdeki kayalara kazınmış ‘Gerga’ veya ‘Gergakom’ yazısı
şehri tanımlayan bulgular olarak kabul ediliyor. Bu yazılardan
ilkini şehrin girişinde yerden yaklaşık 90 cm yüksekliğinde
bulunan bir kaya üzerinde görmek mümkün. Buradan tepenin üzerine
doğru kuzeydoğu istikametine devam edilirse şehrin merkezi olduğu
düşünülen geniş bir alana ulaşılır. Bu bölgede çevreye
dağılmış pek çok taş, heykel kaidesi, mezar ve duvar
kalıntıları görülüyor. Şehirden kalan bu az miktarda bulgunun
Roma Dönemi ile bağlantılı olduğu sanılıyor. Yerleşimde
Helenistik yapılaşmanın izleri görülmüyor. Gerga’daki anıtsal
görünümdeki yapıların antikçağ izlerini taşıyan gizemli
yapılar oldukları düşünülüyor.
Antik
çağın ünlü yazarları Stabon, Plinius ve Herodotos bu
yerleşimden söz etmemişler. Sarp kayalar üzerinde kurulu
günümüzde bile güçlükle ulaşılan kent hakkında az miktarda
bilgiyi Fransız gezgin Cousin’den almaktayız. O tarihlerde
yerleşim bölgesinde büyük heykeller olduğundan bahsetmesi
burasının anıtsal bir bölge olduğunu veya anıtsal bir mabetin
çevresinde kurulmuş küçük bir yerleşimin varlığını
düşündürüyor.
Yurdumuzun
gizemli yerleri arasında kabul edilen Gerga Antik Kenti, Karya
bölgesinde yer almasına rağmen, şehrin kalıntılarının Karya
bölgesinde yer alan diğer antik kentlerden çok daha farklı
özellikleri olması bu gizemi arttırıyor. Normal insan boyutunu
çok fazla aşan heykeller , bu heykellerin baş kısmının insana
benzememesi, bazı yapıların kayaların oyulmasıyla yapılmış
olması da ilginç.
Kutsal
alana ilk girişte karşılaşılan ve kapısının üzerindeki
alınlıkta Gerda yazısının yer aldığı bir podyum üzerinde
bulunan yapı ana tapınak binasıdır. Burada yaşayanların ise
gözlerden uzaktaki bu yerleşim yerinde bulunan tapınağın
çevresinde toplandıkları ve tüm yaşamlarını bu tapınakla
bütünleştirerek sürdürdükleri düşünülüyor.
GERGA’YA
GİTTİK
Antik
yerleşime ulaşımın zor, sıkıntılı hatta dağlarda kaybolma
riski nedeniyle tehlikeli olduğu hakkındaki yayınlar nedeniyle
Gerga’ya gitme konusu bizde uzun süreden beri endişe
yaratıyordu. Tüm bu zorluklara rağmen arkeolojiye meraklı
arkadaşlarla hafta sonu istikametimizi Gerga olarak belirledik.
Gözlerden uzak, çok bilinmeyen bu esrarengiz yerleşim hakkında
fikir sahibi olabilmemiz için burayı mutlaka görmemiz gerektiğini
düşünerek yola koyulduk.
İlk
durağımız Savrandere. Kısa bir kahvaltı molasından sonra Çine
yönünde yolumuza devam ediyoruz. Çine’yi geçtikten sonra sol
tarafta Gerga 14 km. yazısı fazla bir yol kalmadığını
düşündürüyor. Ama yol dar virajlı ve sürekli yokuş yukarı
olunca beklenenden daha uzun bir sürede yol üstündeki ilk yerleşim
olan Ovacık Köyüne ulaşıyoruz. Gerga’yı sorduğumuzda ‘Daha
ilerde’ yanıtıyla yolumuza aynı yolda devam ediyoruz. Bir
sonraki yerleşim Kırksakallar Köyü. Burada yolu sorduğumuz kişi
hafif tebessüm ederek ‘Siz orayı bulamazsınız’ dedikten sonra
yeğeni Ali’yi bizim yanımıza rehber olarak veriyor. Rehberimizle birlikte yakınlardaki diğer köy olan Aladağ Köyüne kadar
arabamızla gidiyoruz. Köyün girişinde aracımızı bıraktıktan
sonra sağ taraftaki dar bir patika yola sapıyoruz. Esas zorluk
bundan sonra. Rehberimiz olmadan bu bölgeden sonra yolu bulmak
oldukça güç. Yaklaşık 1.5 saat süreyle hiçbir yerleşimin yer
almadığı çevresinde maki tarzı bitkilerin yer aldığı bir
patika yolda genellikle yokuş aşağı Çine Baraj Gölü
istikametinde yürüyoruz. Gerga’ya yaklaşırken ayrı bir heyecan
duymamak mümkün değil. İlk olarak Gerga’nın simgesi olmuş taş
bina bizi karşılıyor. Genç rehberimiz , bize çevreyi
tanıtıyor. Kutsal mekanı çevreleyen sur duvarları, zeytinyağı
elde edilen işlik, bazı ev kalıntıları ve devrilmiş büyük bir
heykel Gerga antik alanında gördüğümüz diğer bulgular.
Fotoğraf çekiminden sonra dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Tam
öğlen vakti, havada oldukça sıcak birde makilik alanda patika
bir yoldan sürekli yokuş yukarı çıkmak oldukça yorucu olup,
uzun bir süre almış olsa da Gerga’yı görmüş olmak tüm
yorgunluğumuzu unutturuyor. Köyün yakınlarındaki tarihi köprü
bu bölgede göreceğimiz son yer. Genç rehberimize teşekkür
ederek Aladağ Köyünden ayrılıyoruz.
Gerga,
Çine ilçesi Aladağ Köyü yakınlarında yer alan antik bir
yerleşimdir. Bu ufak Karya yerleşiminin tarihi hakkında fazla bir
bilgi bulunmamasına rağmen şehrin içerisinde yaklaşık yirmi
yerdeki kayalara kazınmış ‘Gerga’ veya ‘Gergakom’ yazısı
şehri tanımlayan bulgular olarak kabul ediliyor. Bu yazılardan
ilkini şehrin girişinde yerden yaklaşık 90 cm yüksekliğinde
bulunan bir kaya üzerinde görmek mümkün. Buradan tepenin üzerine
doğru kuzeydoğu istikametine devam edilirse şehrin merkezi olduğu
düşünülen geniş bir alana ulaşılır. Bu bölgede çevreye
dağılmış pek çok taş, heykel kaidesi, mezar ve duvar
kalıntıları görülüyor. Şehirden kalan bu az miktarda bulgunun
Roma Dönemi ile bağlantılı olduğu sanılıyor. Yerleşimde
Helenistik yapılaşmanın izleri görülmüyor. Gerga’daki anıtsal
görünümdeki yapıların antikçağ izlerini taşıyan gizemli
yapılar oldukları düşünülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder