3 Ağustos 2014 Pazar

AYDIN’DA AYAN KULELERİ



1800 ‘lü yıllar Osmanlı İmparatorluğu için sıkıntılı zamanlardı. Bitmek bilmeyen savaşlar, sürekli toprak ve  gelir kaybı, uzun süren askerlik dönemleri,  ticaretin bozulması, gün geçtikçe artan vergiler halkı yıldırma noktasına getirmişti.  Bu devirde  merkezi yönetim zayıflamış,  devlet otoritesi ise   kaybolma seviyesine gelmişti. Tüm bu olumsuz yaşam koşullarından  bunalan halk  kazancının yetersiz olması nedeniyle  vergi vermek istemez. Devlet  vergi toplayabilmek ve  toplum  üzerinde eskisi gibi söz sahibi olabilmek amacıyla bazı yerlerde,  yörenin zengin ve güçlü ailelerine o bölgeyi  yönetme yetkisinin yanı sıra devlet adına vergi toplama görevini verir. Yaşadıkları bölgelerde halk arasında sevilmeyen bu ailelere ‘ayan’ denirdi. Baskılardan bunalan ve zaman zaman ayaklanan  halk, ayanlara ve onların  oturdukları mekanlara    ulaşarak  zarar vermek isterler. Tehlikelerden korunmak isteyen  ayanlar  ise konaklarının hemen yanında büyük kuleler inşa ederek kendilerini savunmaya çalışırlar. Ayan kuleleri adı verilen bu kulelerden dört tanesi Aydın ilimiz sınırları içerisinde  bulunuyor.

                            AYAN  KULELERİNİN GENEL YAPILARI
Ayan kuleleri genellikle dört katlı olup, duvarları  tamamen taştan yapılmış  çok sağlam binalardır. Bu kuleler arkadaki konak ile  koridor veya  alt geçit  ile bağlıdır. Gözetleme yanında korunma amaçlı olarak ta düşünüldüklerinden bir tehlike anında konaktan kaçan aileler bu kulelerde güvenle saklanırlardı. Kulelerin  zemin katının dışarı açılan hiçbir penceresi ve kapısı yoktur.  Bu bölüm su ve erzak deposu olarak kullanılır. Ana giriş kapısı ikinci kattadır. Makaralı bir sistem yardımıyla zemin kata uzatılan bir merdiven veya tahta köprü kulenin giriş kapısına ulaşımı sağlar. Kule içindeki katlar arasında tahta merdivenler bulunur. Üçüncü katta dıştan girilmesi mümkün olamayan ufak pencereler katın havalandırılma ve aydınlatılmasına yardım eder. Bu kat tehlike halinde ailenin sığınacağı ve günlük yaşamını sürdüreceği bir bölüm olduğundan günlük gereksinimler için oturma ve yemek pişirme grupları bulunur.  Binanın en üst katını oluşturan dördüncü kat,  gözetleme ve savunma amaçlı olarak düşünüldüğünden yüksek sur duvarları ile çevrilmiştir. Bu katta yer alan ilginç bir oluşumda, binanın tam giriş kapısının üstünde bulunup  davetsiz olarak dış kapıya gelen ziyaretçilerin üzerine gereğinde  taş veya kum atarak onları kapıdan uzaklaşmayı sağlayan taş bir oluktur. İki konsolun taşıdığı bu baca görüntüsüne Osmanlı savunma sisteminde ‘seng endaz çıkması ‘ yani ‘taş veya ağırlık atma  çıkması’ adı verilir. 

CİHANOĞLU    KULESİ
Cihanoğlu ailesi  Aydın ve çevresinde yönetimde söz sahibi olmuş bir ailedir. Aile bu bölgede bir çok cami ve medrese yaptırmış. Koçarlı ilçe merkezinde yer alan ve ailenin her alanda güçlü olduğu zamanlarda inşa ettirdikleri Cihanoğlu Kulesi ayan kuleleri içerisinde günümüze kadar ulaşmış en sağlam binadır. Taş ve tuğla ile dört katlı olarak inşa edilmiştir. Üst katından bakıldığında çok geniş bir  alanı  görmek mümkün olur. Konak ile kulenin bir zamanlar mevcut olan bağlantısı  yangın sonucunda tamamen kopmuştur.



 

DONDURAN ( Beyler )  KULESİ
Yenipazar ilçesinin Donduran Köyü’nün yakınlarındadır. Dört katlı  moloz, taş ve tuğladan inşa edilmiştir. Kule, köy ve Menderes Ova’sına hakim olan bir konumdadır. Yanında  bir yerleşim olduğunu gösteren  bir bulgu  günümüze ulaşmamasına karşın bu kulenin büyük bir konağı savunmak amacıyla inşa edildiği düşünülmektedir.



 
ARPAZ  KULESİ
Nazilli yakınlarında bulunan Esenköy’de Arpaz ailesine ait olan kuledir.
Yakınında aileye ait olan konak yer alır.  Arpaz köyüne girer girmez bu kule gözükür. Zamanında bu kule ve konak yöredeki önemli toplumsal olayların adeta bir odağı olmuştu. 1829’ da Atçalı Kel Mehmet ayaklanması  bu konakta yaşayan ayanlara  karşı yapılmıştı. Yöredeki geniş arazinin sahibi olan ve Osmanlı adına vergi toplayan Osman Bey ve adamlarının halk ile  olumsuz ilişkileri nedeniyle kendi can güvenliklerini sağlamak için Rodos Adasından getirdikleri ustalara bu şato benzeri kuleyi yaptırmışlardır. Kulenin etrafında konağı, hamamı, ambarı, ahırları ve çeşitli müştemilatı bulunur. Dördüncü kattaki kale mazgallarındaki gözetleme delikleri kulenin diğer katlarındaki pencereler ile uyumludur. İkinci katın duvarla örtülü olan penceresindeki   yelkenli motifi dikkat çeker. Ticaret ilişkilerinde denizin ve dolayısıyla gemilerin önemini  vurgulamak  amacıyla bir usta tarafından özel olarak yapıldığı düşünülüyor.






                                         İNEBOLU   KULESİ
Bozdoğan İlçesi yakınında bulunan bir konağın önünde bulunan kule günümüze oldukça zor ulaşmış. Bu kulenin sahibi olan aile yılar sonra  burayı kendi kullanımları için düşündüğünden  kulenin üst katını yıkarak   teras şekline getirmiş. Kulenin  pencerelerini de genişletilince kulenin eski görüntü kaybolmuş. Aile bir müddet burada oturduktan sonra onlarda terk etmiş.  Zaman, bakımsızlık, tabiat ve insan kuleyi ve konağı iyicene harap ederek adeta çökme noktasına getirmiş. Sofası, soğuk hava amaçlı kullanılan kileri, baş odası ve bunun yanında bulunan iki ayrı odasını  görmek mümkün. Evin  tüm cam vitrayları dışardan  taş atanlar tarafından kırılmış. Tamamen yerel malzeme ve özelliklede tahta kullanılarak inşa edilen konağın, giriş kapısının üzerinde kitabesi görülebilir. Evden çıkartılan bazı mermer malzeme konağın yakınında bulunan bir parkta sergileniyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder