1800 ‘lü
yıllar Osmanlı İmparatorluğu için sıkıntılı zamanlardı. Bitmek bilmeyen
savaşlar, sürekli toprak ve gelir kaybı,
uzun süren askerlik dönemleri, ticaretin
bozulması, gün geçtikçe artan vergiler halkı yıldırma noktasına getirmişti. Bu devirde
merkezi yönetim zayıflamış, devlet otoritesi ise kaybolma seviyesine gelmişti. Tüm bu olumsuz
yaşam koşullarından bunalan halk kazancının yetersiz olması nedeniyle vergi vermek istemez. Devlet vergi toplayabilmek ve toplum üzerinde eskisi gibi söz sahibi olabilmek
amacıyla bazı yerlerde, yörenin zengin
ve güçlü ailelerine o bölgeyi yönetme
yetkisinin yanı sıra devlet adına vergi toplama görevini verir. Yaşadıkları
bölgelerde halk arasında sevilmeyen bu ailelere ‘ayan’ denirdi. Baskılardan
bunalan ve zaman zaman ayaklanan halk, ayanlara
ve onların oturdukları mekanlara ulaşarak zarar vermek isterler. Tehlikelerden korunmak
isteyen ayanlar ise konaklarının hemen yanında büyük kuleler
inşa ederek kendilerini savunmaya çalışırlar. Ayan kuleleri adı verilen bu
kulelerden dört tanesi Aydın ilimiz sınırları içerisinde bulunuyor.
AYAN KULELERİNİN GENEL YAPILARI
Ayan
kuleleri genellikle dört katlı olup, duvarları tamamen taştan yapılmış çok sağlam binalardır. Bu kuleler arkadaki
konak ile koridor veya alt geçit ile bağlıdır. Gözetleme yanında korunma amaçlı
olarak ta düşünüldüklerinden bir tehlike anında konaktan kaçan aileler bu
kulelerde güvenle saklanırlardı. Kulelerin
zemin katının dışarı açılan hiçbir penceresi ve kapısı yoktur. Bu bölüm su ve erzak deposu olarak kullanılır.
Ana giriş kapısı ikinci kattadır. Makaralı bir sistem yardımıyla zemin kata
uzatılan bir merdiven veya tahta köprü kulenin giriş kapısına ulaşımı sağlar.
Kule içindeki katlar arasında tahta merdivenler bulunur. Üçüncü katta dıştan
girilmesi mümkün olamayan ufak pencereler katın havalandırılma ve
aydınlatılmasına yardım eder. Bu kat tehlike halinde ailenin sığınacağı ve
günlük yaşamını sürdüreceği bir bölüm olduğundan günlük gereksinimler için oturma
ve yemek pişirme grupları bulunur. Binanın en üst katını oluşturan dördüncü kat, gözetleme ve savunma amaçlı olarak düşünüldüğünden
yüksek sur duvarları ile çevrilmiştir. Bu katta yer alan ilginç bir oluşumda, binanın
tam giriş kapısının üstünde bulunup davetsiz
olarak dış kapıya gelen ziyaretçilerin üzerine gereğinde taş veya kum atarak onları kapıdan uzaklaşmayı
sağlayan taş bir oluktur. İki konsolun taşıdığı bu baca görüntüsüne Osmanlı
savunma sisteminde ‘seng endaz çıkması ‘ yani ‘taş veya ağırlık atma çıkması’ adı verilir.
CİHANOĞLU KULESİ
Cihanoğlu
ailesi Aydın ve çevresinde yönetimde söz
sahibi olmuş bir ailedir. Aile bu bölgede bir çok cami ve medrese yaptırmış.
Koçarlı ilçe merkezinde yer alan ve ailenin her alanda güçlü olduğu zamanlarda
inşa ettirdikleri Cihanoğlu Kulesi ayan kuleleri içerisinde günümüze kadar
ulaşmış en sağlam binadır. Taş ve tuğla ile dört katlı olarak inşa edilmiştir.
Üst katından bakıldığında çok geniş bir
alanı görmek mümkün olur. Konak
ile kulenin bir zamanlar mevcut olan bağlantısı
yangın sonucunda tamamen kopmuştur.
DONDURAN ( Beyler ) KULESİ
Yenipazar
ilçesinin Donduran Köyü’nün yakınlarındadır. Dört katlı moloz, taş ve tuğladan inşa edilmiştir. Kule,
köy ve Menderes Ova’sına hakim olan bir konumdadır. Yanında bir yerleşim olduğunu gösteren bir bulgu günümüze ulaşmamasına karşın bu kulenin büyük bir
konağı savunmak amacıyla inşa edildiği düşünülmektedir.
ARPAZ KULESİ
Nazilli yakınlarında
bulunan Esenköy’de Arpaz ailesine ait olan kuledir.
Yakınında
aileye ait olan konak yer alır. Arpaz
köyüne girer girmez bu kule gözükür. Zamanında bu kule ve konak yöredeki önemli
toplumsal olayların adeta bir odağı olmuştu. 1829’ da Atçalı Kel Mehmet
ayaklanması bu konakta yaşayan ayanlara karşı yapılmıştı. Yöredeki geniş arazinin
sahibi olan ve Osmanlı adına vergi toplayan Osman Bey ve adamlarının halk ile olumsuz ilişkileri nedeniyle kendi can
güvenliklerini sağlamak için Rodos Adasından getirdikleri ustalara bu şato
benzeri kuleyi yaptırmışlardır. Kulenin etrafında konağı, hamamı, ambarı,
ahırları ve çeşitli müştemilatı bulunur. Dördüncü kattaki kale mazgallarındaki
gözetleme delikleri kulenin diğer katlarındaki pencereler ile uyumludur. İkinci
katın duvarla örtülü olan penceresindeki
yelkenli motifi dikkat çeker.
Ticaret ilişkilerinde denizin ve dolayısıyla gemilerin önemini vurgulamak
amacıyla bir usta tarafından özel olarak yapıldığı düşünülüyor.
İNEBOLU KULESİ
Bozdoğan
İlçesi yakınında bulunan bir konağın önünde bulunan kule günümüze oldukça zor
ulaşmış. Bu kulenin sahibi olan aile yılar sonra burayı kendi kullanımları için düşündüğünden kulenin üst katını yıkarak teras
şekline getirmiş. Kulenin pencerelerini de
genişletilince kulenin eski görüntü kaybolmuş. Aile bir müddet burada oturduktan
sonra onlarda terk etmiş. Zaman,
bakımsızlık, tabiat ve insan kuleyi ve konağı iyicene harap ederek adeta çökme
noktasına getirmiş. Sofası, soğuk hava amaçlı kullanılan kileri, baş odası ve
bunun yanında bulunan iki ayrı odasını görmek mümkün. Evin tüm cam vitrayları dışardan taş atanlar tarafından kırılmış. Tamamen yerel
malzeme ve özelliklede tahta kullanılarak inşa edilen konağın, giriş kapısının
üzerinde kitabesi görülebilir. Evden çıkartılan bazı mermer malzeme konağın
yakınında bulunan bir parkta sergileniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder