3 Ağustos 2014 Pazar

KUŞADASI CİVARINDA ANTİK YERLEŞİMLER



                                      ILICA  TEPE
Mora Yarımdasına yerleşik bulunan ve aslen Yunanlı olan Aka’ların  Batı Anadolu’ya göç ettikleri yıllarda ilk yerleştikleri bölgedir. Yaklaşık 3000 yıllık olduğu düşünülen surların bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır. 


                        KADIKALESİ  ( Anaia-Anea- Soğucak)
Sisam Adasının karşısında yer alan bir sahil kasabasıdır. Bir ticaret merkezi olduğu kadar sığınmaya elverişli limanı nedeniylede civardan geçen gemilerin bir sığınağı olma özelliğini taşıyordu. 2001 yılında başlatılan kazı çalışmaları sonucunda kale duvarları, bir manastır kalıntısı, çeşitli işlikler ortaya çıkartıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında hazırlanmış mevzileri de burada görmek mümkün. Kazılar sırasında ortaya çıkartılan pek çok eser Aydın Müzesinde sergileniyor. Kadıkalesi / Anaia’nın özellikle orta Bizans döneminde, limanı denetleyen etrafı sivil konutlarla dolu bir kale kent görüntüsünde olmasının yanı sıra surların içerisindeki alanlarda üretim yapılan bir ticaret merkeziydi. İçerisindeki kilise ve manastırın çevresinde bulunan piskoposluklarla yakın ilişki içerisinde olduğuna dair belgelerin bulunması burasının aynı zamanda önemli bir dinsel merkez olduğunu düşündürüyor.  Bazı araştırmacılar bu bölgede bulunan ve üzerinde büyük bir Bizans kulesinin yer aldığı höyüğün, Truva’dan sonra Batı Anadolu’daki en büyük höyük olduğu belirtiyorlar. 










                                                PYGELA
Pygela yerleşimi  Kuşadası’nın yaklaşık üç kilometre yakınlarında ve deniz kıyısındadır. Antik devirlerde muhtemelen yerleşimin limanı olan  bu sahil günümüzde bir tatil köyünün plajı olarak kullanılıyor. Bu günlere  hiçbir  kalıntısı ulaşmayan bu kenti efsaneye göre  Truva savaşları sırasında yorulan  askerlerin dinlenmesi ve sürekli kürek çeken askerlerin oturmaktan dolayı oluşan yaraların iyileşmesi ve gemilerini onarması amacıyla Agamemnun tarafından   kurulmuş. Şehirdeki şifalı sular askerlerin kısa sürede sağlıklarına kavuşmasına yardımcı olduğu çeşitli yazarlar tarafından doğrulanmış. Ünlü gezgin ve geographika adlı kitabın yazarı Stabon yerleşimi  bir kasaba olarak tanımlayıp,  Artemis Munykhia adına yapılmış bir tapınak olduğundan da bahsediyor.  
Pygela, tüm  bölgeyi eline geçiren Büyük İskender ‘in askerlerinin de dinlence ve eğlence merkeziydi. Kazılar sırasında Helenistik döneme  ait birkaç sur duvarı bulunduysa da kentin kurulduğu zamana ait bir bulguya ulaşmak mümkün olmadı. Civardaki bazı kaya mezarlarının o dönemden kalmış olabileceği düşünülüyor.   Bu yerleşim bazı kaynaklar tarafından dünyanın ilk sağlık şehri olarak kabul ediliyor.

PANİONİON
Yerleşim  Güzelçamlı beldesindeki  Dilek Yarımadası’nda bulunan milli park sınırları içerindedir.  İon birliğini oluşturan 12 İon şehrinin merkezi olması yanı sıra aynı zamanda Poseidon Halikonios’a adanmış bir ibadet alanıdır. Yakınlarında bulunan iki önemli şehir Efes ve Miletos’a eşit uzaklıkta bulunuyordu. Yerleşim özellikle İÖ 700  yıllarında  önemli bir din ve politika merkeziydi. Zaman zaman oluşan dış tehlikelere karşı birliğe üye olan İon  şehirlerinin temsilcileri bu bölgede toplanarak kararlar alırlardı.  Panionion’a yalnız birliğe üye olan şehirlerden gelenler kabul edilir, bunlar haricinde hiç kimse şehre sokulmazdı. Panionion aynı zamanda önemli bir kehanet merkeziydi. Kehanette bulunmak için kurban edilen hayvanların akciğerleri tanrıya bir bütün olarak sunulması gerektiğine inanılıyordu. Taş işleme ve mermercilik bu bölgede çok gelişmişti. Heykellerin yüzlerinde görülen sevecenlik ve duygusal görünüm yalnızca bu bölgede görülen bir özelliktir. Bu bölgede yer alan bu antik kenti ulaşım zorluğu ve özel izin gerektirdiği için  göremedik.  Bu şehirden kalan ve halk arasında Zeus  olarak  bilinen mağarayı  görmek bir teselli olmadı. 

                                   NEAPOLİS  ( SCALA NUOVA)
Aydın'ın Kuşadası İlçesinde denize doğru çıkıntı yapan Yılancı Burnu denilen kara parçası üzerinde yer alan antik dönem yerleşimidir. Kentin ismi Hellen dilinde “Yeni Kent” anlamına gelir. Anadolu’da Neapolis ismiyle  ile bilinen başka kentler de vardır. 
Antik dönem yazıtlarda Neapolis’in ismine  ilk olarak  Ephesos yönetiminde bir kent olarak bahsedilir.  
Kent Orta Çağda sönükleşmesine rağmen Venedik ve Cenevizlilerin yöreye hâkim oldukları yıllarda ticaret gelişince bu yerleşimden Scala Nuova (Yeni İskele) olarak söz edilmiştir.
Helenistik dönemde çok önemli bir liman olan Neapolis'ten  günümüze ulaşan hiçbir bulgu yoktur.
Kent hakkında bilgiler veren Pauly Wissowa ve Strabon, Samos Adasında yaşayan Samoslular ile Ephesoslular arasında ki bir anlaşmadan söz ederler. Buna göre Samoslular  Marathesion kentini Ephesoslulara verip, kendilerine  daha yakın olan  Neapolis kentini onlardan alarak iki şehir arasında değiş tokuş yapmışlar.  
Kent hakkında bilinenler bu kadar. Yerleşimin Osmanlı döneminde de çok önemli bir konuma sahip olduğu biliniyor.                 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder