18 Eylül 2014 Perşembe

MENEMEN CİVARI KÜÇÜK ANTİK YERLEŞİMLER

 Neonteikhos :  Menemen Ovasının kuzey doğusunda dağların üzerindedir. Yerleşime ait bilgi olmamasına rağmen Yanık Köy civarında rastlanan ve antik dönemden kaldığı düşünülen taş döşemeli antik yol ve bir kaleye ait olan kısa duvar kalıntısı ile bazı seramik parçaları Neonteikhos kentinin burada olduğunu gösteren bulgular olarak kabul ediliyor. Herodotos’un saydığı 12 Aiol kentinden biridir.
Kentin kuruluşu ile ilgili efsaneden dönemin ünlü yazarı Strabon bahsediyor. Yazdığına göre Troia Savaşı sonrası bölgeye gelen Hellenler’in Kyme sahilinde Pelasglar’ın direnişiyle karşılaşınca Neonteikhos denilen yerde bir üs kurduklarından bahseder.
Kentin kuzeyinde bulunan düzlükte bulunan taştan bir pres ile değirmen taşlarının Roma döneminde yapılmış  bir zeytinyağı fabrikasına ait olduğu belirlenmesi o dönemde bu bölgede zeytin ağaçlarının çok bulunduğunun  bir göstergesidir. Serden Kayalıkları denilen bölgede görülen bir duvar kabartması dışında şehre ait başka bir bulguya rastlanmadı.  
Prof.Dr. Bilge Umar Aiolis adlı kitabında, Neon Teikhos Antik Kentinde  henüz arkeolojik kazı yapılmadığını ve  toprak altında arkeolojik önemi olan  kalıntılar bulunabileceğini yazar. Prof.Dr. Ersin Doğer’de bu görüşe katılır.

Herakleia : Yamanlar Dağının kuzeybatı eteklerinde Balıklayası Mevkisinde  bulunan bazı kalıntıların ve kayalara oyulmuş olan su sarnıçlarının bu kente ait olduğu düşünülmekte. Strabon'un bu civarda bahsettiği küçük yerleşimin Herakleia'ya olduğu sanılıyor. Diğer bir antik dönem yazarı olan Bizanslı Stephanos da kitabında Herakleia’dan bahseder. Ayrıca İÖ 2.yy’da Bythinia Kralı Prusias’ın Pergamon’a yaptığı bir sefer sırasında Herakleia şehrini yağmaladığından biliniyor. Antik yerleşimin ismine bu bölgede bulunan bazı sınır taşlarının üzerinde de görülmüş. Prof Dr. Ersin Doğer  Çobanıntepesi denilen bölgede bulunan antik dönem taş blokların bir kalenin surlarına ait olabileceğini belirtiyor.

Temnos :  Menemen Görece Köyü yakınlarında bulunan Kayacık Tepesi üzerindedir. Herodotos’un bahsettiği 12 Aiolis kentinden birisidir. Antik dönem yazarlarından olan Stephanos Byzantios kentin kurucusu olarak kabul edilen Malaos ismindeki bir gencin kentin yeri konusunda kahinlere danıştığını ve onlardan gelen ‘Arabanın dingilinin kırıldığı yerde kenti kur’ talimatını aldıktan sonra arabasının tekerleğinin kırıldığı yerde şehri kurduğundan bahseder. Strabon’da kentin dağlık bir alanda olduğundan söz eder.
Kent ekonomik olarak fazla bir varlık göstermediği ve Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olarak görev yaptığı biliniyor. 787 yılında İznik’te toplanan ikinci konsüle katılanlar arasında Temnos Piskoposunun bulunması o dönemde şehrin dini özellikleri bulunduğunun  göstergesi olarak kabul ediliyor.
Ulaşımı zor bir alanda bulunan kent yerleşkesinde ciddi bir arkeolojik inceleme  yapılmadı. Ayrıca tüm şehir alanının ağaçlarla kaplı olması buluntuları daha da gizliyor.  Nekropol alanı define arayıcılarının büyük tahribatı altında kaldığı görülüyor. Günümüzde  antik kentte araştırmalar yapan Prof. Dr. Ersin Doğer akropol alanının kısmen belli olduğunu bunun yakınlarında tiyatro ve agora alanının olduğunu saptadı.  Güçlükle seçilen tiyatronun oturma sıraları bu tiyatronun seyirci potansiyelinin yaklaşık 1000 kişi olan küçük bir tiyatro olduğunu gösteriyor. Kentin su gereksinmesi ise yaklaşık  bir kilometre uzaklıkta bulunan bir göletten sağlanmaktaydı.

Palaudis : Menemen Değirmendere'de bulunan antik dönem yerleşimidir. Aiolis Bölgesinde olmasına rağmen şehir olarak kabul edilmez. Bölgenin Prof.Dr. Ersin Doğer tarafından incelenmesinde yerleşmenin akropolüne ait olduğu düşünülen kalıntılara rastlandı.  Son dönemlere kadar varlığı bilinmeyen bu kale veya kent kuzeyden gelen ve Yamanlar üzerinden Smyrna’ya ulaşan bir yol ile Phokaia ile Sard yolunun kesiştiği  ve stratejik açıdan çok önemli bir kavşağın tam kesim noktasında bulunuyordu. Savunma ve gözetleme amacıyla  yapılan bu kalenin o zamanlarda  ciddi bir önemi vardı. Bulunan seramik parçaları İÖ 2.yy kadar  Palaudis’in iskan gördüğünün bir göstergesidir.

Kordeleon ( Kordelio) : Yerleşim yerinin Küçük Yamanlar Dağı olduğu düşünülen antik dönemde var olan küçük bir kenttir. Günümüze sadece kısmen tahrip olmuş bir höyük kalıntısından başka bir bulgu yoktur.

Sillyos ( Sillion ) : Çiğli civarında olduğu düşünülen küçük bir antik dönem yerleşimidir. Yüzey çalışmaları sırasında az miktarda küçük eserlere rastlandı.

Melanpalos : Yerleşimin İzmir Yamanlar Dağının kuzey yamacında, Yamanlar ile Göktepe Köyleri arasındaki bir alanda olduğu düşünülüyor. Bölge ile ilgili ciddi araştırmalar yapan Prof. Dr. Ersin Doğer antik yerleşim ile ilgili olduğu zannedilen küçük bir sur duvarı belirlemiş. Köy yakınlarındaki bir taş üzerinde Melanpalos  adına rastlanması yerleşimin bu bölgede olduğu görüşünü kuvvetlendiriyor. Prof. Doğer Meganpalos’un kent statüsüne yükselmemiş, Smyrna’ya Yamanlar Dağı üzerinden gelebilecek tehlikeleri önlemek amacıyla inşa edilmiş bir kale olmasının da mümkün olduğu belirtiyor. Hellenistik dönemde varlığını devam ettiren bu  yerleşim Roma döneminde önemini kaybedince tamamen terk edilmiş.


Bu bölgede ciddi araştırmaları bulunan Prof.Dr. Ersin Doğer Asarlık Köyü üzerinde Boztepe denilen mevkide bulunan ve adı bilinmeyen bir yerleşimden bahseder.  Smyra ile Pergamon arasındaki karayolunu denetleyebilecek bir konumda ve statejik olarak çok önemli bir noktada bulunan bu  kent aynı zamanda Aiolis kentlerinin en uç kemsin de yani en kuzeyinde yer alıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder