19 Şubat 2018 Pazartesi

Mazimdeki İzmir– 6...1960’lı- 1970’li yıllar

1960’lı yıllarda evlerde kalorifer sistemi bulunmazdı. Isınma odun, kömür veya gaz sobalarıyla sağlanırdı. Odun ve kömür kullananlar yaz mevsiminde, bir kış yetecek kadar odun veya kömür alır, evlerin bodrumunda depolarlardı. Bazı evlerde ise gaz sobası tercih edilirdi. Gaz sobasının yakıtı için, evin balkonunda duran varillerin içerisinde gaz stoklarlardı. İki veya üç varil bu iş için yeterliydi. Variller benzin istasyonundan gelen tankerler tarafından doldurulur, alt kısmında bulunan bir musluk yardımıyla daha ufak kaplara aktarılarak sobaya nakledilirdi. Büyük evlerde bulunan iki kazanlı gaz sobaları ile ciddi bir sıcaklık sağlanırdı. O zamanki binalarda asansör de yoktu. İzmir’de ilk asansörü 1960 yılların sonuna doğru görmek mümkün oldu. Klimalar çok daha sonra kullanıma girdiler. İlk klimalar tamamen ithal olup, bu günkülere nazaran çok gürültülü olarak çalışır, uzaktan kumandaları olmadığından üzerinde bulunan düğmelerin fonksiyonları manuel olarak değiştirilirdi. O yıllarda klima terimi yerine air condition terimi kullanılırdı.
Giyim, terzi ve yorgancılar
Hazır konfeksiyonun olmadığı zamanlarda tüm giyim terziler tarafından hazırlanırdı. Mahallelerde de terziler bulunmasına rağmen en tanınmış terzilerin dükkanları Kemeraltı ve Hisarönü civarındaydı. Takım elbise, ceket veya pardesü diktirileceği zaman mutlaka onlara başvuruldu. Kapısında tüccar terzi diye yazıyorsa aynı zamanda kumaşta satıyor anlamı çıkardı. Bu kolaylıktı. Kumaşı aynı yerden aldıktan sonra ölçünüz alınıyor, bir müddet sonra birinci, daha bir zaman sonra ise ikinci provaya çağırıyordu. Belirli bir süre sonra teslim ediliyordu. Yani bu terzilerde takım elbise ve pardesü gibi giyim eşyalarını diktirmekte o kadar kolay değildi. O yıllarda, bu geçikmelerden ve maddi açıdan aileye destek olmak amacıyla ev hanımları da terzilik öğrendiler. Kısa süreli kurslara gittikten sonra aile içindeki basit dikişleri yapmaya başladılar. Bazı hanımlarda eve terzi getirtir, istediği kıyafetleri evde diktirtirdi. Bu arada hazır giyimin ilk lokomotifinin Sümerbank olduğunu söyleyebilirim. Özellikle Sümerbak'tan alınan çizgili pijamalar o yıllarda epey meşhurdu. Mahallelerde yorgancılar vardı. Yorgan dikerler veya götürülen şilte, yorgan ve yastıkları söker, pamuklarını tiftikler , gerekirse üst kılıfını da değiştirerek teslim ederlerdi. Bazı hanımlar hallaçları evine çağırır ve burada pamuk atırırlardı. Hallaç gittikten sonra oda savaştan çıkmışcasına dağınık olurdu. Her tarafa sıçramış pamuk parçalarını toplamak epey zaman alırdı.
Konak çevresi
Konak’ta SSK binaları ve katlı otopark yokken buraları geniş bir park alanıydı. Yeşil bitkiler güzel ağaçlar ve oturma gruplarıyla güzel bir görüntüsü vardı. Parkta oturanlar denizi rahatlıkla görürlerdi. Daha sonra SSK binaları yapıldı. Arkasından katlı otoparkta yapılınca bu parklardan eser kalmadı. Şimdiki Sabancı Kültür Merkezi’nin olduğu yerin civarında Maksim Gazinosu bulunurdu. İlginç bir gazinoydu. Burada nişan,düğün ve sünnet kutlamaları çok sık olurdu. Fuar zamanı ise tanınmış ses sanatçıları burada sahne alırlardı. Bana en ilginç geleni ise arada yapılan anonstu. Şöyle diyordu ‘Her türlü davetiniz için 200 kişilik pasta masalara su ve çerez ikramıyla orkestra dahil ödenecek ücret şu kadar. ’ bu ananonsu duyan o akşamki düğün sahibinin ne kadar ücret ödediğini de öğrenmiş olurdu. Başka hiçbir yerde duymadığım bu anons o zamanlar bana çok ilginç gelmiş olsa gerek yıllar sonra bile hafızamda yer etmiş. Gazinonun hemen yanında büyük bir benzin istasyonu tam karşısında ise yıllarca bir türlü bitirilemeyen opera binasının enkazı dururdu. Yıllarca ,on yıllarca o halde kaldıktan sonra yıklınca bundan kurtulduk. Bahsettiğim yer şimdiki astsubay ordu evinin yakınındaki otobüs durakları ve metro girişinin olduğu alandır. Saat kullesinin olduğu bölüm daha doldurulmamıştı. Konak vapur iskeleside daha içerde kalıyordu. Bunun yanındaki Atıf Kafeterya oldukça meşhurdu. Şimdiki Konak Pier’in olduğu bölüm ise balık haliydi. Önünden geçerken rahatsız edici bir koku ile karşılaşırdınız. Balık halinin tam karşısından Karşıyaka dolmuşları kalkardı. Saat kulesinin civarından ise Bornova, Mithatpaşa, Hatay ve Yeşilyurt dolmuş durağıydı. Ayrıca gene bu alandan Çeşme, Urla, Kraburun ve Seferihisar yönüne giden otobüsler hareket ederdi.
İlk market
Konak’ta 1960 yılların sonunda İzmir’deki ilk büyük alış veriş merkezi YKM açıldı. YKM’nin altında açılan market İzmir’in ilk süpermarketidir. Oradan alış veriş yapmak bir keyifti. YKM den sonra, Yeni Konak ve Sevil alış veriş merkezleride arka arkaya hizmete girdiler.


                                                                 Mazimdeki İzmir yazı dizim devam edecek


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder