1960’lı
yıllarda evlerde kalorifer sistemi bulunmazdı. Isınma odun, kömür
veya gaz sobalarıyla sağlanırdı. Odun ve kömür kullananlar yaz
mevsiminde, bir kış yetecek kadar odun veya kömür alır, evlerin
bodrumunda depolarlardı. Bazı evlerde ise gaz sobası tercih
edilirdi. Gaz sobasının yakıtı için, evin balkonunda duran
varillerin içerisinde gaz stoklarlardı. İki veya üç varil bu
iş için yeterliydi. Variller benzin istasyonundan gelen tankerler
tarafından doldurulur, alt kısmında bulunan bir musluk yardımıyla
daha ufak kaplara aktarılarak sobaya nakledilirdi. Büyük evlerde
bulunan iki kazanlı gaz sobaları ile ciddi bir sıcaklık
sağlanırdı. O zamanki binalarda asansör de yoktu. İzmir’de
ilk asansörü 1960 yılların sonuna doğru görmek mümkün oldu.
Klimalar çok daha sonra kullanıma girdiler. İlk klimalar tamamen
ithal olup, bu günkülere nazaran çok gürültülü olarak çalışır,
uzaktan kumandaları olmadığından üzerinde bulunan düğmelerin
fonksiyonları manuel olarak değiştirilirdi. O yıllarda klima
terimi yerine air condition terimi kullanılırdı.
Giyim, terzi ve yorgancılar
Hazır
konfeksiyonun olmadığı zamanlarda tüm giyim terziler tarafından
hazırlanırdı. Mahallelerde de terziler bulunmasına rağmen en
tanınmış terzilerin dükkanları Kemeraltı ve Hisarönü
civarındaydı. Takım elbise, ceket veya pardesü diktirileceği
zaman mutlaka onlara başvuruldu. Kapısında tüccar terzi diye
yazıyorsa aynı zamanda kumaşta satıyor anlamı çıkardı. Bu
kolaylıktı. Kumaşı aynı yerden aldıktan sonra ölçünüz
alınıyor, bir müddet sonra birinci, daha bir zaman sonra ise
ikinci provaya çağırıyordu. Belirli bir süre sonra teslim
ediliyordu. Yani bu terzilerde takım elbise ve pardesü gibi giyim
eşyalarını diktirmekte o kadar kolay değildi. O yıllarda, bu
geçikmelerden ve maddi açıdan aileye destek olmak amacıyla ev
hanımları da terzilik öğrendiler. Kısa süreli kurslara
gittikten sonra aile içindeki basit dikişleri yapmaya başladılar.
Bazı hanımlarda eve terzi getirtir, istediği kıyafetleri evde
diktirtirdi. Bu arada hazır giyimin ilk lokomotifinin Sümerbank
olduğunu söyleyebilirim. Özellikle Sümerbak'tan alınan çizgili
pijamalar o yıllarda epey meşhurdu.
Mahallelerde yorgancılar vardı.
Yorgan dikerler veya götürülen şilte, yorgan ve yastıkları
söker, pamuklarını tiftikler , gerekirse üst kılıfını da
değiştirerek teslim ederlerdi. Bazı hanımlar hallaçları evine
çağırır ve burada pamuk atırırlardı. Hallaç gittikten sonra
oda savaştan çıkmışcasına dağınık olurdu. Her tarafa
sıçramış pamuk parçalarını toplamak epey zaman alırdı.
Konak çevresi
Konak’ta
SSK binaları ve katlı otopark yokken buraları geniş bir park
alanıydı. Yeşil bitkiler güzel ağaçlar ve oturma gruplarıyla
güzel bir görüntüsü vardı. Parkta oturanlar denizi rahatlıkla
görürlerdi. Daha sonra SSK binaları yapıldı. Arkasından katlı
otoparkta yapılınca bu parklardan eser kalmadı. Şimdiki Sabancı
Kültür Merkezi’nin olduğu yerin civarında Maksim Gazinosu
bulunurdu. İlginç bir gazinoydu. Burada nişan,düğün ve sünnet
kutlamaları çok sık olurdu. Fuar zamanı ise tanınmış ses
sanatçıları burada sahne alırlardı. Bana en ilginç geleni ise
arada yapılan anonstu. Şöyle diyordu ‘Her türlü davetiniz için
200 kişilik pasta masalara su ve çerez ikramıyla orkestra dahil
ödenecek ücret şu kadar. ’ bu ananonsu duyan o akşamki
düğün sahibinin ne kadar ücret ödediğini de öğrenmiş olurdu.
Başka hiçbir yerde duymadığım bu anons o zamanlar bana çok
ilginç gelmiş olsa gerek yıllar sonra bile hafızamda yer etmiş.
Gazinonun hemen yanında büyük bir benzin istasyonu tam karşısında
ise yıllarca bir türlü bitirilemeyen opera binasının enkazı
dururdu. Yıllarca ,on yıllarca o halde kaldıktan sonra yıklınca
bundan kurtulduk. Bahsettiğim yer şimdiki astsubay ordu evinin
yakınındaki otobüs durakları ve metro girişinin olduğu alandır.
Saat kullesinin olduğu bölüm daha doldurulmamıştı. Konak vapur
iskeleside daha içerde kalıyordu. Bunun yanındaki Atıf Kafeterya
oldukça meşhurdu. Şimdiki Konak Pier’in olduğu bölüm ise
balık haliydi. Önünden geçerken rahatsız edici bir koku ile
karşılaşırdınız. Balık halinin tam karşısından Karşıyaka
dolmuşları kalkardı. Saat kulesinin civarından ise Bornova,
Mithatpaşa, Hatay ve Yeşilyurt dolmuş durağıydı. Ayrıca gene
bu alandan Çeşme, Urla, Kraburun ve Seferihisar yönüne giden
otobüsler hareket ederdi.
İlk market
Konak’ta
1960 yılların sonunda İzmir’deki ilk büyük alış veriş
merkezi YKM açıldı. YKM’nin altında açılan market İzmir’in
ilk süpermarketidir. Oradan alış veriş yapmak bir keyifti. YKM
den sonra, Yeni Konak ve Sevil alış veriş merkezleride arka arkaya
hizmete girdiler.
Mazimdeki İzmir yazı
dizim devam edecek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder