Neonteikhos : Menemen Ovasının kuzey
doğusunda dağların üzerindedir. Yerleşime ait bilgi olmamasına rağmen Yanık Köy
civarında rastlanan ve antik dönemden kaldığı düşünülen taş döşemeli antik yol
ve bir kaleye ait olan kısa duvar kalıntısı ile bazı seramik parçaları Neonteikhos
kentinin burada olduğunu gösteren bulgular olarak kabul ediliyor. Herodotos’un
saydığı 12 Aiol kentinden biridir.
Kentin
kuruluşu ile ilgili efsaneden dönemin ünlü yazarı Strabon bahsediyor. Yazdığına
göre Troia Savaşı sonrası bölgeye gelen Hellenler’in Kyme sahilinde
Pelasglar’ın direnişiyle karşılaşınca Neonteikhos denilen yerde bir üs
kurduklarından bahseder.
Kentin
kuzeyinde bulunan düzlükte bulunan taştan bir pres ile değirmen taşlarının Roma
döneminde yapılmış bir zeytinyağı
fabrikasına ait olduğu belirlenmesi o dönemde bu bölgede zeytin ağaçlarının çok
bulunduğunun bir göstergesidir. Serden
Kayalıkları denilen bölgede görülen bir duvar kabartması dışında şehre ait
başka bir bulguya rastlanmadı.
Prof.Dr.
Bilge Umar Aiolis adlı kitabında, Neon Teikhos Antik Kentinde henüz arkeolojik kazı yapılmadığını ve toprak altında arkeolojik önemi olan kalıntılar bulunabileceğini yazar. Prof.Dr.
Ersin Doğer’de bu görüşe katılır.
Herakleia : Yamanlar Dağının kuzeybatı
eteklerinde Balıklayası Mevkisinde bulunan bazı kalıntıların ve kayalara oyulmuş
olan su sarnıçlarının bu kente ait olduğu düşünülmekte. Strabon'un bu civarda
bahsettiği küçük yerleşimin Herakleia'ya olduğu sanılıyor. Diğer bir antik
dönem yazarı olan Bizanslı Stephanos da kitabında Herakleia’dan bahseder.
Ayrıca İÖ 2.yy’da Bythinia Kralı Prusias’ın Pergamon’a yaptığı bir sefer
sırasında Herakleia şehrini yağmaladığından biliniyor. Antik yerleşimin ismine
bu bölgede bulunan bazı sınır taşlarının üzerinde de görülmüş. Prof Dr. Ersin
Doğer Çobanıntepesi denilen bölgede
bulunan antik dönem taş blokların bir kalenin surlarına ait olabileceğini
belirtiyor.
Temnos : Menemen Görece Köyü
yakınlarında bulunan Kayacık Tepesi üzerindedir. Herodotos’un bahsettiği 12
Aiolis kentinden birisidir. Antik dönem yazarlarından olan Stephanos Byzantios
kentin kurucusu olarak kabul edilen Malaos ismindeki bir gencin kentin yeri
konusunda kahinlere danıştığını ve onlardan gelen ‘Arabanın dingilinin kırıldığı
yerde kenti kur’ talimatını aldıktan sonra arabasının tekerleğinin kırıldığı
yerde şehri kurduğundan bahseder. Strabon’da kentin dağlık bir alanda
olduğundan söz eder.
Kent
ekonomik olarak fazla bir varlık göstermediği ve Bizans döneminde bir piskoposluk
merkezi olarak görev yaptığı biliniyor. 787 yılında İznik’te toplanan ikinci
konsüle katılanlar arasında Temnos Piskoposunun bulunması o dönemde şehrin dini
özellikleri bulunduğunun göstergesi
olarak kabul ediliyor.
Ulaşımı zor
bir alanda bulunan kent yerleşkesinde ciddi bir arkeolojik inceleme yapılmadı. Ayrıca tüm şehir alanının ağaçlarla
kaplı olması buluntuları daha da gizliyor. Nekropol alanı define arayıcılarının büyük
tahribatı altında kaldığı görülüyor. Günümüzde antik kentte araştırmalar yapan Prof. Dr.
Ersin Doğer akropol alanının kısmen belli olduğunu bunun yakınlarında tiyatro
ve agora alanının olduğunu saptadı. Güçlükle
seçilen tiyatronun oturma sıraları bu tiyatronun seyirci potansiyelinin
yaklaşık 1000 kişi olan küçük bir tiyatro olduğunu gösteriyor. Kentin su
gereksinmesi ise yaklaşık bir kilometre
uzaklıkta bulunan bir göletten sağlanmaktaydı.
Palaudis : Menemen Değirmendere'de bulunan
antik dönem yerleşimidir. Aiolis Bölgesinde olmasına rağmen şehir olarak kabul
edilmez. Bölgenin Prof.Dr. Ersin Doğer tarafından incelenmesinde yerleşmenin
akropolüne ait olduğu düşünülen kalıntılara rastlandı. Son dönemlere kadar varlığı bilinmeyen bu kale
veya kent kuzeyden gelen ve Yamanlar üzerinden Smyrna’ya ulaşan bir yol ile
Phokaia ile Sard yolunun kesiştiği ve
stratejik açıdan çok önemli bir kavşağın tam kesim noktasında bulunuyordu.
Savunma ve gözetleme amacıyla yapılan bu
kalenin o zamanlarda ciddi bir önemi
vardı. Bulunan seramik parçaları İÖ 2.yy kadar
Palaudis’in iskan gördüğünün bir göstergesidir.
Kordeleon ( Kordelio) : Yerleşim yerinin Küçük Yamanlar Dağı
olduğu düşünülen antik dönemde var olan küçük bir kenttir. Günümüze sadece
kısmen tahrip olmuş bir höyük kalıntısından başka bir bulgu yoktur.
Sillyos ( Sillion ) : Çiğli civarında olduğu düşünülen
küçük bir antik dönem yerleşimidir. Yüzey çalışmaları sırasında az miktarda
küçük eserlere rastlandı.
Melanpalos : Yerleşimin İzmir Yamanlar Dağının
kuzey yamacında, Yamanlar ile Göktepe Köyleri arasındaki bir alanda olduğu
düşünülüyor. Bölge ile ilgili ciddi araştırmalar yapan Prof. Dr. Ersin Doğer
antik yerleşim ile ilgili olduğu zannedilen küçük bir sur duvarı belirlemiş.
Köy yakınlarındaki bir taş üzerinde Melanpalos adına rastlanması yerleşimin bu bölgede olduğu
görüşünü kuvvetlendiriyor. Prof. Doğer Meganpalos’un kent statüsüne
yükselmemiş, Smyrna’ya Yamanlar Dağı üzerinden gelebilecek tehlikeleri önlemek
amacıyla inşa edilmiş bir kale olmasının da mümkün olduğu belirtiyor.
Hellenistik dönemde varlığını devam ettiren bu yerleşim Roma döneminde önemini kaybedince
tamamen terk edilmiş.
Bu bölgede
ciddi araştırmaları bulunan Prof.Dr. Ersin Doğer Asarlık Köyü üzerinde Boztepe
denilen mevkide bulunan ve adı bilinmeyen bir yerleşimden bahseder. Smyra ile Pergamon arasındaki karayolunu
denetleyebilecek bir konumda ve statejik olarak çok önemli bir noktada bulunan
bu kent aynı zamanda Aiolis kentlerinin
en uç kemsin de yani en kuzeyinde yer alıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder