Denizli İlimiz sınırları içerisinde bir çok antik yerleşim
alanı bulunmaktadır. 18.ve 19.yy'lar da genellikle yabancı araştırmacıların
verdiği bilgiler doğrultusunda 2000 li yıllardan itibaren bir çok yüzey
araştırması ve sondaj çalışması yapıldı. Bu yoğun çabalar sonucunda yeni
bilgilere ulaşılınca bölgedeki antik
dönem yerleşimleri hakkında bir çok
yayın yapıldı.
Attoudda ( Attuda) : Helenistik dönemde kurulduğu
düşünülen kent iki büyük yerleşim olan Leodikeia ile Aprodisias ticari yolunun
üzerinde bulunuyordu. Yerleşim yerinin sağladığı ticari avantaj yanında şehirde
yaşayanlar sanatsal ve kültürel
alanlarda da ileri bir düzeydeydi.
Attoudda hakkında fazla bir bilgi yoktur. Şehrin bulunduğu
alanda Denizli Sarayköy İlçesine bağlı Hisarköy yer alıyor. Günümüze antik
dönemden kalan birkaç mezar kapağı ve steli ile az miktarda sikkeden başka bir
bulguya ulaşmadı.
Tabai : Tavas İlçesinin 25 km . güney batısında, Antik
Dönemde Karya olarak bilinen bölgededir. Kent hakkında fazla bir bilgi mevcut
olmamasına rağmen yerleşimin Büyük İskender'in imparatorluğu sırasında veya
hemen sonrasında kurulduğu tahmin ediliyor. Strabon çok kısa olarak Karya ile
Frigya sınırındaki bir şehir diye söz eder. Bölgede arkeolojik araştırmalar
günümüzde devam ediyor.
Eumenia : Çivril İlçesi Işıklı Beldesinde yer
alan Frigya bölgesine ait bir yerleşimdir. Şehri İÖ 159-138 yılları arasında,
Pergamon Kralı II.Attalos kardeşi ve eski Bergama Kralı olan II.Eumenes'in adını
vererek kurmuş. Önemli bir kent olduğu düşünülen Eumenia'nın, Roma'lılar
döneminde ise bir dinsel merkez olduğu biliniyor. Meclis Binasına ait mimari
bir buluntu ile Sarıbaba Tepesi olarak bilinen dağlık bölgede Bizans Dönemine
ait kaleye ait kalıntılar vardır. Bu tepenin yamaçlarında ise nekropol alanı
mevcuttu. Yakın dönemde Eumenia Antik Kentinde kazı çalışmaları başlayacak
olması kent hakkında daha çok bilgiye ulaşılmasını mümkün kılacak.
Trapezopolis : Yerleşiminin Nazilli İlçesi
Babadağ yakınlarındaki geniş ovalar üzerinde kurulu olduğu tahmin edilmesine
rağmen yeri tam olarak bulunamadı. Kelime anlamı olarak düzlük anlamına gelmesi
ve bu bölgede yer alan bir ova üzerinde kurulu olması coğrafi yapısının şehre
isim olarak yakıştırıldığı düşünülüyor. Şehirden günümüze ulaşan arkeolojik bir
buluntu mevcut değildir.
Colossae : Honaz İlçesinin iki kilometre
kuzeyinde yer alan antik dönem yerleşimidir. Antik kent Honaz ( Kadmos )
Dağının kuzeyinde ve Aksu Çayının kenarındadır. Frigya bölgesinin önemli
merkezlerinden birisidir. Şehirde yün ve dokumacılığın çok geliştiği biliniyor.
Zaman içerisinde kent yakınlarında Leodikeia ile Hierapolis gibi büyük
kentlerin kurulmasıyla Colossae’nın eski önemini kaybettiği biliniyor. İS
1.yy'da meydana gelen bir depremden şehir çok zarar görünce tamamen terk edilir.
Araştırmalar sırasında yerleşimin yakınlarında bulunan Honaz dağının üzerindeki
birkaç kaya mezarı kalıntısından başka it bir bulgu görülmedi. Tepenin üst
kısımlarında Osmanlı Döneminde yapılan bir kaleyi görmek mümkün.
Apollonos Hireon : Buldan İlçesi Bozalan Köyü
yakınlarındaki çamlık alandadır. Helen lisanına göre kutsal yer anlamına gelir.
Kent hakkındaki tek bilgi Roma döneminde bastırıldığı bilinen ve üzerinde
şehrin adının yazılı olduğu sikkelerdir. Yüzey araştırmaları ve arkeolojik kazı
yapılmadığından başka bir bilgiye ulaşmak mümkün olamadı.
Sebastopolis : Tavas İlçesi Kızılcaköy
yakınlarındadır. Roma İmparatorluğu zamanında önemli bir kent olduğu sanılıyor.
Yerleşimden günümüze ulaşan seramik parçaları ile kayalara oyulmuş mezarlardan
başka bir bulgu yoktur. Strabon ve Herodotos kentten hiç söz etmez. Köy
camisinin taş duvarları içerisinde kitabeye benzediği düşünülen parçalar ise
tam olarak değerlendirilemedi.
Tripolis ( Apollonia Maeandrum) : Buldan İlçesine bağlı Yenicekent bucağının doğusunda
yer alan antik dönem yerleşimidir. Yerleşim Büyük Menderes nehrine yakınlığı
nedeniyle Tripolis Maeandrum olarakta bilinir.
Antik dönem yazarlarından Plinius kentin adının Apollonia
Maeandrum olduğunu yazar.
Kentin Bergama Krallığının bu bölgedeki hakimiyeti sırasında
kurulduğu düşünülüyor. Lidya, Karya ve Frigya sınırlarına yakın bir bölgede
bulunması ticaret hayatını canlı tutmuş, zaman içerisinde bölgenin en zengin
kenti durumuna gelmiştir. Roma Dönemi şehrin en zengin olduğu zamanlardır.
Şehrin deprem bölgesinde olması nedeniyle sık sık deprem felaketiyle
karşılaşmıştır. Bu depremler sonucu önemini kaybeden şehir zaman içerisinde
terk edilir.
İznik konsülünün listesinde Tripolis adının bulunması bu
kentin psikoposluk düzeyinde bir kent olduğunu göstermektedir. Kentteki arkeolojik kazılara
Denizli Müze Müdürlüğü ve Ege Üniversitesi Arkeoloji Bilim Dalı tarafından
devam edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder